Karanlık ve Fırtına

352 17 9
                                    

İyi okumalar...

Deniz'in Merve'ye soktuğu laftan sonra görülmedi. Açıkçası şüpeleniyorum, üç gündür bir şey yapmamıştı. Hâlâ yaşıyorum! Buna sevinsem mi üzülsem mi bilmiyorum. Belki Ece'yle birlikte bir köşeye sinmiş beni nasıl öldürüceklerini düşünüyorlardı, kim bilir?

Ama bugün her şeyi öğrenmem gerekiyor ve bunu yapacaktım; Deniz ve diğerleri ile açık açık konuşacaktım. Başka yolu yoktu. Herkesi havuzun orada toplamıştım.

Şemzloga oturdum. Sol yanımada Seda, sağ yanıma ise İrem. Karşımızda da erkekler; Deniz ve Özgür.

Sorguyu başlattım. "Evet, şimdi Merve hakkında bildiğiniz her şeyi anlatın. Kızlarla bir şeyler bildiğinize eminiz."

Birbirlerine baktılar ve omuzlarını silktiler.

"Bizden bir şey saklayamazsınız, ona nasıl nefretle baktığınızı gördüm, özellikle sen Özgür."dedim ve yandan Özgür'e bakış attım. Bakışı takmamıştı. Bende Deniz'e döndüm.

"Ne alaka!"dedi Deniz şaşkınca.

"Biz ne bilebiliriz ki?"dedi Özgür ve ayağa kalktı ama İrem onu bakışlarıyla yine oturttu.

"Valla ne bilebilirsiniz bilmiyoruz ama zaten bu yüzden sizinle konuşma gereği duyduk."dedi Seda.

İrem'de katılırcasına ellerini kucağında bağladı. Bende öne eğildim ve dirseklerimi bacaklarıma dayayıp başımı koydum. Seda'da Deniz'e konuş anlamında bakışlar atıyordu. Dinlemeye hazırdık, tam anlamıyla.

Yine birbirlerine baktılar ve kafalarını salladılar.

"Peki," dedi Deniz ve Özgür'ün onayını ister gibi baktı. Özgür kafasını sallayınca derin bir nefes aldı ve bize yaklaştı. "Bakın Merve'den şüpeleniyoruz, bir şeyler çeviriyor ve bu işler masum değil. Hemde hiç değil."

"Neden şüpeleniyorsunuz? Anlamadım ki? Size ne yaptı? Neden bu kadar nefretle bakıyorsunuz ona? Kör değiliz görebiliyoruz, ondan nefret ediyorsunuz."dedi İrem sinirle.

"Çok fazla soru bu!"dedi Özgür ellerini havaya kaldırarak. "Sadece dinleyin olur mu?"

Deniz derin bir nefes aldı. Acı çekiyordu, her yerinden belli oluyordu. Acı kalbine bıçak gibi saplanmıştı âdeta.

Seda elini tuttu ve destek verircesine gülümsedi. "Bize istediğin her şeyi anlatabilirsin, sevgilim. Kalbinde bir acı varsa onu beşe böleriz. Yeter ki anlat."dedi.

Deniz acı bir şekilde gülümsedi. "Teşekkür ederim, hepinize."dedi ve Seda'nın elini avcunun içine aldı.

Özgür Deniz'in omzuna hafifçe vurdu. "Hadi dostum, anlat onlara."dedi.

"Ah, pekâlâ. Ben on altı yaşındayken -üç yıl önce- ailemle birlikte restorana gidiyorduk, kardeşimde vardı."dedi gözünden yaşlar akmaya başladı. Ama kendini toparladı, titrek bir nefes aldı ve devam etti."Nasıl olduğunu anlamadım koca bir cip arabamızın üstüne çıkmıştı. Ben, babam ve annem kurtulmuştuk ama kardeşim kurtulamamıştı. On beş yaşındaydı daha küçücük bir kızdı, onu korumam gerekirdi! Ama yapamamıştım. Sarı saçları kırmızı kan rengine dönmüştü. Yerde yatıyordu, titrek titrek nefes aldığını gördüm yanına koştum ve beton yola çöktüm. Sonra biri beni ondan çekti, çığlıklarla karşılık verdim ama beni çeken kimse çok güçlüydü. Karşı koyamadım ve bayıldım, uyandığımda ise kardeşime ne olduğunu sordum. Annem ve babam birbirlerine baktılar ve öldüğünü söylediler. Tam o anda bir daha bayıldım. Daha sonra cipin sürücüsünün kim olduğunu öğrendim."dedi Deniz ve sustu.

İnanılmaz YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin