•9•

3.2K 384 131
                                    

Gününüz nasıl geçti bebeklerim. Benim güzeldi ama çok yorgunum.

Çok fazla uzatmayayım zaten çikolatalı sütüm ya da başka güzel içeceğim yok.

Keyifli okumalar:)

•••

"Senin yakaladığın büyük ve güzeldi. Onu içmek isterdim fakat bölüşmek ne bilmiyorsun Changbin."

"Sen de diyosun işte güz- hasss-"

"Ne oldu?"

Chan ve Changbin avdan dönmüştü. Sohbet ederlerken Changbin Felix'i görmüştü fakat hayal gördüğünü düşündü.

"Neyse, ben Felix'in yanına gidiyorum."

Arkasından seslenenleri de umursamadan giderken Felix'i bıraktığı odaya yürüdü. İçeri girdiğinde odada kimse olmadığını gördü. Hızlı adımlarla salona geri döndü fakat Felix hala orada duruyordu.

"Minho, Felix nerede?"

Minho'nun eliyle işaret ettiği yere baktı.

"O hayal değil mi?"

"Ne hayali Changbin. Uyandım işte."

Changbin hayretle karşısında ki güzelliğe baktı. Vampir olmak ona yakışmıştı.

Dudakları kırmızıyken olabilirmiş gibi daha da kırmızı olmuştu. Gözleri o kadar güzel bir kırmızıydı ki Changbin büyüleniyordu. Teni beyazken daha fazla beyazlaşmıştı. Bu saydıkları onu sadece daha özel kılıyordu.

Chan gülümseyip Felix'le konuştu.

"Vampir olmak sana yakışmış. Aramıza hoşgeldin. Ben Seungmin'in yanına gideyim."

Bunu söyleyip uzaklaşmıştı. Changbin ise hala karşısında ki çilli vampire bakıyordu. Gözlerini alamıyordu ondan.

"Changbin?"

Kafasını sallayıp kendine geldi.

"Yakışmamış mı bana vampir olmak?"

O kadar güzel söylemişti ki Changbin o an yanına gidip güzel yüzünü avuçları arasına almak istedi. Ona çok güzel olduğunu söylemek istedi fakat dili tutulmuş gibiydi.

Felix bunun farkıdaydı. Akıl okuma gücünü geliştirmemişti ama az çok kullanabiliyordu. Aklından geçen birkaç şeyi rahatça duyabilmişti. Bu onu mutlu etmişti fakat onun ağzından da duymak istiyordu.

"Ç-çok güzel yani y-yakışmış."

Felix gülümsemişti. Yanına gidip kollarını onun boynuna sarmıştı. Changbin bu hareketle şaşırsada kollarını onun ince beline doladı.

Felix gülümseyerek geri çekildiğinde oturup konuştular. Felix hevesle anlatırken Changbin dinliyordu. Onu yıllarca, aylarca, saatlerce dinleyebilirdi. Bunun ne olduğunu bilmiyordu ama bu şey hoşuna gidiyordu.

-

Jeongin, Jisung, San ve Hongjoong kurula yaklaştığında Jisung hepsini durdurup konuşmak istemişti. Önlem almak istiyordu.

Kurulun ondan hoşlanmadığını biliyordu ve onun hoşuna gitmeyeceği şeyler söyleyeceğinide biliyordu. Kendisi sakin kalabilirdi fakat Han'ın onun kadar sakin kalmayacağını biliyordu.

Jisung ve Han diğerlerinden farklıydı. Normalde bir vampir istemedikçe vampiriyle yer değiştirmezdi fakat eğer Han isterse Jisung ile yer değiştirebilirdi. Han'ın bencil biri olmaması hoşuna gidiyordu. Han da onunla gerekmedikçe yer değiştirme gereği duymuyordu.

"Kurul benden hoşlanmıyor. Benim hoşuma gitmeyecek şeyler söyleyecekler, bundan eminim. Benim vampirim kendi isteğiyle de yerime geçebilir. Eğer öyle bir durum olursa kurda dönüşeceğim. Bu da onları tetiğe geçirir. Eğer öyle birşey olursa benim için durumu açıklayın lütfen."

Hepsi onaylayıp zaten yaklaştıkları kurula adımladılar.

Çağırılmayı beklerken Jeongin hariç herkes gergindi. İsimleri duyulduğunda içeri adımladılar.

San ve Hongjoong durumu açıklamaya başladı.

"İkimizde birer insana aşık olduk."

"Hakkınız yok."

"Bizim için kullanabilecek birileri var."

Arkasını işaret etti. Kurul lideri Jisung'u görünce alayca gülümsedi. Gerçekten ondan hoşlanmıyorlardı. Sebebi ise önceden kurt olmasıydı. Nedense vampirler yarı kurt yarı insanlardan hoşlanmazdı. Jisung birde vampir olunca onunla uğraşma gereği duyuyorlardı.

"Ooooo, kimler varmış burada? Minho ile sevgiliymişsiniz. Nasıl sürtük olmak?"

Jisung sakin kalabiliyordu fakat Han bunu kaldıramıyordu. Jisung'un kurda dönüşmesine fırsat vermeden onunla yer değiştirdi.

Kurul onun bu özelliğini bilmiyordu ve bu onları korkutmuştu çünkü Han'ın şuanki hali korkulmayacak gibiydi. Sarı ve sinirli gözleriyle karşısında az önce sırıtan adama baktı.

"Han yapma lütfen. Yalvarırım yapma."

Han, Jisung'un sesini duymazdan gelmeye çalışsada olmuyordu. Gözlerini kapatıp olabildiğince sakinleştikten sonra tekrar yerine geçti. Jisung derin bir nefes aldı. Eğer Han lidere zarar verseydi hem kendisi hem de ailesinde ki herkes ölebilirdi. Bunun olmasını istemiyordu.

"Ben hakkımı Hongjoong'un sevgilisi için kullanıyorum."

Bunu dedikten sonra son hızla geldiği yoldan geri döndü.

Jeongin Jisung'dan çok korkmuştu. Göz rengi maviyken o da lidere bakarak söyledi.

"Ben de hakkımı San hyungun sevgilisi için kullanacağım."

Bunu dedikten sonra o da Jisung'un peşinden koşarak gitti.

San ve Hongjoong saygıyla eğildikten sonra sevgililerini alıp Minho'nun evine götürmek için yola koyuldu.

•••
Umarım sevmişsinizdir. Bana verdiğin destek anlatamayacağım kadar hoşuma gidiyor. Bunun için gerçekten teşekkür ederim. Sizin bu hevesinizi kırmamak için gerçekten çabalayacağım. Yanlış ya da hoşunuza gitmeyen biryer görürseniz bana söyleyin lütfen.

Sizi seviyoruuum ve Stray Kids ile kalın💖

-🌹-

Blood&Vampire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin