On Bir

1.1K 157 459
                                    

Medya: Tapılası bir fotoğraf bırakıyorum. 😌

Bol bol yorum yapın ki okuyup bütün gün sıkılmamayayım. 🧝‍♂️

Evde Niall sayesinde yiyecek doğru düzgün hiçbir şey kalmadığı için markete gelmiştim. Sepetime spagetti attığım sırada gözüme içecekler çarptı. O rafa da koşup büyük şişelerden iki tane aldım.

Ödemeyi yapıp marketin otomatik kapısından çıktım. Bugün hafta sonu olduğundan dolayı okula gitmemiştim. Zaten Harry ile İspanyolcayı sadece hafta içi çalışıyorduk. Bu yüzden Niall ile birlikte bütün gün salonda yatıp dizi izlemiştik.

Eve giden sokağın köşesini döndüğüm sırada gözüme tanıdık bir yüz çarptı. Harry...

Angel, kollarını boynuna dolamış, gözlerini kapatmış onun dudaklarını öpüyordu.

Gördüğüm manzarayla midem kasıldı. Birkaç saniye gözlerim irileşmiş bir şekilde onlara baktım. Ardından koşar adım geldiğim yöne doğru ilerledim.

Eve vardığımda yolumu uzattığımdan ve koştuğumdan dolayı terlemiştim. Kapıyı anahtarımla açıp içeri girdim. Kapatıp yaslandım. Elimdeki poşetler parmaklarımdan kayarken boşalan ellerimi saçlarıma geçirdim.

Salonda oturan Niall panikle yanıma geldi. "Lou? Ne oldu?" gözümden yanağıma doğru bir damla yaş süzülürken zorla konuştum.

"Ben bir aptalım."

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•

Pazartesi günü istemeyerek okula gittim. İlk iki ders coğrafyaydı ama ben ilk zamanlarda yaptığım gibi kafamı sıraya gömüp uyumaya çalışmıştım. Tabii Harry'nin güzel sesi kulaklarıma dolarken bu imkansızdı. Neyse ki bir şey dememişti.

"Zayn, gerçekten bana yardımcı olman gerekiyor. Kalbim çok kırıldı." dudağımı büzüp elalara baktım. Bir teneffüs önce Harry ile başımdan geçen her şeyi, hiçbir detay atlatmadan bu esmer oğlana anlatmıştım. Okuldaki tek arkadaşım olan Zayn, çok dürüst ve eğlenceli biriydi, bu yüzden sırlarımı ona söylemekten kaçınmamıştım.

İlk tepkisi sadece susmak olmuştu. Sonradan bunun gerçekten zor olduğunu söyleyip beni teselli etmeye çalışmıştı.

"Louis ne desem bilemiyorum, berbat bir durum." kantinde oturduğu sandalyede kıpırdandı. İçeceğinden bir yudum alıp bakışlarını indirdi.

"Bugün İspanyolca çalışmaya da gitmeyeceğim." kollarımı göğsümde bağlayıp dalgın olan arkadaşıma seslendim. "Zayn?" yavaşça bakışlarını kaldırdı. Mutsuz gibi görünüyordu. "Sorun nedir?"

Omuz silktiğinde şakayla karışık sordum. "Yoksa senin de mi hoşlandığın biri var?" bana şaşkınca baktı. Bir şeyler olduğunu anladım. "Anlat bakalım."

Birkaç defa derin derin nefes aldı. "Bana öğretmeninden hoşlandığını söylediğinde hiçbir şey diyemedim çünkü..." içeceğinin pipetiyle oynamaya başladı. "Çünkü ben de eski okulumdaki öğretmenimden hoşlanıyorum. Aslına bakılırsa buraya gelmemin nedeni de o."

"Onun bundan haberi var mı peki?" kendim gibi birini bulduğum için içten içe sevinmiştim. İşimiz cidden zordu.

"Aramızda hep bir cinsel gerilim olmuştu, ama söyleyemedim. Büyük bir cesaret istiyor bu, sen de biliyorsun."

Kafamı salladım. Ona hak veriyordum, kendinizden büyük birinden hoşlanmak, hele hele bunu dile getirmek hiç kolay değildi.

Zil çaldığında ayağa kalktık. Zayn pantolonunu düzeltip içeceğini geri dönüşüm kutularından birine basketledi.

Equatorial Line | LS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin