•10•

3.3K 395 244
                                    

Nasılsınız bebeklerim, gününüz nasıl geçti. Umarım benim ki gibi kötü değildir.

Bu arada yorumlarınız beni çok mutlu ediyor. Oturup yorumlarınızı okuyarak saatlerce ağlayabilirim. Sizi seviyorum💖

Yazım yanlışlarım için özür dilerim ve
K

eyifli okumalar:)

•••

Jeongin evin bahçesine girmişti. Yolda gelirken Jisung'u hiç görmemişti. Onun çoktan vardığını düşünmüştü fakat evden gelen gülüşme sesleri düşüncesini doğrulamıyordu. Eğer Jisung olanları anlatsaydı bu kadar gülüşmezlerdi. O zaman ortada iki ihtimal kalıyordu. İlki Jisung söylememiş olabilir, ikincisi ise Jisung'un eve gelmemesi.

Hızla eve giderek kapıyı çaldı. Kapı açıldığında karşısında Hyunjin'i gördü. Hyunjin mutlulukla ona sarıldı.

"Ah, benim çilek kokulu bebeğim gelmiş. Seni özledim."

Jeongin de ona sarılarak karşılık verdi. Bu sözleri onu gülümsetmişti.

"Bir dakika. Jisung nerde?"

Minho'nun bu sorusu ikinci ihtimali doğrulamıştı.

"Kurul ona sürtük dedi. Sırf seninle çıktığı için. Sonra Han sinirlendi ve onun yerine geçti. Sonra birşey oldu. Han yerine geçti. Sonra da gitti ama bende peşinden çıktım. Çoktan buraya vardığını düşünmüştüm."

"Aaaahhh başıım!"

Seungmin de uyanmıştı. Felix'in aksine daha ciddiydi. Dudakları kırmızıydı. Teni Felix'in teninden daha beyazdı. Göz bebeği tamamen kırmızıydı. Gözlerinin etrafı siyahla boyanmıştı. Felix bebek gibi gözüküyordu fakat Seungmin ciddiydi. Göz rengi, dudakları, gözlerindeki siyah farlar ve ten rengi tamamen Chan'a benziyordu.

Seungmin baş ağrısıyla salona girmişti. Felix arkadaşını görünce hemen gidip sarılmıştı.

"Hey, vampir olmak sana yakışmış."

Seungmin'in iltifatıyla Felix utanmıştı. Felix'e iltifat ederseniz utanırdı.

Tam o sırada Chan'ın endişeli ama bir o kadar da korkan sesi evin içinde yankılanmıştı.

"Seungmin yok! Seungmin nerdesin?! Minho Seungmin gitmiş!"

Chan kimseden cevap gelmeyince koşar adımlarla salona indi.

"Size Seungmin'in gittiğini söylü- oha taş!"

Bunu Seungmin'e söylemişti. Seungmin utanmıştı. Seungmin'de utanınca elleriyle yüzünü kapatarak, kafasını birine yaslıyordu. Bu hali tatlı ve komikti.

Chan onun bu haline gülümsemişti. Karşısındaki çocuğun yüzündeki her bir detay sanki onu anımsatıyordu. Gözleri, dudakları, teni...

Changbin yanına baktığında yanının boş olduğunu gördü. Minho gitmişti.

-

Minho saatlerdir Jisung'u arıyordu. Bakmadığı yer kalmamıştı. Sevdiği çocuğa nasıl sürtük derlerdi. Bu ilk değildi. Jisung birçok kez kuruldan laf yemişti. Sebebi ise şuydu.

Blood&Vampire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin