30. Bölüm (Final)

762 51 56
                                    

3 Yıl Sonra...

"Bebeğim, siyah gömleğimi bulamıyorum," diye seslendi Jungkook üst kattan. 

Waffle tabağını kahvaltı masasına koyduktan sonra yukarı kata yöneldim. Önünden geçerken salondaki saate de bir bakış atmayı ihmal etmemiştim. Saat daha 8.45 idi, dersimin başlamasına neredeyse bir saat vardı. Bu yüzden acele etmeme gerek yoktu. Zaten Jungkook'un bugünkü dersleri de hep öğleden sonra idi.

Yavaşça merdivenlerden yukarı, yatak odamıza çıktım. Sevdiğim adam, yatak odamızın içinde bulunan giyinme odamızda sadece altındaki siyah kargo pantolonu ile duruyordu. Beni görünce hoş bir şekilde gülümsedi ve alyans olan elini saçları arasından geçirerek dağınık tutamlarını daha çok dağıttı.

Dikkatimin gerilen kol ve karın kaslarına kaymaması için fazlasıyla büyük bir çaba harcamam gerekmişti. Eşim, karşımda üstü çıplak bir şekilde, son derece seksi görünürken sabırlı olmak pek de mümkün olmuyordu maalesef. Jeon Jungkook her zaman bir tanrı gibiydi ve ben de ona tapmak isteyen aciz bir kuluydum. 

Gözlerimi kaslarından alıp odada kendi kıyafetlerimin bulunduğu kısma geçtim ancak Jungkook çoktan ona olan bakışlarımı fark etmişti. Ben kendi gömleklerim arasında onun siyah gömleğini ararken kollarını arkamdan belime doladığında kalp atışlarım hızlandı, heyecandan mideme kramplar girdi. Ne kadar zaman geçerse geçsin, sevdiğim adam bana dokunduğunda hala ilk günkü gibi kalp atışlarım hızlanıyordu. Burnunu kulağımın arkasına sürttü usulca. Ürpersem de kıpırdamamaya çalıştım ve ellerimi gömleklerden çekerek belimdeki kollarının üzerine yerleştirdim. Benimle temas içinde bulunduğunda istemsizce ona karşılık verme ihtiyacı hissediyor, başka işlerle ilgilenemiyordum. Jungkook, bunun sebebinin ona çok fazla aşık olmam olduğunu söylüyordu ki, haklıydı. Bu adama her bir hücremle aşıktım ve onunla birlikte olduğum her saniyenin tadını çıkarmak istiyordum. 

"Eğer dersin bu kadar erken olmasaydı, şu an yatağımızda daha güzel şeyler yaşıyor olabilirdik," diye fısıldadı boğuk bir şekilde kulağıma. Nefeslerini bilerek tenime üflüyordu çünkü bunun beni ne kadar etkilediğini çok iyi biliyordu. Jeon Jungkook beni çok iyi tanıyordu.

Gülümsedim ve başımı arkaya doğru, omzuna yasladım. Dudakları anında tenimde gezinmeye başladı. Ellerimden biriyle sıkıca ensesini kavradım. Üç yıldan daha uzun bir süredir birlikte olmamıza rağmen Jungkook, bana cinsel anlamda bir yakınlaşmada bulunmak için dokunduğu her seferde istemsizce etkileniyor, bedenimi ona teslim ediyordum. Beş yıl geçse de böyle olmaya devam edecekti, on yıl geçse de; bunu biliyordum çünkü sonsuza kadar bu adamı sevecektim.

Eşim, burnunu tenime sürttü hafifçe. Öpücüklerini çene çizgime kondurmaya başlamıştı. "Bazen her şeyi siktir edip tüm günümü senin dibinde geçirmek istiyorum. Senden bir saniye bile ayrı olmaya dayanamıyorum, bebeğim," dedi kokumu derince içine çektikten hemen sonra. Elleri tişörtümün altındaki çıplak tenimde geziniyordu.

Başımı sağa doğru çevirerek sevdiğim adam ile göz göze geldim. Dudaklarına uzanıp birkaç saniye sürecek bir öpücük başlattım. Dudaklarımız birbirinden ayrıldığında genişçe gülümsedim ona. "Bu yaz tatile çıkalım, sadece sen ve ben. Herkesten uzak bir yere gidelim," diye mırıldandım burnumu burnuna sürterken. Bakışlarım aralık duran dudaklarındaydı. Ancak bütün dikkatim göğüslerime yaklaşan parmaklarındaydı.

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve bana kısa bir öpücük verdi. "Bu harika olur, bebeğim. Bir tatile ihtiyacımız vardı." Çeneme de bir öpücük kondurdu, ardından yanaklarıma çıktı. Dudakları yüzümü turlarken elleri de üst bedenimi turluyordu.

Gözlerimi huzurla kapatarak sevdiğim adamın tenime istediği şekilde dokunmasına izin verdim. Jungkook bunu çok sık yapıyordu. Sabah dans kursuna gideceğimiz her zaman beni kolları arasına alıyor, güzel sözler söylüyor, işe gitmeyip evde kalmamız için çabalıyordu ama ben bir şeyler yapmak istiyordum. Uzun çabalarımın ardından açtığım dans okuluna sadece bir misafir gibi gitmek istemiyordum, bu yüzden orada eğitmenlik yapıyordum. Jungkook da eğitmenlerden birisiydi. İşimizi seviyorduk fakat birbirimizi daha çok seviyorduk, bu da karşımıza bazı problemler çıkarıyordu. Sabah işe geç kalmak gibi fakat öğrencilerimiz durumumuzu bildikleri için bunu pek sorun etmiyorlardı.

Just FriendsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin