\21/(Düzeltildi)

1.2K 96 28
                                    

Dakikaları sayıyordum bu lanet odada artık.Chan gideli neredeyse yarım saat olmuş ondan sonra da gelen hiç kimse olmamıştı.

Odayı iyice incelediğimde kaçacak hiçbir yer bulamamıştım.Aptal alfa beni yerin altında tutuyor galiba içeri ışık girdiği falan da yok.

Düşünüp düzgün bir plan yapmalıydım.Tuvalet için gitmek mantıklı geliyordu ama koridorlar adamlarla doluysa o zaman ne yapacaktım?

Biraz daha düşündüğümde aslında tuvalette kendimi koruyabilmek için bazı şeyleri bulabilirdim.

'Chan!'

Bir süre bekledim.E oha ama sen napıyorsun bu kadar saat boyunca.

'Chan!!'

İkinci bağırışımla kapı açılmıştı fakat gelen beklediğim kişi değildi.

'Buyrun.'

Bozuntuya vermedim.

'Tuvalete gitmem gerek.'

Sakin adımlarla yanıma yaklaştı.Ellerimi çözüp yürümem için kenara çekildi.

Planı uygulamak için sabırlı olmalıydım.Ve doğru kararı yerinde vermeliydim.
Yoksa kurtulma hayallerim boşa giderdi.

Koridorları geçerken sonunda tuvalete ulaşmıştık.Kapıyı açıp içeri girdim.Kapı kapanır kapanmaz hızla etrafıma bakındım.

Tabii şimdi insanın Sehun gibi bir abisi olunca her an herşeye hazırlıklı olması gerekiyordu.Tecrübe konuşuyor burada.Sıvı sabun işimi görebilirdi.

Avucuma biraz bolca sıkıp ellerimi arkama sakladım.Kapıya tekrar yöneldim ve yavaşça açtım.Kapının önündeki koruma beni farketmemişti ki ilgilendiği telefonundan başını kaldırmadı.

Üzgünüm sana biraz yazık olacak..
Elimdeki sabunu iyice yaydıktan sonra gözlerine yöneldim.Önce görüşünü kaybetmeliydi ki kaçmam kolaylaşsın.

Gözlerine bulaşan sabunla daha çığlık atamadan kravatından tutup sertçe içeri çektim onu.
Görememeye başladığı için ellerini gözüne götürdü.
Tam fırsatı yakalayıp onu lavaboya ittiğimde kafasını vurmuş ve hareketleri kesilmişti.

'Üzgünüm.'ama üzgün degilim.

Kapıya kulağımı yaslayıp koridoru dinledim.Gelen giden yoktu.Tuvaletin camına baktığımda içinden geçebileceğim kadar genişti fakat çok sıkı bir şekilde kilitlenmişti.

Kırıp çıkabilirdim çünkü demirleri de yoktu.Duşla tuvaletin birleşik olması şuan aşırı işime gelmişti.

Duş başlığını dikkatle çıkardım.Önce kilidi kırmaya çalışmak daha iyi gibiydi.Sessizce bir süre uğraşınca olmayacağına karar verip camı kırdım.

Tam kırılmadı aslında,ama birkaç parça yere düştü.Diğer parçaları elimle oynatıp çıkartırken elimde oluşan kesiklere ayıracak vaktim yoktu.

Bütün parçaları çıkardığımda yeterince uygun bir genişlik elde ettim.

Evden kendimi dışarı atabildiğimde çimlere bıraktım bedenimi.Sonunda o odanın kokusundan kurtulmuştum.

Kalkıp ormanın içine koşmaya başlamıştım.Sırayla önümden geçen ağaçlara bakınırken arkada kalan evden Chrisin bağırma seslerini duyabiliyordum.

'NASIL ELİNİZDEN KAÇIRABILIRSINİZ LANET HERİFLER! ÇABUK BULUN ONU BULMADAN DA GELMEYİN!!'

Tüm ormana dağılmışlardı.Artık daha da dikkatli olmam gerekiyordu.Bir kez daha yakalanırsam hiç kurtulamayacaktım.

Fakat..

Evet,Chanla bakışıyorduk şuan.Ve inanın bana beni bu kadar hızlı nasıl bulabildi bilmiyorum.

Bana yakınlaşıyordu.Ben gerilerken adım adım sakince yaklaşıyor ve gülümsüyordu.

Gerilerken bir ağaca çarptım,artık ondan uzaklaşamazdım da.
Tedirginlikle bekliyordum adımlarını durdurmasını.

'Tekniklerin güzelmiş.Ama biraz daha hızlı olman gerek Binnie.'

Arkamdaki ağacın arkasına geçtim.

'Beni bırak artık Bang Chan.O lanet odada veya senin yanında kalmayı istemiyorum.'

'Aa ama biz seninle konuştuk bunu bebeğim.Çok değil 2 hafta kalacaksın sadece.'

'Bana bebeğim demeyi kes! Rahat bırak beni!'

Ağacın etrafında kovalamaca oynuyorduk sanki.Yakalamaya çalıştıkça kaçmaya devam ediyorum ondan.

'Yeterince oynadık bence ha? Gel artık buraya.'

'Git başımdan.'

'Eeh yeter ha.'

Bacağımdan tutup çimlere uzandırmıştı beni.Tabii bu biraz sert olmuştu.Yapıştım bildiğiniz yere.

'Dur!'

Bacaklarımı kendi bacaklarıyla kıstırdıktan sonra ellerimi de yakaladı.
Mücadeleydi bu şuan.Ne yapacağını kestiremiyordum.

Ellerimi zorla olsa da kurtardım ve korkudan tutamadığım gözyaşlarımı gizlemek için yüzümü kapatmıştım.

Fazla cesur değildim sanırım.Bu davranışları beni korkutuyordu.

'Benden korkma Changbin.Ben sana asla zarar vermem.'

'Madem öyle neden buraya getirdin beni? Neden Doralyn denen sürtükle kuyumuzu kazmaya çalıştınız? Bana zarar vermemek isteyen sen bu musun?'

'Doralyn meselesi çok geride kaldı.Ondan pişmanım tabi ama seni buraya zarar vermek için getirmedim.En değerlimsin sen benim ben sana nasıl zarar verebilirim? Sadece Minhonun şu karmaşıklıklarını çözebilmesi için ona yardım ediyorum o kadar.Ben değil sen kendine zarar vermişsin şu elinin haline bak her yeri kesiklerle dolu.'

Sessizleştik ikimizde.İç çekme seslerim duyuluyordu şuan sadece.Islak yanaklarımı elleriyle sildi ve öpücüklerini kondurdu.Yara olan elimin üstüne de öpücüklerini kondurmaya devam etti.

En son alnıma da öpücüğünü bıraktıktan sonra göz göze gelmiştik.

'Seni çok seviyorum Changbin..İnan bana seni herşeyden ve herkesten çok seviyorum.Bu yaptıklarım için affet beni lütfen.'

Dediğinden sonra kalktı üstümden.Beni kucağına alıp yürümeye başladı.
Halim kalmamıştı şuan kımıldamaya.Başımı sert göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım.
-------------------------------------------------------------------------

Düzeltildi🤙
<31

Dark RoseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin