Yirmi Beş

813 113 177
                                    

Medya= Tam moodluk.

Oy sınırı +60
Yorum sınırı +150

"Ve Tomlinson'dan bir gol daha!"  takım arkadaşlarım üzerime atlayınca boğulma tehlikesi geçirdim. Ardından maçın bittiğini haber veren düdük sesi duyulunca hep birlikte avazımız çıktığı kadar bağırdık.

Çoşkulu kutlamadan sonra herkes yavaş yavaş soyunma odalarına adımlıyordu ki tribünde durmuş adımı haykıran esmer arkadaşıma takıldı gözlerim. Tribüne iyice yaklaştım. "Zayn? Bir sorun mu var?" elalarıyla bana sinsi bir bakış attı. "Bay Styles seni acilen odasına bekliyor."

Bu kadar acil ne olmuş olabilirdi ki? "Ona bir şey mi oldu?" diye sordum korkuyla. Kafasını iki yana salladı. "Hayır, ama hemen gelmeni söyledi." kaşlarım çatık bir şekilde bana sırıtan esmere bir süre baktıktan sonra soyunma odasını es geçerek okulun merdivenlerini tırmanmaya başladım.

Bugün sınıflar arası futbol maçı vardı ve 3-0 ile maçı almayı başarmıştık. Üç golün ikisini ben attığım için kendimle gurur duyuyorum.

Harry'nin odasının bulunduğu kata geldiğimde etrafta kimsenin olmaması garibime gitti. Gerçi bugün etkinlikler yapılıyordu, sınıfta olacak halleri yoktu.

Tahta kapıyı tıklattım. İçeriden "Girin." komutu gelince de kulpu indirerek odaya girdim. Kapıyı kapatırken "Beni çağırmışsın, bir şey mi oldu?" diye sordum kıvırcık saçlı adama.

Sandalyesini geriye ittirerek ayağa kalktı. Yanıma gelirken gözlerim düğmelerini açık bıraktığından dolayı görünen göğsüne takıldı.

"Hatırlıyor musun? Sana formanın içinde çok iyi göründüğünü söylemiştim." boşta duran elime uzandı. İki elinin arasına alarak okşamaya başladı. "Evet." dedim sertçe yutkunduktan sonra. "Nefes kesici göründüğümü söylemiştin." gülümsedi.

"Bu halin alt taraflarıma bir şeyler yapıyor." Tanrı aşkına! Benim masum Harry'm nereye kayboldu? Ellerini elimden çekip bu sefer belime yerleştirdi. "Çok terliyim Harry." diyerek itiraz etmeye çalıştım, ama içten içe de bunu istiyordum. Çünkü normalde Harry yakalanma tehlikesini asla göze almazdı.

İkimizi de yürüterek sırtımın duvara yaslanmasını sağladı. Kapıya yakın olan eliyle kilidi çevirdi. Ardından burnunu burnuma sürtmeye başladı. "İstemiyor musun Lou?" ellerin belimdeyken, nefesin yüzüme vuruyorken ve çoktan sertleşmeye başlamışken nasıl 'Hayır.' diyebilirim ki?

Yumuşak dudaklarını ince dudaklarıma hapsettim. İnleyerek uzunluğunu bana sürtmeye başladı. Şu an fazla azgın gibiydi.

Dudaklarımı çekiştirerek benim de inlememi sağladı. Boşta olan ellerimi hızla beline sardım ve yerlerimizi değiştirdim. Şimdi sırtı duvara yaslanan oydu.

Ellerimi belinden çekerek gömleğinin altına soktum. İnlemeye devam ederek bana daha hızlı sürtünmeye başladı. Dışarıya sesimizin gideceğinden korktum bir an. Ama hatırladım ki etkinliklerden dolayı kat boştu.

Çabucak hareketlerle ilikli olan düğmeleri açtım. Hemen sonra futbol şortumu bileklerime kadar indirdim. Tişörtümü çıkaracağım sırada Harry dudaklarımızı ayırarak, "Hayır!" diye bağırdı. Suratına baktığımda yalvaran gözler ve kızarmış yanaklarla karşılaştım.

Tişörtümü çıkarmaktan vazgeçtim. Onu bu şekilde almamı istiyordu anlaşılan.

Büyük ellerini terden dolayı ıslak olan saçlarımdan geçirdi. "Ahhh, Lou!" diye inleyince dar olan pantolonun düğmesini açmaya başladım. Pantolonu zar zor bileklerine kadar indiremeyi başardım ve o mükemmel bacaklarını meydana çıkardım.

Equatorial Line | LS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin