23. Bölüm "Anılar ve Kara Kedi"

606 48 38
                                    

Bizim de aynı şekilde kanadığımızı biliyor mu?

SYML, Where's My Love?

🐞🐾

"Defile için takılar gerekliyse ben buradayım."

Kancaya benzeyen, turuncu ve beyaza boyanmış kolye görüş açıma girdi. Lila kolyesini parmaklarının arasına aldığında kendime gelip olduğum yerde doğruldum. Bu bana verilen madalyon değildi, bunun için rahatça bir nefes verip omuzlarımda şekilsiz hale gelen çantamı düzelttim.

"O kadarını bilmiyorum Lila. Bugünkü fotoğraf çekiminde sorarım." dedi Adrien.

"Seninle gelmemde sakınca var mı?" Lila bunu sorduğunda zil çalmaya başlamıştı. Adrien sıradan kalktığında sınıfta hareketlenme olmaya başladı. "Fotoğraf çekimleri çok sıkıcı geçer, fakat gelmek istersen çekim Seine Nehri tarafında olacak."

"Geleceğim, eminim seninleyken eğlenceli geçecektir." diyen Lila'ya tek kaşımı kaldırdım. Uww, bu da ne demekti?

Adrien benim yanıma geçtiğinde çantamdaki telefonum titreşmeye başladı. Çantamdan telefonu alıp bildirimi açtım.

Bilinmeyen Numara:

Merhaba Marinette, ben Luka. Juleka'ya ulaşamıyorum bana yardımın dokunur mu? (11:54)

"Haa... Tamam." dedim kendi kendime. Parmaklarım sanal klavyenin üzerinde gezindi.

Marinette:

Birazdan Juleka'nın yanına giderim Luka. (11:55)

"Okul çıkışı görüşürüz Adrien." Lila'nın yanımızdan ayrıldığını fark ettiğimde telefonu kapatıp sağ avucumun içerisine aldım. Yanımda deve varmış gibi hissettiren Bay Deve'ye başımı kaldırarak baktım.

"Juleka ile konuşmam gerekiyor, Luka ona ulaşamamış." deyip açıklama yaptığımda bir elini sıranın üzerinde koyarak destek aldı. "Öyleyse beni ekmene izin verebilirim."

"Hey," Gülerek koluna hafifçe vurdum. "Seni ekmiyorum. Aslına bakarsan ekilen benim." Önce kendimi sonra Nino ile sohbetini kesmeyen Alya'yı gösterdim. "Nino arkadaşımı benden çalıyor."

"Ben de seni mi çalmalıyım?" Gülerek saçlarını karıştırdığında bakışlarımı indirip gülerek kafamı iki yana salladım. "Bu komik değildi."

"Her zaman öyleydi," Mırıldandığında ona son kez baktıp önüne parmaklarımı salladım. "Ben gidiyorum, eğer işim erken biterse yanına uğrarım."

"Tamam, kantinde olacağım."

Adrien'ın yanından ayrıldığımda büyük bir ihtimal bahçeye çıkan Juleka'yı aramaya koyuldum. Sınıf tamamen boşalmıştı, kızlar bir araya toplanmış olmalıydı. Merdivenlerden hızlıca inip arka bahçeye çıktım. Bugün hava açıktı, güneş bahçeyi hâkimiyeti altına almış görünüyordu. Gözlerimi kısarak her zaman oturduğumuz çimenliklerin olduğu tarafa baktım. İşte Juleka, Rose, Mylene ve Alix dörtlüsü oradaydı.

"Hey, kaçaklar!" Elimi sallayarak kendimi fark ettirmeye çalıştım. Rose ellerini kaldırdığında gülerek onların yanlarına adımlamaya başladım. "Ne yapıyorsunuz?" dediğimde kendimi Alix'in yanına attım.

Lain: Güçlerin Hükmü (Ⅰ. Kitap) | MiraculousHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin