On Altı

1.2K 140 218
                                    

Medya: Bu fotoğraf gerçekten komik ama neden? KWJFKEKCKSXJDJCMEKXKS

Okulun bahçesindeki bankta oturmuş Harry'i bekliyordum. Tatilde olmamıza rağmen Harry'nin okulda bir işi çıkmıştı. Ben de onu yalnız bırakmayıp eşlik etmiştim.

Özellikle şu birkaç gündür -beraber olduğumuzdan beri- Harry'i her gördüğümde onu öpesim, sarılasım geliyordu. Ama maalesef, üzülerek söylüyorum ki, bizim ilişkimiz diğer ilişkilerden biraz farklıydı. Öncelikle ikimizde erkektik. Çok olmasa da bazı insanlar ben ve Harry gibilere iğrentiyle bakıyorlardı. Ben bu duruma çoktan alışmıştım. Ancak biri sırf bu konu yüzünden sevdiğim kişiyi üzecek bir şey yaparsa kendime hakim olabilir miyim bilmiyorum.

İkinci olarak Harry öğretmen bense öğrenciyim. Yaşadığımız ilişki yasak, bunu biliyorum. Toplumun vereceği tepki de bariz bir şekilde belliydi. Ama ben bunu da umursamıyorum, Harry'i gerçekten seviyorum ve onun da beni sevdiğini biliyorum.

Ayrıca ilişkide küçük olarak benim üstte olmam olayı biraz daha garipleştiriyor. Bu Harry'i de beni de rahatsız etmediğine göre bir sorun göremiyorum gerçi.

Sonuç olarak ilişkimizde alışılmadık durumlar olsa da en azından kendi açımdan baktığımda her şey normal görünüyordu.

"Ne düşünüyorsun?" saçlarıma büyük bir el atılınca kafamı kaldırdım. Harry gülümseyerek karşımda dikiliyordu. Ayağa kalktım ve içimdeki ellerimi beline atma isteğini bastırdım. "Sanki aklımın sürekli sende olduğunu bilmiyormuş gibi konuşuyorsun." dedim gözlerine bakarak. Yanakları hafifçe kızardı.

Tahminimce kızardığını saklamak adına arabasına doğru yürümeye başladı. Ben de çantamın askılıklarını tutarak arkasından ilerledim.

Arabanın kapısını benim için açtığında ona temas etme isteğim biraz daha arttı. İsteğimi bastırarak arabanın koltuğuna yerleştim. Harry tam kapıyı kapatacağı sırada duymayı hiç istemediğim birinin sesini duydum. "Hey, Harry!" Angel omuzundaki çantası ve elindeki kitaplarla koşturarak bize doğru geliyordu. En azından tatilde bizi rahat bırakmasını umuyordum.

Kadın yanımıza geldiğinde Harry yüzüne sahte bir gülümseme kondurdu. Sahte olduğunu biliyorum çünkü sevdiğim adamı çok iyi tanıyorum. "Angel! Bir sorun mu vardı?"

Arabanın kapısı hâlâ acıktı, bu yüzden Angel'ın nasıl kızardığını görebiliyordum. Önüme dönüp dudaklarımı yaladım. Bu kadın gerçekten sinirlerimi bozuyordu.

"Ben, sadece görüşürüz demek istemiştim." ağzım hafifçe açıldı. Resmen gözümün önümde sevgilime yavşanıyordu.

"Görüşürüz." dedi Harry. Ardından şoför koltuğuna adımlamaya çalıştı. Evet çalıştı. Çünkü Angel onu kolundan yakalayıp durdurdu. "Şey..." Harry'e doğru yaklaştı. Bu davranışın nereye gideceğini biliyordum.

Ama tahmin ettiğim şey olmadı. Harry Angel'ın niyetini anlayıp hemen kolundan kurtulmuştu. Kadın ile arasına mesafe koyup dudaklarını araladı. "Başka bir şey yoksa gitmem gerekiyor, Lou ile İspanyolca çalışacağız."

Angel'ın öldürücü bakışları beni buldu. "Tatilde de mi çalışıyorsunuz?" o kadar iğrenç bakıyordu ki oturduğum yerden kalkıp yüzüne tüküresim geldi.

"Evet. Neyse gitmemiz gerekiyor. Tatilden sonra görüşürüz." Harry Angel'ın konuşmasına izin vermeden şoför koltuğuna yerleşti. Ben de kapımı kapatıp bize öldürücü bakışlar yollayan kadına göz devirdim.

Araba sokağa çıktığında çantamı çıkartıp arka koltuğa bıraktım. Kemerimi bağladım ve yolu seyretmeye başladım. "Lou..." Harry bu sıralar bana 'Lou.' demeye başlamıştı. Durumdan asla şikâyetçi değildim çünkü çok sevimli söylüyordu. Fakat şu an sevimliliğini göremeyecek kadar sinirliydim.

"Ona karşı bir şeyler hissetmediğini biliyorum, ama gene de içim rahat değil." hâlâ önüme bakıyordum. "Ondan uzak durmaya çalışıyorum ama sülük gibi yapıştı, üzgünüm." ona döndüm. Alt dudağını büzmüş, yolu takip ediyordu.

Aklıma gelen fikirle gülümsedim. "Seni tek bir şartla affederim." birkaç saniyeliğine bana döndü ve gülümsedi. "Ne istersen."

"Sana şu an blowjob vermeme izin ver." âni fren yapmasıyla arkamızdaki araba kornaya bastı. Yanımızdan geçerken de birkaç küfür etti ama bizim dikkatimiz başka yerdeydi. "Lou bu-" sözünü kestim. "Sen araba kullanırken."

"Bizi öldürmeye mi çalışıyorsun?" el frenini çekti ve bana döndü. Epey şaşırmıştı.

"Sadece biraz eğlenelim istiyorum." dilimi dışarı çıkarıp üst dudağımda gezdirdim. Pantolonuna baktığımda şimdiden sertleşmeye başladığını fark ettim.

"Eve gidip İspanyolca çalışıyoruz." hızla el frenini indirip gaza bastı. Kaşları çatılmıştı ama hâlâ güzeldi, o her zaman güzel.

"Üzgün olduğunu söylemiştin." gözlerine bakmaya çalıştım ama çok kararlı görünüyordu.

"Angel konusu benim hatam bile değil ama ben üzgün olduğumu söyledim. Sen de gelmiş blowjobdan bahsediyorsun."

Bu kadar sinirlenmesine şaşırdım, ona karşı bir hata yaptığımı düşündüm. "B-Ben üzgünüm Harry. Sadece biraz eğlenelim istemiştim." arabayı yavaşlattı. "Üzgünüm." dedim tekrardan duymadığından korkarak.

Otoyolda olduğumuzdan emniyet şeridine çektiği arabayı durdurdu. "Beni zayıf noktamdan vuruyorsun Tomlinson." dedi ve emniyet kemerini yavaşca çıkardı. Ben daha neler olduğunu anlamadan dudaklarıma uzandı. Öpüşü çok yumuşak ve nazikti. Aynı kendisi gibi.

Ellerimi beline attım ve onu biraz daha kendime çekmeye çalıştım. Sabahtan beri öpmek için yanıp tutuştuğum dudaklara sonunda kavuşmanın sevincini yaşıyordum.

Geri çekilirken burnunu burnuma sürttü. "Bugün dersi güzel dinlersen gece seni ödüllendireceğim." son bir defa dudaklarıma öpücük bıraktı ve çekildi.

O, tekrar arabayı çalıştırırken ben de kabaran pantolonumu gizlemek adına tişörtümü üzerine örttüm.

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Önümde köpüklerle oynayan adamın sırtını göğsüme yasladım. Saçlarını bir tarafa topladıktan sonra burnumu boynuna sürttüm.

Dediği gibi dersi dinlediğim için bana güzel bir ödül vermiş, beni kolumdan çekiştirerek yatağa yatırmıştı. Sonrası da çorap söküğü gibi gelmişti zaten.

"Lou." elindeki köpüklerle oynamaya devam ediyordu. "Hm." kendimi tamamen huzurlu ve uyuşuk hissediyordum.

"Sana bunu dersten önce söyleyecektim ama fırsat olmadı." yüzünü bana döndü. Mecburen elimi pamuk gibi teninden çekmek zorunda kaldım. "Tatil için benimle İspanya'ya gelmek ister misin? Hem dil öğrenmende yardımcı da olur."

Tatil için planım Harry'le vakit geçirmekten ibaretti. "Bilemedim." dedim fazla istekli görünmemek adına.

"Ben önceden gitmiştim zaten, sana da söylemiştim. Seni gezdirebilirim." suyun içindeki ellerimi bulup parmaklarını parmaklarıma doladı. Şu an o kadar ateşli ve sevimli görünüyordu ki daha fazla naz yapamadım.

"Pekala, neden olmasın?" dişlerini göstererek gülümsedi. "Teşekkürler Lou. Çok eğleneceğiz söz veriyorum." uzanıp dudaklarıma hatırı sayılır bir öpücük kondurdu.

"Ama bana yardımcı olman gerekecek. İspanyolcam pek iyi değil." onu döndürerek tekrar göğsüme yatırdım. Bu pozisyon ilginç bir şekilde rahattı.

Bir anda ayağa kalkarak ağzımın açılmasına neden oldu. Vücudundan sular damlayan ateşli bir Harry karşımdaydı sonuçta. "Sorun değil, gayet iyisin. Gereken yerlerde de ben sana yardımcı olurum." saçlarını parmaklarıyla geriye taradıktan sonra havluyu alarak beline doladı.

Kapıdan çıkarken bana doğru döndü. "Ben bizim için bir şeyler hazırlayacağım, mâlum yorulduk." yanakları hafifçe kızardı. "Sen de elini çabuk tut."

"Tamam Harold." göz kırptığımda kıkırdadı. Banyodan çıktıktan sonra küvete uzandım, kendimi tamamen suya bırakarak gözlerimi kapadım.

Harry ile İspanya'da tatil... Hem de sevgili olarak.

Güzel bir fikire benziyordu.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi alayım. ❥

Equatorial Line | LS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin