Sizinle sohbet etmek çoook keyifli, düşünceli okuyucularım var ve bu beni mutlu ediyor. Her desteğiniz beni ayrı motive ediyor. Teşekkür ederim💖
Bu arada geçen sorduğum soru vardı, o çifti buldum. Birisi sayesinde buldum. Monsta X'ten bir ship söyledi ve ben de araştırırken Monsta X'te tam istediğim bir çift buldum.
Keyifli okumalar:)
•••
Hwasa yaptığı çorbayı kaselere koyup, oturma odasına gitti. Herkese birer kase verdikten sonra kendisi de boş olan bir yere oturdu. Herkes çorbayı içerken onaylayan mırıltılar çıkarınca, Hwasa gülümsemişti.
Yeonjun, Soobin ve Taeyong ormanda periler ormanına giderken önlerine Jaehyun çıkmıştı.
"Sizi duydum, periler ormanına sizinle geleyim. Zarar verdim, telafi etmeme izin ver."
Soobin endişeyle Yeonjun'u arkasına almıştı. Taeyong ise Jaehyun'u görünce büyülenmiş gibiydi. Yüzünden ve gözlerinden kendini alamıyordu. Kafasını sallayıp kendine geldi.
Yeonjun umursamazca onayladı ve Soobin'in omuzunu sıktı. Bu Soobin'i rahatlatmıştı. Yeonjun onun gözünde çok güzeldi. Maviyle karışık sarı saçları, göz renginin değişmesi, pembe ve bir o kadar da güzel dudakları ve istediği zaman gösterdiği şeffaf beyazı kanatları... Soobin bundan etkileniyordu.
Yeonjun'un güven verici gülümsemesine karşılık, o da gülümsedi. Yeonjun kalbinin hızlandığını hissetti. Yeonjun da Soobin'den etkileniyordu. Siyah saçları, kırmızı gözleri, bembeyaz teni, kahverengiye yakın dudakları...
Bunlar olurken Jaehyun Taeyong'u izliyordu. Taeyong utanarak sürekli bakışlarını kaçırıyordu.
"Artık gitsek mi?"
Soobin ve Yeonjun Taeyong'u duymamıştı. Jaehyun ayağını hafiften yere vurunca yerin hafifçe sallandıklarını hissettiler ve kendilerine geldiler.
"Deprem?"
"Oh, hayır hayır. Bendim, siz duymadınız ben de yapmak zorunda kaldım. Gidelim."
Herkes kafasıyla onaylamıştı. Yeonjun ve Soobin önden gidiyordu. Taeyong ve Jaehyun ise arkalarında onları takip ediyorlardı. Taeyong o bembeyaz tenin kırmızı olduğuna emindi. Jaehyun bunu tatlı bulmuş ve onunla konuşmaya başlamıştı.
"İsmin ne?"
"Taeyong. Ya senin?"
"Jaehyun."
Onaylayan mırıltıları duymuştu. Jaehyun yanında bedenin kulağına yaklaşarak fısıldadı.
"Çok güzel ve tatlısın Taeyong."
Taeyong kafasını utançtan eğerken, Jaehyun kıkırdıyordu. İçinden geçirdi.
"Belki de Jeongin haklıydı."
-
Seungmin saçında ki acıyla uyanmıştı. Yugyeom onu saçından süreklemiş götürüyordu. O an aklında Minnie'nin söyledikleri yoktu ve bu duruma boyun eğmişti.
Sertçe itildiğinde, yumuşak bir yere düştüğünü farketti. Yugyeom yatağın üstünde ki Seungmin'in kollarını yakalayıp başının üstüne sabitledi. Seungmin kaçmaya çalışıyordu fakat nafileydi. Ensesinde hissettiği acıyla yüzünü buruşturunca, bütün vücudu yavaşça uyuştu.
Hareket edemiyordu ve baygın gözlerle tavana bakıyordu. Yugyeom ona yaklaşıp konuştu.
"Düşündüm de, senin yarım bıraktığın bir iş vardı..."
Elini Seungmin'in vücudunda dolaştırmaya başladı.
"...onu devam ettirebiliriz."
Eli Seungmin'in üstündeki bol gömleğin düğmelerine gidince Seungmin dünü hatırlayıp sırıttı. Gözlerini kapatıp, tüm gücüyle yumruğunu savurdu. Bu hareketiyle Yugyeom kendini duvarda buldu. Yere yığılırken şaşkındı. Seungmin tekrar güçsüzce yatağa düştü.
Bir süre sonra kendisine yaklaşan bedeni hissettiğinde öyle bir dalga yaydı ki Yugyeom kendini tekrar duvarda buldu. O an aklına geldi. Seungmin'in asırda bir görülen, sınırı olmayan türden vampirdi. Bu vampirler eğer güçlerini öğrenirlerse herşeyi yapabilirlerdi.
Yugyeom panikle ve acıyla doğrulup uzaklaştı. Seungmin tehlikeliydi ve şuan da ona olan aşkını -takıntısını- umursamıyordu.
Seungmin kendini yorgunlukla bıraktı. Lucas sesleri duyarak onun olduğu yere gelmiş ve endişeyler Seungmin'in yanına gitmişti. Seungmin önce irkilse de Lucas olduğunu farkedince rahatlamış ve gözlerinin kapanmasına izin vermişti.
-
Minho ertesi gün Minnie ile konuşmaya çalışmış fakat başaramamıştı. Cevap vermiyordu. Herşey iyiye gidiyordu. Chan'ın durumu hariç. Hwasa'ya minnettardı. O ve getirdikleri ilaçlar olmasa hiçkimse böyle olmazdı. Herkesin sağlığı yerindeydi, sadece halsizlik vardı. Vücutları yorgundu. Uzun süredir avlanmamıştı hatta avlanmamışlardı. Yanında uzanan sevgilisine dönerek konuştu.
"Avlanmaya gidelim. Herkese sırayla gitsin. Herkes uzun süredir avlanmıyor."
Jisung onaylayıp yavaşça yerinde doğruldu. Birlikte aşağı indiler.
"Dinleyin millet! Hepiniz uzun süredir avlanmıyorsunuz. Sırayla ikişer ikişer avlanmaya çıkacağız. Ben ve Jisung gelene kadar eşlerinizi belirleyin."
Eşinin ellerini tutarak peşinden sürükledi. Aslında tek amacı susuzluk değildi. Onu tekrar ısıracaktı. Çünkü işareti gitmişti. Minho'nun boynundaki yan yatan 8 yerinde duruyorken, Jisung'un işareti yerinde yoktu ve bu onun canını sıkmıştı.
•••
Bugün geç attım galiba bölümü, üzgünüm
Allah'ım her dakka aklıma farklı farklı kurgu geliyo
Changbin'in yayınına yetişemedim, girdim yayına 1 dakka dolmadı kapattı
Ficde sıkan, hoşunuza gitmeyen bir yer olursa lütfen söyleyin, sizin rahatsız olduğunuz bir yer olmasın istiyorum
Sizden sadece shiplediğim kişilere saygı duymanızı istiyorum, çünkü bazen ficte istedikleri kişiler birlikte olmayınca huzursuzluk çıktığını gördüm, eğer çiftlerden rahatsız olan varsa bana söylemek yerine fici okumayı bırakabililer
Sadece huzursuzluk olmasın istedim çünkü şu aralar böyle durumlara rastladımUmarım beğenmişsinizdir😊
Sizi gerçekteeen çoooook seviyoruuum💕
Kendimi uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu hissediyorum sizin sayenizdeİyi geceler ve tatlı rüyalar💖
-🌸-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood&Vampire
FanfictionSTRAY KİDS BLOOD&VAMPİRE kitabının birincisidir. ----------------------------------- Felix ve Seungmin meraklarına yenik düşüp vampirleri araştırmaya başlarlar. Edindikleri bilgiler gerçekçi olduğu için araştırmayı bırakmazlar. Bir gün girdikleri bö...