Karakola varan kirishima kapının önünde gördüğü adam ile şaşırmış ve yanına gitmişti. ''Sensei? Burada ne işiniz var?'' ''Sonunda gelebildiniz. hadi biran önce ifadenizi verin de sizi eve bırakayım. '' Kirishima bir türlü hocasının neden burada olduğunu anlayamıyordu. '' S-siz ama... neden ? '' ''Ne yani senin gibi bir veledi tek başına bırakacağımı mı sandın ?'' Sensei in sözleri üzerine kirishima kendini tutamamış ve sulu gözleriyle sensei e sarılmıştı. Sensei bir süre kirishimanın tekrarlayan teşekkürlerini dinlemiş ve sakinleşene kadar onu bırakmamıştı. En nihayetinde kirishima sakinleşmiş ve üçlü karakolda içeriye girmişti.
BİR SÜRE SONRA
Bol ağlamalı bir sorgunun ardından arabaya binmiş ve sessiz bir yolculuğa başlamışlardı. Sessizliği bozan şeyse kirishimanın telefonunun çalması olmuştu. Kirishima zar zor açık tuttuğu gözleriyle arayanın kim olduğuna bakmadan telefonunu açtı. '' Red Riot biran önce ajansa gelmelisin seninle konuşmak isteyen bir kız var !'' Dedi bağırarak Fat Gum. '' Fat ne saçmalıyorsun ? Üzgünüm şuan kızlarla uğraşamayacağım '' diyerek telefonu kapattığında Fat'e göz deviriyordu. Göz devirmesi bitmeden tekrar telefonu çaldı. '' Fat ciddiyim !! '' ''Kız bi özgünlükten ve acilen seninle görüşmesi gerektiğinden bahsediyor ama...'' ''NE? Hemen geliyorum. '' ''Sensei kız ... özgünlük... ajans'' Kirishima şaşkınlıktan konuşamaz bir haldeydi. sensei ise neler olduğunu az çok kavrayarak hızla Fat Ajansa doğru sürmeye başladı.
Mic ' in sözlüsü bittiğinde öğle teneffüsüne çıkmalarına 2 dakika kalmıştı. Herkesin kağıtları toplandıktan sonra Mic konuşmaya başladı. '' Öğle arasından sonra geldiğimde kağıtlarınızı kontrol ederim hem yanlışlarınızla ilgili de tartışabiliriz sonrasında.'' ''İyi de sensei bir sonraki dersimiz aizawa sensei ye değil mi ?'' '' Güzel noktaya değindin uraraka ! Aizawa nın ufak bir işi var o yüzden bugün okulda değil. '' Todoroki fısıldayarak konuştu. '' Bu sıralar çok fazla işi çıkmıyor mu? '' deku başıyla todorokiye hak verirken sınıftaki birkaç kişi dışındakiler todorokinin ne dediğini bile duymamıştı. Zil sesiyle denki hemen mic'in peşine taklıdığında mina birazdan geleceğini söyleyerek denki yi takip etmeye başladı.
Minanın ardından sero bakugounun sırasına yanaştı. '' Bugün neden ekstra kızgınsın bilmiyorum ama bir sorun olduğu belli ne olduğunu anlatıcak mısın ?'' ''Karun gözünde biricik sevgilisi gelmiş . bi s*k olduğu yok seni salak şimdi defol git.'' Bakugo nun söyledikleriyle yüzü kızarsa bile çıkıştı. '' H- hey minayla sevgili değiliz ! hem... göz altlarında bi sorun olmadığını kanıtlar nitelikte. Yoksa kiriyle alakalı bir şey mi ?'' '' Arkadaş ne boktan saçlıymış ! Herkesin tek derdi o olmuş !!'' '' Yani doğru bildim ? Dostum eğer ortadan kaybolduğu içinse sorun etme elbet geri gelecek hem bak kami de bir şeyler biliyor gibi eminim ki bildiklerini çok fazla içinde tutamaz.'' ''O pikacu ya ihtiyacım yok bilgi edinmek için. '' ''Dur ne ? Yoksa ne olduğunu biliyor musun ?'' ''Sanane lan '' Sero biraz düşünür gibi oldu ve birden bağırdı. '' Sakın senin yüzünden ortadan kaybolduğunu söyleme bana !!'' Bakugo sessiz kaldığında ''hass*ktir'' diye fısıldayarak bakugo nun yanındaki sıraya attı kendini.
'' Sensei! Bir dakika !'' ''Kaminari ?'' ''Şey Awizava sensei neden gelmediğini size söyledi mi ? '' '' maalesef bende bilmiyorum .Sadece önemli bir şey olduğunu söyledi .'' ''Demek önemli bir şey teşekkürler sensei.'' Mic yoluna devam ederken Denki birden kolundan çekilerek boş bir sınıfa sürüklendi. Mina kapıyı kapatarak '' Demek önemli bir şey he kami ? Nedense o önemli şeyi bildiğini düşünüyorum .Yanlış mıyım ? ''
~~~~~~~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talking To The Moon
RandomKiribaku fanfic ilk fanfic im olduğu için biraz kötü yazabilirim kusura bakmayın ve şimdiden uyarmak istiyorum aşşşşşşşşıııırrııı fazla küfür var her ne kadar sansürlesemde rahatsız olucak kişiler olabilir