•25•

2.2K 281 189
                                    

Lütfen oy verin, kaos sevmeyenler mi oy vermiyor. Cidden üzülüyorum

Jungwoo'yu shipliycek birini bulamadım bu yüzden Lucas yapacağım

Nasılsınız, gününüz nasıldı. Benimkiii idare eder işte.

•••

Chan kendine lanet okuyordu, sevdiği çocuk gözgöre ondan gitmişti. Hem de onu, onları korumak için fakat onlar uzaklaştıktan sonra üstüne gelen onlarca vampire saldıramadı bile.

Sanki içinde birşeyler kopmuş gibiydi. Hissizdi, hissedemiyordu, içi bomboştu. Hala içinden sayıklıyordu.

"Gitme, neden, hayır."

Güçsüz bedeniyle kafa tutmaya çalıştı.

"Chan kendine gel!"

Gelemiyordu. Bir vampirden diğer vampire fırlatılırken, bunu umursamıyordu. Tek istediği Seungmin'in yanında olmasıydı. Cansızca yerde yatarken karşısına gelen bedene bakıyordu.

"Taehyung nerde?"

"Bilmiyorum."

"Yalan söyleme!"

Chris'in artık birşey yapması gerekti.

"Chan izin ver yerine geçip savaşayım. Sen bunu yapabilecek güçde değilsin ve o Yugyeom denen herifi gebertmek için burdan sağ çıkmalısın."

"Yap şunu."

Jungkook yerde yatan güçsüz bedenin kırmızı gözlerinin sarı renge dönüşmesini izledi. Chris mental olarak güçlü olduğu için enerjikti. Element gücünü kullanacaktı. Önüne gelen her bir vampire ateş sıçratıyordu. Bazıları onu yeniyordu. Bir süre böyle devam ederken Chris yorgun düşmüştü ve geri çekilmişti. Chan'ın gözleri tekrar kırmızı buldu.

Dizleri üstüne çökmüş kalkmaya çalışırken içinden geçen ince birşey ile sırtı gerildi. Gözlerinden yaş akarken kafasını karnına indirdi. Belinden giren uzun bıçak karnından çıkmıştı. Acıyla en yüksek sesiyle bağırdı.

"Seungmin!"

Sonra yavaşça yere düştü ve gözleri kapandı.

"Minho! Changbin! Onun yanına gidin!"

Changbin arkadaşını hala görmediği için ne demek istediğini anlamamışken elinde fazla oyalandığı vampirin kafasını koparıp, etrafına bakındı. Gördükleriyle donup kalmıştı. Üstüne gelen vampirleri görememişti bile. Sayamadığı kadar  vampir tarafından tutulurken, Felix sevgilisinin üstüne saldıranları görmüş ve sinirle gitmişti. Ama savaşmayı bilmediği için kısa sürede onu da Changbin'i tuttukları gibi tutuyorlardı.

Minho ona vuranlara karşı koyamıyordu, Jisung bunu farketmiş ve kurt formuna girerek ona vuranları öldürmüştü. Sevgilisine bakarken ona doğru gelen başka bir vampiri görememiş ve kendini yerde bulmuştu. Boğazında hissettiği dişlerle acıdan uysallaşmıştı.

Üstündeki vampir Jisung'a daha fazla zarar verecekken Hongjoong bilekliğiyle vampiri tutup ağaça fırlatmıştı. Tam o sırada başka bir vampir Hongjoong'u itmiş ve yere düşmesine sebep olmuştu. Tam kalkacakken tekme atılmasıyla tekrar düşmüş ve bileğini incitmişti.

Karşısındaki vampir hırsla ona vuracakken birisi onu engellemişti. Mingi vampirin kafasını koparmıştı. Hongjoong gördüğü bedenle şaşırsa da mutlu olmuştu. Etrafına bakındığında herkesin burada olduğunu gördü. Yunho, Yeosang, Jongho, Soobin ve Taeyong. Hepsi savaşmaya başlamıştı.

Bu olanları Namjoon ve Jungkook keyifle izlerken birinin gerçekten zarar gördüğünü görüp, oradan ayrılmaya karar vermişler ve uzaklaşmışlardı.

Uzun süren bir savaşın sonunda herkes yaralanmıştı. Chan, Hyunjin ve San'ın durumu ciddiydi. Özellikle de Chan'ın. Bazen kalbi duruyordu. Hongjoong ve Mingi'nin bazı yerleri incilmişti. Yunho, Yeosang ve Jongho'nun vücutlarında morluklar ve çizikler vardı. Jisung ve Minho'nun derin yaraları vardı. Soobin ve Taeyong küçük darbeler almıştı. Changbin ve Felix'in sadece ağrıları vardı. İçlerinde en hasarsız kişi Seonghwa'ydı. Herkesin ihtiyacına koşuyordu. Durum ciddiydi.

-

Jeongin herşeyi anlattığında Hwasa sinirlenmiş ve Jaehyun'a kafa tutmaya başlamıştı. Yeteri kadar dövdüğünden emin olduğunda geri çekilmişti.

"Jeongin, diğer arkadaşlarının yanına gidelim."

Jeongin kafasıyla onaylamıştı. Bir süre sonra geldiklerinde şok olmuş şekilde bahçeye bakıyordu ve evden endişeli sesler duyuyordu. Bahçenin her yerinde koparılmış vampir kafaları ve kan vardı. Beklemeden eve koşup içeri daldı.

Evdekiler ilk korksa da Jeongin'i görünce rahatlamışlardı. Yeni gelenler de herkesin rahatladığını gördüklerinde geri oturdular. Jeongin titrek sesle konuştu.

"Hyunjin? O nerede? İyi mi?"

Felix yavaş yavaş onun yanına geldi ve sarıldı. Kulağına fısıldadı.

"O yaralı, merak etme iyileşecek."

Sesi sakin ve rahatlatıcı çıksa da Jeongin'e yetmemişti.

-

Yugyeom Seungmin'e bir insan getirmişti. Zarar vermesini istiyordu. Fakat Seungmin akıllanmıştı ve o insana dokunmamakta kararlıydı. Yugyeom gittiğinde yavaşça insana yaklaştı.

"Adın ne?"

"Lucas. Bana zarar vermeyeceksiniz değil mi?"

"Ben vermeyeceğim ama onu bilemem."

"Nasıl yani?"

"O takıntılı manyağın teki. Benim bile hayatım tehlikede."

"Niye ağlıyorsun?"

"Çünkü sevdiğim adam tehlikede. Ormandayken sesini duydum. İsmimi bağırdı. Sesi o kadar yüksek ve acılıydı ki içimde birşeyler koptu. Hala içimde tarif edemiyeceğim bir boşluk var ve eğer ona birşey olursa kendimi asla affetmem."

"Şey... anlayamıyorum."

Seungmin burukça gülümseyip baştan sona herşeyi anlattı ve Lucas'ın tesellisi ona iyi geldi.

Yugyeom onları dinlemiş ve bir an önce bu insanı öldürüp Seungmin'i kendisinin yapmak istemişti. Fakat bilmediği şey vardı. Seungmin özel biriydi.

•••

Nasıldııı??

Lütfen oy verin bebeklerim

Ya sanki bu Stray Kids ficinden çıkmış gibi hissetmeye başladım. İdoller akınına uğradı ama neyse yakında hepsini çıkarıp Stray Kids ile devam edeceğim

Hani Seungmin ve Jeongin bugün bi yayın açmıştı ya. O yayında birinin "i hate you" yazdığını gördüm ve o an aklıma şey geldi

"İ hate you"

"İ love you too Seungmin"

"İ love you too Seungmin"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi akşamlar😚

-🌸-

Blood&Vampire Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin