✨21.BÖLÜM✨

574 45 19
                                    


Eylül'den:

"Allaaaaaah! Sonunda dostumla dünür oluyorum. Allaaaaaah!" Deyip sevinç nidaları atarken anlamsız bakışlar atıyordum Hazer Ağaya. Babamdan sonra Haşim Ağa'yla ne ara dost olmuştu böyle?
Gözleri gözlerimi bulunca ben, Silvan yenge ve Esma'nın önüne geldi. Bana bakarak konuşmaya başladı.

"Hayırlı olsun kızım. İnan ki çok mutlu oldum. Allah utandırmasın ve birliğinizi daim etsin." Demsiyle şaşırma seviyem bir kat daha yükseldi. Ne diyordu ya? Benle Emir'i mi duymuştu? Böyle bir şeyin mümkünatı yok çünkü babamın bile haberi yok. Benim anlamsız bakışlarıma karşın donuk halde bakarken Esma söze girdi.

"İnşallah babacığım. Sağ ol." Deyip utanarak başını eğmesiyle Esma'ya dönüp anlamsız halde bakmaya başladı. Ne vardı bunu anlamayacak Allah aşkına? Esma ve Baran evlenme kararı almıştı. Düpedüz ortadaydı. Bu duruma ikiliden de ses seda çıkmayınca Silvan yenge olaya et attı.

"Bey, Baran ve Esma." Diyerek ikisini gösterdi. Gözleri bir Baran ve Esma'da dolaşırken bir de benle Ömer'de dolaştı. İkimiz de tepki göremeyince olayı yeni idrak edip başını usul usul sallayarak konuşmaya başladı.

"Hayırlı olsun kızım. Baran'ı severim. Merttir, merhametlidir, efendidir, delikanlıdır. Konuşun, uzlaşın duruma göre biz devreye girer gerekeni yaparız." Diyerek konuşmasını sonlandırdı. Eski keyfi yerinde olmasa da yine de mutluydu. Kızın yanına gidip başını kaldırdı ve koklayarak başına bir buse kondurdu. Esma'da kayıtsız kalmayıp kollarını babasına dollayarak yanağına bir buse kondurdu. Gözünden bir, iki damla yaş dökülmesiyle babası, elleriyle silip konuşmaya başladı.

"Bu gözyaşlarının sebebini mutluluktan olarak nitelendiriyorum. Değil mi?" Esma yanında olan ellerine öpüp başını usulcana salladı. Hazer Ağa ve Silvan yengenin de gözleri bu görüntüye dolmuştu. Baran araya girip Hazer amcanın eline eğilerek konuşmaya başladı.

"Öpeyim amcacığım." Bu haline ben ve Ömer gülerken onlar da katılmışlardı. Hazer amca elini uzatıp öpmesine müsade etmeyip kendine çekerek sarıldı.

"Allah izin verirse dört oğlum olacak. Sen hızlı çıktın oğlum. Sırada Ömer sonra da Berfin vardı ama senin için bu sıra bozulabilir." Deyip sırtını sıvazlamasıyla Baran gülüp zorla elini öperek geri çekildi.

"Teşekkür ederim amcacığım." Deyip tebessüm etmesiyle Ömer kendini belli ederek konuşmaya başladı.

"Orası hiç belli değil baba. Belki benimki onlardan önce olur. " Deyip gülmesiyle babası, annesi, Baran ve Esma bir bana bakıp bir onlara bakıp gülmeye başladılar. Ne oluyordu Allah aşkına?
Ömer'e ilk cevap veren Hazer amca olmuştu.

"Elini çabuk tut o zaman oğul. Bu ihtiyar ölmeden önce nurvetinizi görmek ister." Deyip gülmesiyle arkamda kalan oğluna gülümsedi. Ömer'in suretini göremiyordum ama sesini ve gülme sesini duyabiliyordum.

"Allah başımızdan eksik etmesin seni baba. Daha torunları seveceksin Allah'ın izniyle." Demsiyle herkesin keyfine keyif katmıştı. Ben hariç. Kim içindi bu sözler? Ya da niye rahatsız olmuştum ki bu kadar? Biriyle evlenebilirdi. Bu onun en doğal hakkıydı sonuçta. Düşüncelerimden uzaklaştıran telefonumun sesiyle ekrana baktım. Emirdi arayan. Telefonu sesize verip etrafa baktım. Hepsi pür dikkat kilitlenmiş bana bakıyorlardı. Esma ağzını kıpırdatarak 'Emir mi?" Demesiyle gözlerimi kırparak onayladım. Cevap vermemi bekleyen ev ahalisi pür dikkat bana bakıyorlardı. En sonunda Hazer amca dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Baksana kızım." Elimdeki telefonu yok etmek istercesine feraceme bastırıp konuşmaya başladım.

"Yok amca. Sonra bakarım." Şu anda keyfim yerinde değildi. Değil Emir kimseyle konuşmak istemiyorum. Niye birden böyle olmuştum, bilmiyordum. Sevinmem gerekiyordu. Bugün dostumun en mutlu günüydü. Onun sevinciyle benim de mutlu olmam gerekmez miydi?
Babamın sesi konakta duyulunca kafamı yerden kaldırıp bize doğru gelen ikiliye baktım.

SILLAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin