17- Polisi aramama ramak kaldı.

1K 93 42
                                    

Seelaamlaar!

Şu an officially tatildeyim ve bu bölümü otel odasının balkonundan paylaşıyorum. Fedakar yazar böyle oluyormuş :D

Hikayeyi eylül ayı bitmeden tamamlamak istiyorum çünkü sonrasında okul işleri başlayacak ve ben yine nefes almaya vakit bulamayacağım. Deneyeceğiz bakalım.

Sizi çook seviyorum ve oy ve yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar!

Please, forgive me,

I've got demons in my head.

Aaron'ın sürdüğü araba zifiri karanlık bir arsada, kapkara silüeti görünen büyük bir yapının yüz metre ötesinde durdu.

Aaron farları kapatmıştı ve dolunayın ışığı olmasa göz gözü görmeyecekti.

"İşte bizim mekan," dedi arka koltukta Rush'ın yanında oturan Lorenzo. Ön koltukların arasına başını sokmuş, Aaron ve benim omuzlarımızın arasından binaya gözlerini dikmişti.

Dördümüz de simsiyah kıyafetler içindeydik. Birbirinin eşi sayılacak siyah kapüşonlular ve pantolonlar giymiştik. Ellerimizde siyah, deri eldivenler vardı. Kahverengi, hafif dalgalı saçlarımı at kuyruğu halinde bağlayıp kapüşonumun altına sokmuştum. Ağız, burun ve yanaklarımızı kapatacak olan siyah maskelerimiz şimdilik çenelerimizin altında duruyordu.

Ayrıca Lori kucağımda oturuyordu ve kız elli kilo civarında olmasına rağmen bacaklarımı hissetmiyordum. Yol boyunca dizlerimin kıçına battığını söyleyerek mızmızlanmıştı.

Aaron kontağı kapattı ve oturduğu yerde gerindi. Yan dönerek üçümüze baktı.

"Planın üzerinden son defa geçiyorum," dedi ciddiyetle.

"Depoya arka kapıdan giriyoruz. Çünkü orası mal ikmali için kullanılıyor ve geçiş için parmak izine gerek yok. Anahtar bende. Hiçbir yerde parmak izi veya herhangi bir eşya bırakmıyoruz. İçerdeki hareketliliğin kameralardan görülüp müdahale edilmesi dört dakika sürecek. O süre içinde biz içeri girmiş, deponun arka taraflarındaki buzlukları kontrol etmiş ve çıkmış olacağız. Şanslıysak çıkarken beş kişi olacağız."

Biri ceset olmak üzere.

"Buzluğun anahtarı da bende. Ses çıkarmadığımız sürece dört dakika boyunca güvendeyiz. Eğer yakalanırsak ilk olarak Melia'nın dışarı çıktığından emin olacağız. Ama yakalanırsak diğer depolardaki güvenlik önlemleri artar. Kısacası, yakalanmıyoruz."

Rush asker selamı verdi. "Anlaşıldı kaptan."

"Biz bu işlerin adamıyız, kaptan," diyerek sırıttı Lorenzo.

Lunaparka gelmişiz gibi sevinçliydiler.

Lori dizlerimin üstünde rahatsızca kıpırdandı. "Arka koltuktan dalga dalga aptallık yayılıyor. Bu konuda çok rahatsızım."

Aaron bana hazır olduğumdan emin olmak istercesine baktı. Başımla onayladım.

Ben odaklanma konusunda gerçekten yetenekli bir insandım. Sanırım odaklanamadığım tek zaman önümde yarı çıplak bir Aaron olduğu zamandı.

Neyse. O konuyu hiç açmamak en iyisiydi.

Arabadan sessizce çıktık. Ne olur ne olmaz diyen Aaron anahtarı arabada bıraktı, bu sayede yakalanan olursa bile yakalanmayanlar arabayla kaçabilecekti.

Serbest DüşüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin