✨3.BÖLÜM✨

1.2K 82 20
                                    


"... yani siz okul sahibinin ortağı Hazer Ağa'nın ortağı Adar KORAN'ın kızı mısınız?" Bakışlarımı ellerimden kaldırıp Müdür muavini yazan tabelaya çevirip konuşmaya başladım.

"Evet."

"Peki Eylül Hanım, neden bunu bizden gizleme gereği duydunuz?"

"Şöyle ki; bu odaya girdiğimde bana hitaben hocam diyordunuz. Şimdi öğrendiniz ve hocam gitti yerine hanım eki geldi. Bende diğer öğretmenler gibi burada öğretim görevlisiyim ve onlardan ayrılmam için babama ve Hazer Ağaya söylememeleri karşılığında çalışmayı kabul ettim. Şimdi de sizden rica ediyorum, bu aramızda kalsa olur mu?" Dediklerimi hak verecek olmuş olacak ki başını ağır ağır sallayıp konuşmaya başladı.

"Peki Eylül hocam, aramızda kalacağına emin olabilirsiniz." İçim bir nebze olsa da rahatlamıştı. Diğer öğretmenlerin gözünde torpilli gözükmek istemiyordum.

Müdürün odasından çıkıp öğretmenler odasından almak niyetindeydim. Ordan da bahçeye inecektim. Öğretmenler odasında geldiğimde okulumuzun temizlik görevlisi Melahat Abla dahil herkesin hararetli bir şekilde şekilde konuşma içerisindeydiler. Ne konuştuklarını çok merak ediyordum. Ne konuştuklarını duymak için 1-2 adım yaklaştığımda herkesin gözü üzerime odaklanmıştı. Hepsinin yüzünde şaşkınlık hakimdi. Niye böyle baktıklarını anlam veremeden okulumuzun matematik öğretmeni Ayfer Hocanın sesi odada yankılanıp beni bulmuştu.

"Bizde bu çömez bu yaşında nasıl böyle kıdemli hocaların çalıştığı okulla geldi diyorduk. Meğerse babasının okulla ortak olması yetiyormuş." Yüzünde açığımı bulmanın verdiği hazla sırıtmaya başlamıştı.  Beynim âdeta durmuş gibiydi. 2 dk önce bu konuyu Müdür Bey'in odasında konuşmuştuk. Nasıl oluyor da haberin bu kadar hızlı şekilde öğretmenler odasına yayılmıştı? Anlam veremiyorum bir türlü. Ta ki odanın ortasında Melahat ablaya takılana kadar. Şimdi her şey yerli yerine oturmuştu. Dedikodu ve özel hayatta burnunu sokmada ve karşıtırmada okulumuzun bir numaralısıydı. İnsanlar insanların özel hayatlarına burnunu sokmaya ne kadar da meraklı olmuşlardı? Herkesin gözü üzerimde gezinirken açıklama yapma gereği duydum.

"Duyduklarınız hepsi doğrudur. Okulumuzun ortağı, Adar KORAN'ın kızıyım. Ama buraya babam sayesinde değil üniversitemi bitirdiğimdeki dereceyle geldim. Babam ve Hazer Ağa'nın özellikle kızların okuması için yaptırdığı bu özel okulda bana öğretim görevlisi olarak değil yönetim görevlisi olmam için teklifte bulundular ve ısrar etseler de kabul etmedim. Fakat bu projeyi ve Mardin'i sevdiğim için öğretmen olarak çalışmayı kabul ettim. Eğer torpilli olarak buraya gelmek isteseydim ne Adar KORAN'ın kızı olduğumu sizden saklardım ne de burayı yönetmek yerine öğretmen olmayı tercih ederdim." Derin bir nefes ciğerlerime doldurup tekrardan konuşmaya başladım. "Bakın, eskiden nasıl Eylül hoca ve sizin meslektaşlarınızsam şimdi de öyleyim. Araya statü katıp arayı açamamın bır manası yok!" Sözümden sonra herkesin yüzlerinde gözümü gezdirdim. Kimi bana hak veren yüz ifadesiyle bakıyordu kimi de hâlâ inanmamıştı. Bundan sonra yapacağım hiçbir şey yoktu. Yanımda olmak isteyen yanımda kalırdı, kimseyi zorla yanımda tutacak değildim.

Ee nihayetinde okul çıkışı gelmişti. Okulun bitmesine bugün sevindiğim kadar sevindiğimi hatırlamıyordum.
Evin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp vermiştim. Daha birkaç adım atmıştım ki cebimdeki telefonun melodisi kulağımı doldurdu. Ekrana baktığımda arayan babamdı. Daha fazla bekletmeden açtım.

"Selamün aleyküm babacığım."

"Aleyküm selam güzel kızım. Nasılsın bakalım?"

"Elhamdülillah iyiyim babacığım, siz nasılsınız?"

"Çok şükür iyiyim, annen de iyi. Sen bizi merak etme. Hem aldığım haberlere göre bugün okuldakiler benim kızım olduğunu öğrenmiş ha?" Bıkkın bir nefesle evetlemekle yetindim sadece.

"Bunu Hazer'de okuldakilerden duymuş. Bu zamana kadar benim kızım olduğun ortaya çıkmasın diye konağına gitmemiştin. Bana dedi ki 'Madem herkes biliyor, bu akşam Eylül kızımı konakta ağırlamak isterim.'"

"Baba başka bir gün olsun, o kadar yorgunum ki adım atacak halim yok."

"Red edildi küçük hanım, senin yerine ben kabul ettim ve saat 19.30'ta konakta seni bekliyor olacaklar."

"Ama baba..." Daha itiraz edemeden telefonu üzerime kapatmıştı. O kadar yorgundum ki kafaya takacak mecalim yoktu. Hem gitmesem...
Telefonumun tekrar çalan melodisiyle daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Arayan bu sefer Hazer Ağa'ydı. Yorgun sesimi ne kadar toparlayabildiysem toparlayıp cevapladım.

"Selamün aleyküm Hazer Amca."

"Aleyküm selam kızım." Daha 'Nasılsınız?' diye sormama müsade etmeden konuya bodoslama dalmıştı.

"Bu akşam bizim misafirimizsin kızım, unutma diye aradım." Babamla tam teşkilatlı çalışıyorlardı sanki. Ama gidecek hiç mecalim yoktu.

"Aslında amca..."

"Aslındası falan yok kızım. 1 yıldır Mardin'desin ve 1 gün bile seni ağırlamayadık inadın yüzünden. Bu akşam herkes seni bekliyor olacak. Hadi Allah'a emanet ol kızım, akşama görüşürüz." Daha cevap veremeden yüzüme kapanan ikinci telefonla kalakalmıştım. Babamla neden şimdi iki dost olduklarını şimdi daha iyi anlamıştım. Birbirlerinin aynısıydılar. Yüzümde peydahlaşan gülümsemeyle eve doğru adımlayabilmiştim sonunda.

***

Nasıl buldunuz?

Diğer bölümde konağa davetlisiniz.😂

Bölümler yeni yeni can bulmaya başladı sanki. Bakalım bundan sonra kimlerle tanışacağız. 🤭

Yarına görüşmek üzere, sağlıcakla kalın. 🌼

SILLAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin