✨11.BÖLÜM✨

1K 68 40
                                    

Foto: Mıncır 😻

Selamün aleyküm arkadaşlar :)

Bu bölümü evreka02 ve r_guneyli kullanıcılara ithaf ediyorum. 🥰

Seveceğiniz bir bölümle geldiğimi düşünüyorum. İnşaAllah yanılmıyorumdur. Hadi başlayalım. 🌸

***
Eylül'den;

Konaktan ayrıldığımdan beridir yaşananları düşünüp duruyordum. Hazer amcayı çok iyi tanıyordum. Misafirin yanında aile meselelerini açmazdı, tersti böyle şeyler. Ömer Ağa ne yapmıştı da Hazer amcayı bu denli kızdırmış olabilirdi?

Durum çok tuhaftı. Konakta adı geçen Ömer Ağayla Mardin'de tanınan Ömer Ağa çok farklı kişilerdi. Mardin'de hürmet gören Ağa'ydı. Babasına saygısızlık yapacağına inanmıyordum ama Hazer Ağa'nın da en sevmediği şey; saygısızlıktı. Ne kadar düşünsem de bu olaya açıklık getiremeyecektim. Daha bu işlere kafaya yormamak adına düşünmemeye karar verdim. Zira işin içinden çıkamıyordum.

Eve gelebilmiştim sonunda. Kapıyı açacağım sırada kapıda küçük bir şey görünce çığlık attım. Daha dikkatli bakınca bunun yavru bir kedi olduğunu fark ettim. Gri-beyaz çok şirin bir kediydi. Dayanamayıp bu sevimlilik abidesi kediyi elime aldım.

"Allah'ım! Sen ne şirin bir kedisin öyle." Bana bakıp hoşlandığını belli eden sesler çıkardı. Daha dikkatli bakınca boynundan asılı bir not olduğunu fark ettim. Kediyi sol koluma yerleştirip sağ elime notu aldım.

"Senin kadar olmasa da çok tatlı bir kedi. Sana iyi bir arkadaş olacağına eminim. Baktıkça ya da sevdikçe beni hatırlamanız dileğiyle Eylül hocam :) "

Son cümleyi okumamla gönderenin Emir Hoca'nın olduğunu anladım. Bu da demek oluyordu ki evimin adresini ne yapıp edip öğrenebilmişti, yetmemiş bir de hediyesini de bırakmıştı. Hızla kafamı çevirip sağa sola bakındım, burda olma ihtimali yüksekti. Ama ortalıkta kimsecikler yoktu.

Ben gelene kadar bu kedi burda aç, susuz burda mı kalmıştı? Yere daha dikkatli bakınca yerde iki kap vardı. Birinde su diğerinde de maması vardı. Az ilerisinde de 2 kg maması ve tuvaletini yapacağı kumu vardı. İstemsizce bu kadar düşünceli olmasına tebessüm ettim. Bu adam gittikçe kendini aşıyordu ve kızamak gelmiyordu içimden. Kendini sevdirmesini gayet iyi biliyordu.

Hava biraz esmeye başlayınca arkadaşımı da alıp içeri geçtim. Gerçekten iyi bir arkadaş olabilirdi bana.

"Yeni evine hoşgeldin." Deyip kediye baktım. Sanki benimle konuşmaya çalışıyormuş gibi miyavlaması bir oldu. Gerçekten bu kediyi çok ama çok sevmiştim.

"İlk önce sana bir ad bulalım." Elimi çeneme koyup düşünmeye başladım. Resmen beni anlayabiliyormuşçasına gözlerini bana dikip sevimli sevimli bana bakıyordu. Allah'ım tam ısırmalık.

"Senin adın, senin adın.. Hıh buldum. Mıncır olsun. Sana çok yakışacağını düşünüyorum hanımefendi." Demekle partisini boynuma doğru uzattı. Şimdiden çok sevmiştim. Odamıza geçip ona yerini ayarladım ve yerine bırakıp geceliğimi giyilmeye koyuldum. Yerini şimdiden kendisi belirlemiş olacak ki onu bıraktığım yerden ayrılıp yatakta yerini almıştı. Bugün tek başıma yatmayacaktım belli ki. Yatağıma girip onun da girmesi için battaniyeye kaldırdım. Her komutumu anlıyor olacak ki altına girip yanıma sokuldu. Geç geldiğim için üşümüştü ve geç geldiğim için pişman olmuştum. Ama nerden bilebilirdim ki minik misafirimin kapıda beni beklediğini ki? Emir Hoca yine yapacağını yapmıştı. Çok tuhaf adamdı. Nerde ne yapacağını kestiremiyordum. Hayatımda hiç böyle bir adamla karşılaşmamıştım. İyi ki de karşılaşmışım..

SILLAGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin