Selamün aleyküm. 🥰Bölüm aslında 5 gün önce yayımlayacaktım ama yanlışlıkla sildim. İşlerde araya girince uzadı.
Çok iyi yazamadığımın farkındayım ama amaç; eğlenmek, öğrenmek, boşa vakit geçirmemek.
Burdan gizli okuyucularıma sesleniyorum. Ses verin de iki kelâm edelim. 😂
Neyse çok konuştum. Hadi bölüme geçelim :)
***
Eve gelip vestiyerden feracemi ve başörtümü astım. Mutfağa ilerleyip aldığım dondurmadan her birinde birer kaşık tabağıma doldurarak salona yol aldım. Film için artık her şey hazırdı. Filmi başlatıp izlemeye koyuldum. Hem gülüyordum hem de dondurmamı yiyordum. Saat 23.00'a merdiven dayayınca bilgisayarı kapatıp ortalığı toparladım. Mutfakta da işlerim bitirince yatak odama geçtim. Tam kendimi sırt üstü yatağa bırakıyordum ki yatsı namazını kılmadığım aklıma geldi. Kafama sertçe vurup "Bu saatte yatsı bırakılır mı?" Diye kendi kendime söylenmeye başladım. Daha fazla uzatmadan banyoya girdim. Abdestimi aldıktan sonra kelime-i şehadet getirdim. Bunu yapmamın nedeni; Peygamberimiz efendimiz'in "Her kim abdest aldıktan sonra kelime-i şehadet getirerse ona cennettin 8 kapısı açılır ve o kişi istediği kapıdan cennette girer." Hadisiydi. Bunu duyduğumdan bu yana her abdest alışımdan sonra kelime-i şehadet getiriyordum. Namazlık elbisemi üstüme geçirip gül kurusu seccademi odanın ortasına serdim.
Yatsı namazımı kıldıktan sonra en güzel kısıma gelmiştim; dua. Ellerimi göğe kaldırıp ilk önce kardeşlerim için bolca dua ettim, sonra da kendim için. Kendim için pek bir şey dua ettiğim yoktu aslında. Hakkımda hayırlısını istiyordum Allah'tan. Bir müminin tek derdi bu olsundu. Olanlara da Allah çıkış yolunu aydınlatsındı. Fatiha'yı da okuyup seccademi güzelcene katlayıp yerine koydum. Üstümdeki namazlık elbisemi de çıkartıp seccademin üstüne koydum. Şimdi ben ve pijamalarım baş başaydık. Tokamı da başımdan çıkartıp saçlarımı özgürlüklerine kavuşturdum. Yatarken saçlarımın açık olması şarttı. Başka türlü rahat etmiyordum.
Her şeyi hallettiğime göre yatağa girmemem için hiçbir neden yoktu. Belediyenin de bana verdiği yetkiye dayanarak kendimi yüz üstü yatağa fırlattım. Bunun yumuşaklığı ve hafif serinliği beni sorhoş ediyordu. Kendime güzelcene yer edindikten sonra yarının bir an olması için uykunun kollarına kendimi bıraktım.
"Allah-u Ekber."
"Allah-u Ekber."
Sabah ezanın sesi odaya dolmasıyla yataktan doğruldum. Yerimden kalkıp camı açtım. Hem Mardin'in şu saatlerde ki mis gibi havasını odama dolmasını istiyordum hem de sabah ezanı daha iyi duymak için. Yerime oturup sabah ezanını dinlemeye koyuldum. Bu da peygamberimizin yaptığı sünnetlerindendi. Ezan'in bitmesiyle yerimden kalkıp camı kapattım. Sonra banyoya ilerleyip abdestimi alıp sabah namazımı eda ettim. Namazlığımı çıkartıp yerine koydum.
Bugün canım patates kızartması ve omlet çekiyordu. Uzun zamandır da yiyemiyordum işimden dolayı. Bugün yemem için hiçbir mani yoktu. Hep peynir, zeytin gibi hazır kurulup kaldırılan kahvaltılıklarla kahvaltımı yapıyordum. Bugün öyle olmayacaktı. Malzemeleri bir bir dolaptan çıkartıp tezgaha dizdim ve yapmaya koyuldum. Öyle özenle hazırlıyordum ki sanki YouTube kanalım varmışta tarif veriyormuşum gibi. Neyse bu fikri bı ara düşünmeliydim. Bu fikirden daha önemli bir şey vardı: Açım!
Çayın altını kapatıp masaya yerleştirdim. Ne güzel hazırlamıştım be. Erkek olsam kendim gibi kızı asla kaçırmazdım. Şaka, şaka. Kim beni ne yapsın Allah aşkına? Biraz daha durup seyredersem yaptıklarım soğuyacaktı ve ben soğumuş yemekleri pek sevmezdim. "Bismillah." Deyip şunların icaplarına baktım bir güzel. Rabbim ne güzel yaratmıştı? Al güzel kulum Eylül, ye! Sonsuz hamd ve şükürler olsun ki yiyebilecek güçteydik. Allah olmayanlara da versin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILLAGE
SpiritualHayatımızda hiç ummadığımız anda kötü şeyler yaşadığımız gibi iyi şeyler de yaşıyabiliyoruz. Bu zorlu yolculukta bizi ayakta tutan şey: sabırdır. *** Nefesim kesiliyordu sanki. Bana karşı her adım atışında kilitlenip kalmam da cabasıydı. Kendime ge...