Şeker tadında bölüm olur İnşaAllah, iyi bayramlar efeniiimmm. 🍬🥰Bakıyorum da yavaş yavaş büyüyoruz. Bu beni mutlu ediyor. Bir kişinin okuyup beğenmesi kadar güzel bir şey olamaz. ❤️
Hadi çok beklemeyelim de bölüme geçelim. :)
***
Emir Hoca değil bizi inandırmak kendisi bile kurduğu cümlelere inanmamıştı. Saçmalıyordu karşımızda. Bu zamana kadar izin günlerimiz ve ders günlerimiz aynı değildi. Nasıl oluyor da Emir Hoca'nın gelmesinden 1 hafta sonra ders programı değişebiliyordu, anlayamıyordum. Dönem başı ya da hocaların gerekli talepleri olmadığı sürece programda değişiklik söz konusu değildi. Çok garip bir olaydı. Nasıl olursa kokusu elbet çıkardı. Olayı daha fazla uzatmaya gerek yoktu. Esma'ya dönüp konuşmaya başladım.
"Neyse Esma biz gidelim artık. Size de iyi günler Emir Hocam." Esma'dan da onay çıktığında ilerlemeyi düşünüyorduk ki Emir Hoca önümüzü kesmişti, daha doğrusu benim. Esma'nın istemsizce kaşları çatıldı. Bu adam hakikatten dengesizin tekiydi. Ne yaptığını anlamak mümkün değildi.
"İsterseniz size eşlik edeyim Eylül hocam. Uzun zamandır Mardin'de kalıyorum ve gezilecek yerleri çok iyi biliyorum." Esma'nın kaşları çatıldıkça çatılıyordu. Yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Bana söz hakkı vermeden kendisi ortaya atıldı. Yani şu ortamda ana karakter olmasaydım bunların didişmelerini çekirdek eşliğinde iyi izlenirdi.
"Siz uzun zamandır buradasınız ama ben doğma büyüme buralıyım. Yani size gerek yok, ben Eylül'ü gezdiririm. Hadi Eylül sen zaten vedalaşmıştın, gidelim artık." Esma'nın kolumu tutup çekiştirmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Ayaklarım da istemsizce Esma'ya uyuyordu. Esma Emir Hoca'dan pek hazetmemişti galiba. Bunu bariz şekilde ortaya sunuyordu. Aynı şekilde Emir Hoca'da Esma'ya karşı öyleydi. Şu anki çatılan kaşları ve ağzından bir şeyler söylemesinden belliydi. Emir Hoca'dan baya uzaklaştığımızda elimi Esma'nın elini üstüne koyup nazikçe kolumdan çektim ve adımlarımı durdum. Biraz daha böyle devam edersek insanlar Esma'nın zorla beni kaçırdığını düşünecekti.
"Tamam, sakin ol Esma. Neye bu kadar sinirlendin ki?"
"Yok, sinirlenmedim. Sadece bu adamı sevemedim o kadar. Ahh salak ağabeyim!" Son cümlelerini elini hafifçe alnına vurup ağzında bir şeyler geveledi. Daha fazla uzatmamak adına başımla onaylamakla yetindim. Aradan kısa süre geçmeden Emir Hoca'nın olduğu tarafa bakındı. Gitmişti. Gergin ortamı dağıtmak adına nereye gideceğimizi sorabilirdim.
"Şimdi alışveriş vakti mi?" Bana bakıp tebessüm etti.
"İlk önce Mardin'in eşsiz yemeklerini yiyelim. Alışverişi her türlü yaparız." Kolunu kolumdaki yerini aldırarak konuşmasını sürdürdü.
"Çok iyi yer biliyorum. Oraya gideceğiz." Çok iyi düşünüyordu fakat ben sabah tıka basa karnımı doyurmuştum."O da olur ama küçük bir sorunumuz var; ben sabah sıkı bir kahvaltı yaptım ve çok yiyeceğimi sanmıyorum."
"Yersin, yersin. Salih ustanın yemeklerinin kokusu bile seni acıktırır, merak etme." Deyip göz kırptı.
"Peki."
Her yerden yemek kokuları yükselen sokağa girmiştik. Gerçekten Esma'nın dediği gibi bu kokular acıktırmaya yetirmişti. O kadar gösterişli yemek solonlarından önlerinden geçmiştik bir bir. En sonunda küçük, mütevazi bir lokantanın önünde durduk. Esma heyecanlı bir şekilde önüme geçip elleriyle lokantayı göstermişti.
"İşte, bahsettiğim Salih ustanın yeri burası." Deyip içeriye doğru yöneldi. Ben de peşi sıra gittim. Çok güzel bir mekandı. Sokağa doğru taşan nefis yemek kokuları içeride daha da yoğun geliyordu ve iştah kabartıyordu. Esma'yla en arkadaki masaya geçip yerlerimizi aldık. Yanımıza 50-55 yaşlarında üstünde kahverengi önlüğüyle adam belirdi. Çok tontiş bir amcaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILLAGE
SpiritualHayatımızda hiç ummadığımız anda kötü şeyler yaşadığımız gibi iyi şeyler de yaşıyabiliyoruz. Bu zorlu yolculukta bizi ayakta tutan şey: sabırdır. *** Nefesim kesiliyordu sanki. Bana karşı her adım atışında kilitlenip kalmam da cabasıydı. Kendime ge...