Açıklama sonda, keyifli okumalar, vote ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim sizleri seviyorum... <3
Yılbaşını manyaklar gibi kutladıktan sonra hepimiz iyileşmiştik, hem fiziksel hemde içsel olarak. Deniz ve arkadaşlarıyla çok iyi anlaşıyordum ve sonunda adlarını öğrenmiştim. Özgür ve İrem, alkış alayım ;Ddd;d
Hastaneden çıkarken hepimiz mal gibi anırıyorduk, Seda, ben ve İrem birbirimize sarılmış yürümeye çalışıyorduk.
" 2015'in üçüncü günü en mutlu günü!"diye anırırken Almanlar bize anormalmiş gibi bakıyordu. Deniz ve Özgür ise kahkalarla bize bakıyordu.
Otele geldiğimizde hızlıca üstümüzü değiştirdik. Demir otelde olmasın diye dua ederken hızlıca İrem'in odasına daldım, Merve'yi görmemle durdum. Merve ilk önce şaşırdı ama sonra şefkatli bir şekilde gülümsedi ve bana doğru yürüdü, tam bana sarılacaken geri çekildim. Merve şaşkınca baktı, şaşkın değildi numara yapıyordu bana oyun oynuyordu tıpkı Ege gibi.
Ben sessizliğimi korurken o bozdu, "Gizem, canım nasılsın? Beni hatırlıyor musun? Ben Merve." Dedi gülümseyerek. Yalan gülümseyerek, aslında gülümsemiyordu beni kandırmaya çalışıyordu ama nedense ona acıyordum. Neden? Ben bile bilmiyorum, onun gerçek yüzünü biliyorum sırf Demir onun olsun diye beni katilin kolarına atmıştı, beni yabancı kolara bırakmıştı. Şimdide gelip bana sarılmak istiyordu, bok yesin! Artık gerçek yüzünü biliyordum ve bu yüzünü asla unutmayacaktım.
Merve'ye onu tanıdığımı belli etmemeye çalışarak gülümsedim. " Pardon, bir an korktum. " Dedim elimi uzatarak. Rahatlamış gibi elimi sıktı. Seni tanıyorum pis yeloz hemde herkesten çok.
" Gizem ben. " Dedim yalandan gülümseyerek. Merve iğrenç sürtük gülümsemesini gönderdi ve, "Nereye gidiyorsun?"dedi.
Sanane lan sanane!? Sen git Ege'nin yanına o şimdi hapise girmek üzeredir! Ah, Ege gerçekten hapse girmek üzere ama biz kafeye gitmek istiyorduk hemen Deniz'i aramam gerekiyor. Merve'ye dönüp, "Deniz'i ve diğerlerini alıp mahkemeye gideceğiz."dedim ve telefonumu aramaya başladım.
Merve şaşkınca bana bakıyordu acaba ne düşünüyordu? Acıdım şimdi belki Ege onu öldürür ya da onuda bir şekilde hapise sokar.
Deniz beşinci çalışta açtı, "Alo?"dedi.
" Deniz, biz mahkemeyi unuttuk. "
" Has-"
"Herkesi toplayıp mahkemeye gelin, bende yola çıkmış sayılırım. " Dedim hızlıca odadan çıktım. Merve arkamdan koşmaya başladı bide arkamdan bir şeyler diyordu ama açıkçası takmıyordum.
Çantamı bulup gerekli eşyaları tıktım kısacası bulduğum her boku tıktım, Ege'yi hapse atmayı o kadar çok istiyordum ki... Onun yüzünden Demir benden tiksiniyor artık! Ben bille kendimden tiksiniyorum. Ama Ege bana dokunmadı- Tamam dokundu ama en azından kötü bir şey yapmadı, çok kötü bir şey yapmadı. Of! Neyse ben Ege'yi hapse atacaktım ve bu son kararımdı!
Kapıdan çıkarken hala telefondaki arama devam ettiğini fark ettim ve kapatıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Tam yarı yolu bitirmişken Merve arkamdan koşmaya başladı, acıdım şimdi bekliyim. Merve'yi 131415141515131351018181 saat bekledikten sonra nihayet gelmişti.
"Şükürler olsun. " Dedim sessizce, Merve bunu duydu ve, " Çok uzağa gitmişsin zor yetiştim, bende seninle geliyorum. " Dedi tikice.
Bok. " Tabii ama çabuk ol. " Dedim ve hızlıca yürümeye başladım. Merve zar zor bana yetişirken sonunda otelden çıkmıştık ya da ben çıktım diyelim Merve hâla arkadaydı. Sinirlerim bozuldu ve anırdım, " Çabuk ol! 14151675814141514131331787 saatimi seni beklemekle harcayamam!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnanılmaz Yaz
Teen FictionSevmeyi bilmeyen kız. Gerçek aşkın ne demek olduğunu anlamayan saf bir kız. Bu dünya için fazla masum. Ama artık gerçek aşkını bulmak istiyor. O duyguyu tadabilmek istiyor. Üç erkek, üç gizem, üç bela. Hepsi birbirinden kötü: Katil, polis, kötü çocu...