On Üç

1.1K 158 265
                                    

Medya: Saçlarını kesmiş dırırırım. 😩 Ama olsun o her hâliyle mükemmel zaten. 😌

Kapının önünde, elimde coğrafya ödevim, Harry'nin gelmesini beklerken bir aşağı bir yukarı yürüyordum.

Vereceği ödülü dünden beri merak ediyordum. Öyle ki gece gözüme uyku girmemiş, ödülün ne olduğuna dair kafamda türlü türlü senaryolar kurmuştum.

Öğle arasında olduğumuzdan Harry kantinde yemek yiyor olmalıydı. Zil çaldığından beri odasının önünde olduğumdan yaklaşık yirmi dakika geçmişti.

Birkaç dakika daha sabrettikten sonra nihayet uzun, kıvırcık saçlı coğrafya öğretmenimi gördüm. Odasının kilidini açarken bir yandan benimle konuşuyordu. "Neden geldiğini haber vermedin? Daha erken inerdim." aklım hâlâ ödülde olduğundan sadece omuz silktim.

O, sandalyesine otururken ben de masanın önündeki sandalyelerden birine bıraktım kendimi. Elimdeki ödevi hızla masasına bırakıp dudaklarımı kemirmeye başladım.

Heyecanıma kıkırdadı. Uzanıp kağıtları aldı ve okumaya başladı. Ara sıra kaşlarını çatması, şaşırması ödevimin kötü olduğunu düşündürttü bana.

Ama son sayfayı da okuyup kağıtları çekmesine koyarken gülümsemesi her şeyin yolunda olduğunu gösteriyordu.

"Ödevin güzel olmuş. İki günde bu kadar ince bilgileri bir araya getirmen senin gerçekten zeki olduğunu gösteriyor." saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Teşekkür ederim Bay Styles." sabırsızlanarak konunun ödüle gelmesini bekledim.

"Şu an baş başayız, bana Harry diyebilirsin." kafamı salladım.

Ayağa kalkıp yanıma geldiğinde ben de ayaklandım. Bir yere mi gidiyoruz?

"Ödül konusuna gelirsek..." tam önümde durdu. Bana iyice sokulup ellerini belime sardı. Yanakları yavaş yavaş kızarmaya başlamıştı bile.

Sağ yanağıma bir öpücük bıraktığında karnımdaki kelebekleri hissettim. Geri çekilip sol yanağımı da öptü.

"Sadece bu kadar da değil." dedi her ne kadar ellerini belimden çekmesini istesem de çekerken. Karşımdaki sandalyeye oturdu. "Yarın seni futbol oynarken izlemeye geleceğim."

Karşısındaki sandalyeye oturdum. Yüreğim hızla atıyordu ve sevincim vücudumdan taşacakmış gibi hissediyordum.

"Ayrıca dönemin bittiği gün doğum gününü birlikte kutlarız diye düşünmüştüm." dudaklarını yaladı. Yanakları tamamen elma gibi olmuşlardı.

Utangaçlığından kafasını eğmiş adama baktım. Ayağa kalktım ve onu şaşırtacak bir hareketle kucağına oturdum.

"Louis okul..." dudaklarına derin ama kısa bir öpücük bıraktım. Elleri omuzlarımda, kıpkırmızı olmuştu.

"Teşekkür ederim Harry, seni gerçekten seviyorum." son cümle tamamen isteğim dışı çıkmıştı ağzımdan.

Dişlerimi sıkıp kucağından kalktım. Söylediğime karşılık ne tepki vereceğini bilmiyordum, bu yüzden tedirgin olmuştum.

Ayağa kalkıp yanımdan geçerken saçlarımı karıştırdı ve kalbimin biraz daha hızlanmasını sağlayacak bir şey söyledi. "Ben de seni seviyorum Louis."

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Ertesi gün geldiğinde soyunma odasında kıyafetlerimi giyerken, ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken, aynadan son kez kendime bakarken çok heyecanlıydım.

Equatorial Line | LS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin