Jungkook'un, Yoongi'yi partiye gelmesi için ikna etmeye çalıştığımız gün söylediği cümleden sonra pek bir şey olmadı. Sadece benim aptal bakışlarım ve Taejin ikilisinin arka plandaki gülme sesleri. Jungkook'un tek yaptığı şeyse kaşlarını çatmaktı, yine.
Her neyse; sonuç olarak Yoongi'yi ikna edebilmiştik, bizimle partiye gelecekti. Semesine sahip çıkacaktı koca yürekli ukemiz, bir de benim ettiğim tehdit onun gözünü korkutmuş olmalıydı. Yalnız kalamıyordu minik kedicik çünkü.
Tanrım, hala aklımdan çıkmıyor. 'Tehlikeli bir adamsın, görünüşüne aldanmamalıyız' deyişi. Ses tonu, yüz ifadesi... Bu adam beni delirtmek için yaratılmış gibiydi, her hareketi ayrı bir delirme kaynağıydı. Ayrıca inanın bana, eğer Jungkook'un bunları söylediği gün, Taehyung ile Seokjin'in gülüş seslerini duymasam sevdiğim adamın üzerine atlayabilirdim. Söylediği tek bir cümle beni öyle bir gaza getirmişti ki... Jeon Jungkook'un üzerimdeki etkileriydi işte. Karşı konulmaz herifin tekiydi.
Şu an ise gideceğimiz parti için hazırlanıyordum. Üzerimde beyaz, saten, yarı transparan bir gömlek vardı ve ön eteklerini siyah, bacaklarım ile kalçamı sımsıkı saran pantolonumun içine sokmuştum. Gömleğin altından, sağ göğsümün üzerini tamamen kaplayan tekli kanat dövmesi ile köprücük kemiğimin hemen altından başlayıp omzuma doğru uzanan Trust You Can Fly yazılı dövme belli oluyordu. Göğsümdeki dövmelerim belli olduğuna göre sırtımda yukarıdan aşağı, bir çizgi halinde uzanan, Çince yazan Kızgınken asla mesaj yazma dövmem de görünüyor olmalıydı. Bu dövmeyi yaptırmam kendime bunu hatırlatmak içindi. Sinirli olduğumda bambaşka birine dönüşüyordum ve bir çok kişinin kalbini kırıyordum.
Kıkırdaklarımı tüy, ay, melek kanadı ve ok şekilli küpeler ile doldurmuş, kulak mememe de zincirli bir küpe yerleştirmiştim. İşaret, orta ve yüzük parmaklarımda da gümüş yüzükler yer alıyordu. Boynuma ise siyah, zincirli bir choker takmıştım. Gözlerimde siyah tonlarda gölgeli bir makyaj vardı, dudaklarıma ise sadece basit bir parlatıcı sürmüştüm. Sarı saçlarımı yandan ikiye ayırıp fön makinesi ile şekil vermiştim.
Gayet güzel görünüyordum, kendimi baya beğenmiştim. Egolu biri gibi görünmek istemem ama partide benden daha iyi görünümlü bir erkek olacağını düşünmüyordum, Jungkook hariç. O her zaman mükemmeldi.
Tuvalet masamın üzerindeki parfümlerimden birini elime aldım. Tuhaf bir alışkanlığım vardı, parfümü sıkmadan önce her zaman koklardım. Şimdi de öyle yapmıştım. Parfümün tatlı kokusu burnumun deliklerinden içeri doğru süzülürken memnuniyetle gözlerimi kapadım.
Koku, bir anda Jungkook'un kokusu gibi gelmeye başlamıştı. Haftalardır aşina olduğum o erkeksi, hoş koku burnumun direğini sızlattı. Elimdeki Givenchy markalı parfüm gitmiş, yerine Jungkook markalı, dünya üzerinde aldığım en güzel koku gelmişti. Kokladıkça koklayasım geldi ama bu şişeden değil, kokunun asıl kaynağı olan adamın boynundan. Fakat sevdiğim adamın kokusu bir süre sonra kaybolarak yerini yeniden parfümün kokusuna bıraktı. Canımı yakan buydu, ona fazla yakın hissederken aslında bir o kadar da uzak olmak.
Evet, artık arkadaşlık evresine geçebilmiştik, yavaştan yakınlaşıyorduk da ancak arkadaşlık evresi pek de tahmin ettiğim gibi olmamıştı. Arada Taehyung ve Seokjin ile şakasına flörtleşirdik mesela ama Jungkook ile flörtleşmenin yakınına bile yaklaşamamıştık. Arkadaşça tavırları vardı, beni önemsediğini de anlıyordum. Tamam, daha tanışalı bir ay bile olmamıştı, bana Yoongi'yle Hoseok'a davrandığı gibi davranmasını bekleyemezdim. Beklemiyordum da zaten fakat daha fazlasını istemekten alamıyordum kendimi.
Sevdiğim adam yanımda dururken benim, ona sadece bakabiliyor oluşum canımı yakıyordu. Parmaklarım ona dokunmak için karıncalanıyor, bedenim onun dokunuşları ve teni için kavruluyordu. Ancak elimden gelen bir şey de yoktu maalesef. Ne yapabilirdim ki zaten? Kendimi bir kediye çevirip Jungkook'un önüne mi atlayacaktım? Gerçi öyle bir imkanım olsa yapardım da, neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends
FanfictionJeon Jungkook, geçmişte yaşadığı bir olay yüzünden homofobik olduğunu düşüyordu. Park Jimin ise, Jeon Jungkook'a fena halde aşık olmuştu.