Yeni bölümle karşınızdayım canlarım yorum ve votelerinizi bekliyorum. İyi okumalar...♥ Sizleri çok seviyorum☺❤ ♥♥♡♡♡Ne kadar kalp yollasam azdır. Yeni yılda mutluluklar dilerim!
GİZEM'İN GÖZÜNDEN...
2 doktor beni incelerken tiplerine lanet okudum. Almanya'da taş kaynıyor resmen, Türkiye'ye gelince; Taş gördüğün an fotografını çekersin yani en azından ben öyle yapardım. ;DDDD;DD Tabi taş görmek için şanslı olmanda gerek.
Ben doktorları süzme- yani bakmaya devam ederken onlarda not aldılar. Allah'ım sanırım sıkıntıdan ölücem. Harika(!) Almanca'mı kulanarak konuşmaya çalıştım.
"Ne zaman bitecek?"dedim oflayarak.
Doktorların ikiside kafalarını kaldırdı ve tip tip baktı. Bir tanesi işine devam etti diğeri ise, "Birazdan." Dedi ve kafasını kağıtlara gömdü.
İçimden söverken bacaklarımı salladım. Bir anda hastane alarmları anırmaya başlayınca korkudan oturduğum yataktan düştüm. Kırık koluma lanet okurken doktor bana yardım etti. Diğeri ise kapıyı açarak bağırdı, "Çabuk dışarı çıkın!" Yeeemin et? Ben burda 5 saat daha takılacaktım. Yakışıklı olunca beyin olmuyor, bunu kanıtlamış oldu. Aferin geri zekalı birde doktor olmuş.
Doktora saydırmayı devam ederken ayağa kalkıp anırdım, "Ölücez!!!!"diye anırırken koşmaya başladım. Dışarı çıkınca bütün enerjim bir an gitti ve yere çömeldim. Hızlıca nefes almaya başladım. Sanırım bu sefer gerçekten ölücektim ve hiç şaka yapmıyorum. Bana zor yetişen doktorlar daha yeni yanıma geldi. Beni resmen yerde yatmış olduğumu gördüklerimde hayvan gibi anırmaya başladılar. Ben her zaman ki gibi harika (!) Almanca'mla bir bok anlamıyordum. Ben zar zor nefes alırken birde kulağınım dibinde anırıyorlar, hepsi hayvan! Burda ölüyoruz onlar ancak anırıyo! Sokyim böyle işe!
Doktorlar anırmaya devam ederken nefes alıp verişim normale döndü ve yavaşça ayağa kalktım. Doktorlarda kendileriyle gurur duymuşçasına dikleştiler ve giysilerini silkelediler. Bide gurur duyuyorlar geri zekalılar.
Polis arabaları hastanenin bahçesini doldurunca cebimden telefonumu çıkardım ve Seda'yı aradım. Telefonu üçüncü çalışta açtı.
" Alo?"dedim.
Diğer taraftan kahka gelince kaşlarımı çattım. Bu Seda'nın kahkası değildi, eminim. Ardından;
"Kankim diye kayıtlı kişide kim miş?"dedi gülerek tanımadığım bir kız. Ben ne ara Seda'yla kanka oldum? Neyse.
İçimden söverken sakin olmaya çalışarak "Sen kimsin lağğğn?!"diye anırdım. Tamam kabul sakin olamadım.
Telefondan iğrenç sürtük kahkası geldi. O kadar iğrenç gülüyorduki telefonu kulağımdan uzaklaştırdım. Kız gülmeyi kesince telefonu yine kulağıma yaklaştırıp "Kulağımı siktin! Geri zekalı!"diye anırdım.
" Sende şuan benim kulağımı siktin geri zekalı!"dedi tikice. Allah'ım kurtar beni ben vefat yani.
" Sondo şoon bonom koloğomo sokton goro zokolo!"diye onun taklitini yaptım ve gülmeye başladım.
" Bakalım sana olayı söylediğimde gülebilecek misin? " Dedi hırıltıyla.
Polisler hastanenin etrafını çevirmişti ve sırayla pencereden giriyorlardı. Bir anda içimde korku hissi oluştu.
"Seda denen kız nerde?"dedim sinirle.
" Hmm. Şuan kan kaybından ölebilir, istersen Seda'yla bir selfie yapıp mesaj atarım. " Dedi gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnanılmaz Yaz
JugendliteraturSevmeyi bilmeyen kız. Gerçek aşkın ne demek olduğunu anlamayan saf bir kız. Bu dünya için fazla masum. Ama artık gerçek aşkını bulmak istiyor. O duyguyu tadabilmek istiyor. Üç erkek, üç gizem, üç bela. Hepsi birbirinden kötü: Katil, polis, kötü çocu...