6

96 14 15
                                    

Bakugou nun dilinden
Yavaşça aralanan kapının ardında boktan saçlıyı gördüğümde şaşırmıştım. Her ne kadar burası onun evi olsa da direkt kapıyı açan kişinin o olucağını düşünmemiştim. Bu s*kik görüntüsü de neydi böyle?  Evin içerisinden hiç ışık gelmiyordu ve o s*kik kafasını bile yarım çıkartmıştı. Ne dönüyordu lan bu evde?

Gözlerimle karşımdaki salağı süzdüğümde kendisinin de ev gibi boka dönmüş olduğunu gördüm. Göz altı torbaları ve yüzü ile gözünün kızarıklığı ağladığının göstergesiydi. Evet bu salak bazen ağlar gibi yapardı ama daha önce hiç ağladığını görmemiştim. Boktan saçlıyı böyle çökmüş ve benim hitaplarım dışında boka dönmüş görünce gerçekten şaşırmıştım.

O da beni gördüğüne şaşırmış olmalı ki bir iki dakika sonra anca konuşmaya başladı. "B-bakubro, burda ne işin var?" "Senin o s*kik suratını patlatmaya geldim a*k başka neden olabilir. Senin yüzünden derste kimse ile kapışamadım ve bir boka yaramadı. " "O-oh! Şey özür dilerim." "Eee a*ına koyayım içeriye davet etmicek misin? Görgü kurallarını da mı öğretmediler sana?" "Şey... Normalde ederdim tabiki biliyorsun ama ... Ev pek müsait değil... Müsait değil derken dağınık yani" "Ailen nerde lan senin?" "Onlar iş gezisinde birkaç gün gelmicekler (fısıldayarak) şansıma..." "İyi" demem ile tam açık olmayan kapıyı ittirdim ve içeriye girdim. "B-bakugou ev..." "Sanki senin dağınıklıklarını hiç görmedim gerizekalı boktan saçlı!" "Şey... O zaman sen salona geç ben biraz yiyecek getireyim.
Yanımdan ayrıldığında o kadar paniklemiş görünüyordu ki bana salonun yerini tarif etmediğinin bile farkında değildi. Aptal diye düşünerek birinci katta salonu aradım. Bulup kendimi bir koltuğa attığımda düşünmeye başlamıştım. Ne olmuş olabilirdi? Ailesi burda değilse ailevi birşey olamazdı değil mi? Ağlama belirtileri dışında hasta da görünmüyordu. E ne s*kim oluyordu o zaman buna? Saçlarımı karıştırarak ofladığımda boktan saçlı elindeki tepsi ve üzerindeki içeceklerle içeriye girdi. Tepsiyi masaya koyduktan sonra bir bardağı bana uzatırken kendi bardağı ile yanıma oturuyordu.

Kafamı ona doğru döndüğümde bardağı iki eliyle de sıkıca kavramış ve gözlerini bardağa dikmişti. Uzatmanın hiçbir mantığı olmadığını düşünerek sordum. " Ne s*kim oluyor burda boktan saçlı?" hiçbir tepki vermemişti. Sanki beni duymamış gibi duruyordu ama sorum ile titrediğini de görmüştüm. Sorumu tekrarladığımda yine hiçbir tepki alamamala sinirlerim iyice tepeme çıktı. "SANA SORUYORUM KİRİSHİMA BURDA NE S*KİM OLUYOR?" Adını duyması ile gerçekten sinirlendiğim sonunda anlamış gibiydi.

Dudaklarını ıslattı ve derin bir nefes aldı. "Hiç... Hiçbir şey yok dostum. Neden böyle düşündün ki?" zaten sinirliyken birde bu bok kılıklı yüzüme bakmayacak böyle dediğinde kendime hakim olamadım ve yakasına yapıştım. "SEN BENİ DELİRTMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUN LAN? BİDE SORUYOR NEDEN BÖYLE DÜŞÜNDÜN DİYE. ANANIN A*MINA BÖYLE DÜŞÜNDÜM. ÇILDIRTMA LAN BENİ!" Yakasına yapışmama rağmen hiçbir tepki vermiyor ve yüzüme bakmamaya devam ediyordu.
Sinirle bir elimi yakasından çekerek küçük patlamalar yapmaya başladığımda birden yukarıdan sesler gelmeye başladı. Bu seslerin benim patlamaların dan gelmediğini biliyordum. Boktan saçlı da biliyor olacak ki hemen endişeyle tavana baktı. Sorarcasına ona döndüğümde yüzündeki  gerçek endişe ve korkuyu gördüm. "Şey... K-kardeşim olmalı..." "Kimle taş*ak geçiyorsun lan sen senin kardeşin yok!" " Yani şeyy... Küçük kuzenim ev-evet küçük kuzenim demek istedim. Kardeşim gibidir." Bu s*kiğin yalan söylediğini biliyordum çünkü o kadar çok boş boğazdı ki tüm sülalesinden bahsetmişti. Her ne kadar dinlemiyor gibi görünsemde o kadar çok bahsetmeden sonra aklımda birkaç şey kalmıştı ve bunlar birisi de kesin o salağım ailedeki en küçük kuzen olduğuydu. (Burdaki bilgiler full sallamasyon eheheh)

"Görelim bakalım şu küçük KARDEŞİNİ!!" Diyerek üst kata doğru yöneldim. Boktan saçlı beni durdurmaya çalışırken bende az önceki seslere dayanarak hangi oda olabileceğini hesaplıyordum.
Tam hesapladım kapının koluna uzanıyordum ki boktan saçlı kapının önüne geçti. Yere düşen göz yaşlarını gördüğümde hemen yüzüne baktım. "L-lütfen Bakugou dur!" "Bana bak boktan saçlı eğer herhangi bir şey benim savaş alanındaki çalışma partnerimi rahatsız ediyorsa bilmeye hakkım var. O yüzden HEMEN kapının önünden çekil!" kolu ile gözündeki yaşları silerken yolumdan çekildi. En nikayetinde kapı koluna uzanıp kapıyı araladım.

~~~~~~~~~~~~~
Bu gidişle adım kapı sever yazar-chan e çıkıcak. Lslcvldm iki bölümdür kapılarda bırakıyorum.

OwO acaba kiri kapının ardında ne saklıyor? Tahminleri alayım. Xöclcslfld

Bu arada gördüğünüz yazım yanlışlarını lütfen söyleyin değiştireyim bi okuyorum yanlıştan geçilmiyor. Ah oto düzeltme ah.

Talking To The MoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin