12

76 11 4
                                    

3. Kişi ağzından

Mitsuki oğlu için endişeleniyordu. Çünkü akşam eve geldiğinde resmen bir zombi gibi görünüyor ve seslenmesine rağmen cevap vermiyordu. Normalde oğlu ne kadar yorgun hissederse hissetsin ona ya bağırır ya da bakardı. Tamda bu yüzden oğlunun odasına dalmıştı Mitsuki. Sesi çatlayacak bağırdı genç oğlan. "Sana defol demiştim çatlak karı!" " Katsuki hiç iyi görünmüyorsun? Sorun ne?" annesi ismi ile seslendiğinde anlamıştı genç oğlan gerçekten iyi görünmediğini. Her zaman velet diyen annesi ismini sadece ciddi zamanlarda kullanırdı. Yine de annesine karşı direnmeye karalıydı çünkü kendisi de tam olarak bilmiyordu sorunun ne olduğunu. Sadece bir iki gün öncesine, mutlu olsa da kabul etmediği günlere dönmek istiyordu.

Oğlunun direndiğini gördüğünde dayanamayarak sarıldı oğluna. Sarılmanın ne kadar iyi bir etkisi olduğunu bilirdi insanlar üzerinde. Nede olsa iki kalp yan yana atardı sarıldığınızda. Mitsukinin beklemediği şey ise oğlunun ağlamasıydı. Çok az ağlarken görmüştü oğlunu hatta en son kaçırıldıktan sonra buna izin verdiği için sinirden ağlamıştı oğlu. Tabi ki annesinin bunu bildiğini bilmiyordu.

Katsuki biraz daha sakinleştiğinde yavaşça sordu annesi "Tatlım doktorun bugün müsait olup olmadığını sormamı ister misin?" bunu duyduğunda tekrar burnu sızlamaya başlasa da yavaşça kabul etti. Eminim o da gitmemi isterdi dedi kendi kendine.

/

Odadaki doktor çıktığında Kaminari aceleyle yanına gitti. " Nesi var o iyi mi? " " Uykusunda birden panik atak geçirmiş kabus veya o tarz bireyden dolayı olmuş olabilir. Birazdan psikiyatrist onunla konuşacak buna bağlı olarakta ne yapmamız gerektiğine bakıcaz." Kaminari doktora teşekkür ederek kendini tekrardan hastane sandalyesine bıraktı. Sensei gelmeye çalışacağını söylemiş fakat hâlâ daha tek bir arama dahi yapmamıştı meraklanmaya başlayan Kaminari Sensei aradı fakat kimse telefonu açmadığında tekrardan iç çekti.

Telefonu titreştiğinde hızlıca arayan kişinin Sensei olmasını umdu. Telefonda yazan ismi gördüğünde hem sevinmiş hem de üzülmüştü. Çünkü arayan kişi Jirio ydu. Kendine gelmek için elleriyle yanaklarını vurduktan sonra telefonu açtı. " Selam jirio. Bi sorun mu var?" " Yine devrelerin mi yandı seni salak. Bugün gitar çalışmak için bana yalvarmıştın ama ortalıkta yoksun." "Ah şey üzgünüm acil bir işim çıktı da sana haber vermeyi unuttum. Ben... Üzgünüm... Gerçekten." "Bi sorun mu var sesin hiç iyi gelmiyor? Sanki ölüm haberi almış gibisin." " Sanırım sayılır... Ya-yani şey öyle demek istemedim! Neyse ben kapatıyorum o zaman görüşürüz!" Kaminari'nin aniden söyledikleri ile jirio endişelenmiş ve tekrar tekrar aramıştı fakat telefonlarını açan kimse olmayınca endişeli bir şekilde yurda gitmeye devam etti.

Telefon görüşmesinden bir iki dakika sonra odaya psikiyatrist girmiş ardından da Aizawa koridorda görünmüştü. " Bir gelişme var mı Kaminari?" "Az önce psikiyatrist girdi odaya. Bi yarım saat önce panik atak geçirmiş sanırım." Duydukları karşısında üzülsem de öğrencisine karşı güçlü durmaya çalıştı Aizawa. " Yarın senin için izin aldım aynı zamanda ailene de haber verdik. Duruma göre okul iznini uzatabiliriz. Onun dışında Kirishima nın babasına hâlâ ulaşamadık." " Peki kiri? Onun için niye izin almadınız rapor da veremez tüm hakkını kurtarma operasyonundan sonra kullanmıştı. " "Malesek ki Kirishima ifade verene ve masumluğu kanıtlanana kadar okula gelemicek ama herkese onunda izinli olduğunu söyleyeceğiz anladın mı? " " Evet Sensei. " " Birde Fat ajansa gidip giremediği zamanlar için rapor vericek ama buna gerekte olmayabilir zaten salı ya kadar gitmesi gerekmiyor çünkü. " " Ne yani okuldan mı atıldım? Hemde kendi kendimi dövdüğüm için" " Atılma denemez aslında senin bir özgünlük olduğunu kanıtlayana kadar donduruldu gibi bişey. Bunu kanıtlamak için de kimin özgünlüğü olduğunu bulmalıyız." "Sizin özgünlüğünüz sayesinde ortadan yok olamaz mı peki sensei? Böylece kanıtlayamaz mıyız?" " Benim özgünlüğüm özgünlükleri yok etmiyor. Kişinin kullanmasını engelliyor bu yüzden benim de yapabileceğim birşey yok." " Hepsi benim suçum. Benim yüzümden şuan burda benim yüzümden okula gidemicek artık herkes suçlu gözüyle bakıcak bana. Geleceğimi resmen geçmişimle mahfettim. Nefret ediyorum geçmişten de kendinden de.
" " Dostum böyle düşünme! Hiç bir şey senin suçun değil hem herşeyi birlikte düzelticez güven bana. " " Gerçek ben böyle bir arkadaşı olduğu için çok şanslı sağol. "

Psikiyatrist odadan çıktığında üçüde yanına gitmişti." Hastanın yakınları olmalısınız. Hasta ile konuşurken sürekli daha da kötü düşünmeye başlayıp durdu. Bu durumu engelleyemiyor gibi duruyor psikolojide bu durumun adı ruminasyon. Ruminasyon tek başına bir hastalık olmasa da büyük oranla depresyona ve pek çok rahatsızlığa neden olur. Yarında bir görüşme gerçekleştirirken sonra taburcu olabilir. Zaten sonraki seanstan sonra neler yapmanız gerektiğini sizlere de söyleyeceğim ama unutmayın en büyük pay yine hastanın kendisinde. " " teşekkürler doktor hanım. Peki hastayı görebilir miyiz? " " Malesef hasta şuan dinlense daha iyi olur. "

Bakugonun ağzından

  Her ne kadar daha önceden birisiyle konuşmak istemesem de şuan gerçekten buna ihtiyacım vardı çünkü düşündükçe sinirlerim hopluyordu. Aynı zamanda her ne kadar merak etsem de onunla iletişime geçemezdim. Ya o velet benim iletişime geçtiğimi görüp ona birşeyler söyelerse diye endişeleniyordum.

  Kapıyı açarak girdiğimde masanın öbür tarafında oturmuş adamın gülümseyen yüzüyle bağırdım. "Ne sırıtıyordu lan pişmiş kelle gibi. Komik bişey mi var?"  "Bakugou annen bugün sekreterimi arayıp seans sorduğunda gerçekten sevindim çünkü erkenden gelmek istedin. Yoksa bana daha mı çok alışıyorsun."  "Ne alaka lan. Salak prosedörler sayesinde kimseye bişey diyemeyeceğim biliyorum o yüzden geldim." " Anlıyorum. O zaman salak prosedörlere dayanarak konuşmaya başlamak ister misin?" kendimi masanın yanındaki koltuğa bıraktığımda terledikleri için ellerimi cebimden çıkarttım." Konuşacak pekte bi sik yok aslında bakarsan. Sadece canım sıkkın biraz. " " Bunu kızarmış gözlerinden anlayabiliyorum evlat. " " Ne kızarıcak be gözüm yok öyle bişey!" "Tamam tamam bişey demedim. Peki şu saçlarını boka benzettiğin arkadaşın nasıl? Normal bir sıkkınlık olsaydı eminim ki şuan benim değil onun yanında olurdun." Her seferinde nasıl tam on ikiden vurabilirdu bu herif. Yalan söyleyemediğim için her seferinde aramızdaki soğuk savaşı kazanmasından nefer ediyordum." En son gördüğümde saçlarından daha boktan görünüyordu. Şuan ne halt yiyor bilmiyorum ve bu... Ahh sinir bozucu!" " Neden neyi var?" "Sikik bir veletle uğraşıyor ve o velet kendisi. Dünde velete çıkıştım hepsi bu." "Peki sen zaten genelde çıkışıyorsun ama neden bu sefer çıkıştın." " Her bi halta burnunu sokup aramızdaki ilişkiyi sordu. Boktan saçlı duydu mu duymadı mı bilmiyorum." " Tamam da soru normal bir soru değil mi zaten? Seni tanımadığı için sormasına bu kadar kızacağını tahmin etmezdi." illa söyleyecektim değil mi ağzına tükürdüğümün adamı." Benim söylediğim gibi sorsa kızmadım herhalde aw... O velet... Sınır nedir bilmiyor tamam mı?.. Resmen sorusu ile şeyi sormak aynıydı... " İyice meraklanmışa benzeyen herifin yüzüne bakamıyordum." Neyi bakugo? Neyi sormakla aynı?" birden patladım. "Yönelimi mi tamam mı?" "Ow" ilk başta şaşırsa da sonrasında gülmeye başladı. "Hadi ama bakugou tam bir tsundere (?) gibi davranıyorsun. Zaten o çocuğu sevmiyor muydun?" " Ne diyorsun lan sen! Ben kimseyi sevmem tamam mı? Niye birini sevme ihtiyacı duyayım ki, herkes benim rakibim ve kimseye merhamet etmem bu yüzden de kimseyi sevmem anladım mı? " " Ah şu ergenler gerçekten sizinle uğraşmak çok zor. Neden ergen psikolojisini okudum ki. " " Okumasaydın lan ben mi dedim oku diye! " " Bakugou bana herhangi bir sakinleşme yada kendini dizginleme anını anlatır mısın? " " Ne alaka lan? " " anlat sen " " Aptal deku sinirlerimi bozmuştu yine sonra boktan saçlı önüme geçerek sakin olmamı söyledi ve beni deku dan uzaklaştırdı. " "Tamam bir tane daha lütfen. " "beceriksiz villainlar yine herşeyi mahfatmişti. Oysa tek amacımız sikik bi ders yapmaktı. Ben dersin boşa gittiğini düşünürken boktan saçlı beraber telafi edebileceğimizi falan söyledi." " Pekii son olarak bir de sakinleşemediğin bişey anlatır mısın?" " Az önceki gibi ders olucaktı ama o gerizekalı derse katılmadığı için rakiplerim eksikti o kadar sinir bozucuydu ki kafasını koparmak istedim. Zaten temelde de bu yüzden gitmiştim sanırım." " Bakugou farkında değilsin galiba ama bu kişi senin için bir arkadaştan fazla gibi görünüyor. " " O...O bir erkek olsa bile mi? "

~~~~~~~~~

Gerçekten beni en zorlayan bölüm bu oldu diyebilirim çünkü hem hastalıklar konusunda ne kadar araştırırsam araştırayım bilgi eksikliğin var gibi hemde heteroseksüel bir birey olarak homoseksüel bireylerin hislerini tam anlamam mümkün değil. Bir yanlışım varsa özür dilerim 🤧

Son iki bölümden sonra daha sakin bir bölüm oldu bence sizce?

Talking To The MoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin