Final bölümüne hoş geldiniz. <3
6 ay sonra...
"Ben geldim!" içeriye doğru seslenirken kapıyı kapatıp ayakkabılarımı çıkardım. Salona doğru yürüyüp spor çantamı koltuğun yanına koydum ve aynı koltuğa kendimi bırakarak yayıldım.
"Hoşgeldin bebeğim." Harry, elinde bir tabak ve çırpıcıyla mutfak kapısında belirdi. Ortaya çıkmış olan gamzeleriyle bana bakıyordu. Üzerindeki ayıcıklı mutfak önlüğü çok şirindi.
Yorgunluğumu görmezden gelerek ayağa kalktım ve sanırsam kek yapacak olan adamın yanına gittim. "Ne yapıyorsun?" uzamış olan saçlarını topuz yapmıştı. "Kek yapıyorum. Hem de havuçlu." bana bakıp sırıttı. Havucu sevdiğimi biliyordu.
Bir süre kusursuz adamı izledim. Öpülesi dudaklarını, zümrüt yeşili, odaklanmış gözlerini, uzanıp öpmek istediğim yanakları... içimde büyüyen sevgiye yenildim ve parmaklarımın ucunda yükselip yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.
Kıkırdayarak geri çekildi. "Beni işimden alıkoymaya mı çalışıyorsun?" o kadar sevimli görünüyordu ki...
"Bugün neler yaptın?" çırpıcıyı eline alıp malzemeleri karıştırmaya başladı. Tezgâha yaslanıp onu izlemeye devam ettim. "Aynı... antrenman yaptık." Boynumu esnettim. "Yoruldum."
"İleride emeklerinin karşılığını alacağına eminim Lou." kek kabını dolaptan çıkardı. "Sen ne yaptın bugün şef?" diye gülerek sordum. Gözleri kısa bir süre için bana kaydı. "Evdeydim, pek bir şey yapmadım." keki dikkatlice ısıttığı fırına koydu. Koyarken dili hafifçe dışarı çıkmıştı.
"Ha bu arada..." fırın eldivenlerini çıkardıktan sonra geride kalan bulaşıkları toparlamaya başladı. "Liam ile konuştum. Hafta sonu sahile gidelim diyor. Ne düşünüyorsun?"
Kaşlarım yukarı kalktı. Uzun süredir sadece üniversite ve ev ile ilgileniyordum. Bu sadece benim için geçerli değildi tabii. Harry de çok çalışıyordu. Ufak bir tatil güzel olabilirdi.
"Yanıma Niall ve Monica'yı da alacaksam neden olmasın?" yaslandığım yerden ayrıldım. "Çok güzel olur, ne kadar kalabalık o kadar eğlence." deyip gülümsedi. Yanına gidip yanağına bir öpücük daha bıraktıktan sonra odama gitmek üzere mutfaktan ayrıldım.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
"Her şey tam değil mi?" bagajı kapatan Liam göz devirdi. İleriden Niall ve Monica'nın sesleri geliyordu. "Belki elli defa sordun Zayn. Her şey tam, bir daha sorarsan..." gözleri Harry ve beni bulunca cümlesini tamamlayamadı.
Ben ve Harry kahkaha atarak arabaya binerken Niall ve Monica'da koşarak yanımıza geldiler. Zayn, şoför olan Liam'ın yanına otururken Niall'ın 'Ben Monica'nın kucağına oturacağım.' adlı isteği geri çevrildi.
Yol boyunca şarkılar söyleyip, geçtiğimiz yerleri inceledik. Bir ara Zayn'in tuvaleti geldiği için durduk ancak Liam'ın peşinden gitmesi üzerine geriye kalanlarımız yakındaki bir restorana gidip hamburger yedik.
Şimdi ise önümde uçsuz bucaksız mavi, yanımda zümrüt yeşiliyle gülümseyen sevgilim ve arkamda koşuşturan arkadaşlarımla denize bakıyordum.
"Ah, Monica! Evet!" hepimizin kafası inledikten sonra kahkaha atan Niall'a döndü. Monica'da "Ne evet, Niall?" diye dişlerini sıkarak sordu. Bu ikisi kesinlikle komedi filminden çıkmış gibiydi.
Elimi saran sıcak ve büyük elle ilgim yanımdaki kıvırcık saçlı adama çekildi. "Hadi, gel." beni peşinden sürükleyerek denize doğru koştu. Ayaklarımız su ile buluştuğunda kıkırdamaya başladı. "Önce üzerimizdekileri çıkarsaydık." dediğimde birden gömleğini çıkartarak denize bıraktı. "Ne yapı-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Equatorial Line | LS
FanfictionHarry Styles, bir coğrafya öğretmeni. Louis Tomlinson ise eğlenmek isteyen yaramaz bir öğrenci. Toplinson 🛐