Jisung'tan-
Bu manyakla ne yapacaktım ben acaba.Beni patates çuvalı gibi aldı götürüyor.Telefonumu çıkarıp hoseok hyungumu arayıp bu dağ öküzünün beni kaçırdığını söyleyecektim ki telefonumu aldı ve camı açıp aşağı attı.
'Napıyorsun sen ya?!'
'Sungiem dur bir kaç dakika gidince görürsün.'
'Birşey görmek istemiyorum indir beni çabuk!'
'Olmaz ama bebişim.Yorulmadın mı dakika başı indir beni demekten?'
'Yorulmadım yorulmayacağımda dağ öküzü! İndir beni! Senden bir kurtulayım varya hoseok hyunguma dövdüreceğim seni!'
'Hyungunun da senin de sincap patisi gibi elleriniz var birşey olmaz o sebeple.'
'Bak hala ya indirsene beni!'
'Olmaz.'
'Kendini herşeyi daha da berbat ederek mi affettireceksin bana?'
'Ben seni çok seviyorum jisung.Beni affetmen için ne gerekiyorsa yapacağım ama önce başbaşa olabileceğimiz bir yere gidiyoruz.Kendimi affettirmeme izin ver.'
'Elbet kurtulacağım o zaman görürsün sen.'
Yolculuğun geri kalanı sessiz geçmişti.Gideceğimiz yere geldiğimizde ise ön koltuktan inip benim kapımı açmıştı.
'Gel hadi.'
'İnmiyorum ben.Ne yaparsan yap sen de burada.'
'Sungiem hadi ama.'
'Ha-Yır!'
Aniden beni kucağına almıştı.
'Ne yapıyorsun be!'
'Şşş azıcık sessiz ol maviş gözlü bebeğim.'(ıyk töre dizisi falan mı çekiyoruz be.)
'Ben senin bebeğin değilim!'
'Sen benim bebeğimsin.Bir rahat dur,düşeceksin şimdi.'
Debelenmeye devam ediyordum ama bir kurtulamıyordum ki.Evin içine girdiğimizde salona doğru adımladı ve beni koltuklardan birine bıraktı.Yanıma oturdu,yanağımı okşayacaktı ama izin vermedim.
'Hadi ama bebeğim hiç mi sevmiyorsun beni?'
'Sevmiyorum ulan! Başka omegaların koynuna girerken düşünecektin bu hale geleceğini.'Ayağa kalktım ve kapıya doğru adımladım.Ama kolumdan tutup kendine çekmişti.
'Lütfen bir şans ver bana.Şu önümüzdeki birkaç günde affettireceğim kendimi sana.'
'Çok beklersin.Bırak kolumu ya!'yine omzuna almıştı beni.
'Yha! Ben çuval değilim! Her kafana estiğinde sırtına atıp götüremezsin beni!.'
'Bir yere gitmiyoruz ki odana götürüyorum seni sadece.'
'Ben burada kalacağım dedim mi?'
'Ama dinlemiyorsun ki sen hiç beni.Pişmanım işte bırak yeniden sevdireyim sana kendimi.'
'Ya istemiyorum işte.'
'Hee o yüzden göletin orada öpüşüme karşılık verdin demi.'muzipçe sırıttı.
Diyecek kelime bulamadım şuan.Domatese döndüğüme %102 emindim.
'Ne oldu sustun bir anda?'
'Sus konuşma be.Refleks olarak oldu.'
'Sen refleks olarak milletle öpüşüyor musun?'
'Öhm öhm,Seni hiç alakadar etmez.'
'Kocaya böyle mi cevap verilir.'
'Sen benim kocam olmadığın için sıkıntı yok.'yatağa rahatça oturmuştum.
'Neyse ben gidiyorum.Acıktın mı?'
'Seni hiç alakadar etmez.'
'İyi ki bir o filmi izlemişsin ha.'dedi ve gitti.
'Memati ubbama laf attırmam ulan!'arkasından bağırmıştım.
6-7 saat sonra-
Bu odada çok sıkıldım ya.Telefonumu da attı zaten.Hava iyice kararmıştı ve yemek yedikten sonra Minhoyu hiç görmemiştim.Aslında kapıyı kilitlememişti.Bir çıkıp hava alsam fena olmazdı bence.Kapıyı açıp dışarı çıktım.Merdivenlerden aşağı yavaşça indim.Salona geldiğimde koltuklarda oturmuş içen Minhoyu görmemle duraksadım.Yanına gittiğimde ağladığını fark etmiştim.
'Minho?'sesimi duyduğunda hemen bana taraf döndü.Hemen gözyaşlarını sildi.
'Neden ağlıyorsun?'...Cevap gelmemişti.
Elini uzatıp hemen beni kucağına çekti.Başını da göğsüme yasladı.Daha sabah bayağı enerji doluydu,şimdi ise bir enkazı andırıyordu.Belli etmesem hala ondan nefret bile etsem engelleyemediğim bir duygum vardı,ben lanet olsun ki ona aşıktım..
-------------------------------------------------------
<31
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Rose
Fanfiction'Eğer beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratırsan,seni bu suda boğarım Lee Minho..' Başlangıç, 10.07.21 Bitiş, 01.08.21 -Omegaverse- -Mpreg