Kirishimanın ağzından
Sonunda bizimkilerle konuşmam bittiğinde yorgunluğumu önemsemeden bakugo ve küçük halimi bulmak için ayaklandım. Eski ben ortaya çıktığından beri eskileri daha çok düşünüyor ve daha kötü hissediyordum. Zaten stresli ve düşünceliyken bir de bakugounun evime gelmesi iyice panik yapmama neden oluyordu. Alt kata indiğimde dış kapı açıktı fakat kimse görünmüyordu. Sessizce kapı kolunu tutum. Tam kapıyı açıcaktım ki nefessiz kaldığımı hissettim. Yok olmak, hiç var olmamak istedim. Gerçekten bunu yapmış olamazdım değil mi? Küçükken o kadar yürek yemiş olamazdım, değil mi?Hiçbir şey çaktırmadan dinlemeye başladım. İstesem de hareket edebileceğimiz sanmıyorum zaten.
Bakugonun ağzından
Duyduğum soruyla hemen arkamı dönerek velete baktım. Ne diyordu lan bu s*kik? Neden o boktan saçlının sevgilisi olucağımı düşünmüştü ki? Öyle mi görünüyordu gerçekten hem böyle bir soru sorduğuna göre yönelimi neydi bu boktan saçlının? Bu benim için bir şey fark eder miydi? Neden kalbim bu kadar hızlı atıyordu?
"Ne diyorsun lan a*ına koduğumun manyağı! İki gündür kimseyi patlatmadım ananı bile s*kebilirim şuan duydun mu beni? Ne sanıyorsun lan sen beni ibne fln mı? İki yardım ettim diye seni sevdiğimi filan mı sandın gerçekten? Hah çalışırken kullanınca tek ceza yemediğim kişiden başka bişey olabileceğini mi sandın? Umarım o boktan saçlı da senin kadar salak değildir. Yoksa ikinizin de cehennemi ben olurum. "
Sonunda biraz sakinleştiğimde tekrardan dönüp yürümeye başladım. Sert adımlarım yüzünden topuklarım acımaya başlamıştı. Evin görüş alanından çıktığımda sinirimi sokaktan çıkartamayacağım için koşmaya başladım. Koşmak, nefesimin kesildiğini hissetmek beni kendime getiriyordu. Ortaokulda olan olaydan beri sakinleşmek için koşardım böylece daha kötülerini yaşadım aklıma gelirdi ve kontrolün bende olduğunu hissederdim. Belkide bu olayın psikolojik olarak bir sebebi vardı ve ben gittiğim psikoloğa bunu sorarak öğrenebilirdim fakat hiç mi hiç sikimde değildi. Tek bildiğim bana iyi geldiğiydi.
Hiç bilmediğim sokaklarda koşarken ileride bir wc gördüm ve elimi yüzümü yıkamak için girmeye karar verdim çünkü oldukça yorulmuştum. Kendimi içeriye atıp kapıyı kitledikten sonra nefesimi düzenlemeye çalışıyordum. Bu sırada gözümün önünden gitmeyen sikik yüzü her ne kadar düşünmemeye çalışsam da olmuyordu resmen bütün beynimi ele geçirmiş gibiydi. Neden bu kadar sert konuşmuştum ki? Neden birden paniklemiştim? Ya duyduysa o zaman ne olucaktı arkadaşım olmaya devam edebilecek miydi yada ben devam edebilecek miydim yüzüne nasıl bakıcaktım ?
Yüzüme çarptığım soğuk suyun ardından aynaya baktım. Yüzüm kızarmıştı. Bu beni daha da çok kötü hissettimişti çünkü ne kadar antrenman yaparsam yapayım yüzüm kızarmazdı ve şuan aklımdaki belirsizliklere bunun da katılması sinirlerimi hoplatıyordu. Aynada dik dik kendime bakarken gözümden akan yaşı gördüm şimdi de bu mu çıkmıştı gerçekten. Siktir diye fısıldadıktan sonra ellerimden birini dayandığı yerden çekerek hızlıca aynaya yumruk attım.Tüm sinirlerimin boşaldığını hissederken duvara dayanarak yavaşça zemine doğru kaydım. Nereden ve neden geldiğini bilmedim yaşların akmasına izin verdim. Ben ne yapmıştım böyle?
~~~~~~~~~~~~~
Evetttt gün geçmiyor ki yazar-chan güzel mutlu bir bölüm yazsın. Siz asıl diğer bölümü görün mcşvşcbldlvld
Baştan söyliyim göz yaşlarınızı silmek için mendil hazırlayın şaka şaka o kadar mükemmel bir anlatımla yazabileceğimi düşünmüyorum.
Eee bakugou nun tepkisi ile ilgili yada genel olarak bölüm ile ilgili düşünceleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talking To The Moon
RandomKiribaku fanfic ilk fanfic im olduğu için biraz kötü yazabilirim kusura bakmayın ve şimdiden uyarmak istiyorum aşşşşşşşşıııırrııı fazla küfür var her ne kadar sansürlesemde rahatsız olucak kişiler olabilir