•14•

8.7K 538 173
                                    

"Mahogany!" Dedim eteği çekiştirirken."Bunun içinde nefes alamıyorum!"
"Almak zorundasın." Dedi ve gülüp eteğimi düzeltmeme yardım etti.
Tamam Cameron'un kesinlikle bir planı vardı. Bunu biliyordum ama bu elbiseye ne gerek vardı?! Daha şık ve İÇİNDE NEFES ALINABİLECEK bir elbise de giyebilirdim!

"Cameron neredeyse gelir. Hızlı ol!" Dedi kenardaki parfümü alıp üstüme boşaltırcasına sıkarak.
"Sence de bu biraz fazla değil mi?" Dedim parfüm yüzünden öksürürken.
"Az bile." Dedi parfümü kenara bırakıp. "Hadi aşağı in artık!"
Makyaj koltuğundan sakince kalkıp son kez aynaya baktım ve yatağın üstündeki siyah kabanı üstüme giydim.
Güzel olmuştum.
"Hadi!" Dedi ve çantayı elime tutuşturup beni kapıdan dışarı itti.
Derin bir nefes alıp merdivenlerden inmeye başladım.

Bu topuklularla yürüyebilen insan var mıdır? Varsa gerçektende seçilmiş kişi olmalı.

Merdivenlerden inerken koltukta arkasına yaslanmış Cameron'u gördüm.

Bu çocuğu takım elbiseyle görmek benim sağlığım için iyi değildi.

"Maggie?" Dedi ve ayağa kalkarak kolunu uzatırken.
"Cameron." Dedim ve gülüp koluna girdim.
"Tamda beklediğim gibisin." Deyip güldü ve yürümeye başladık.
"Nasıl yani?" Dedim ve aynı şekilde güldüm.
"Gözünün altındaki morlukları makyajla kapamış,kırmızı elbisede sıkıla sıkıla yürüyen ama hiçbir şeyi çaktırmamaya çalışan bir Maggie bekliyordum. " diye kapıyı açtı ve ekledi. "ve beklediğim gibi de oldu."
"Beklentilerinin üstünde olmak isterdim." Dedim ve yarım şekilde gülümsedim.
"Beklentim zaten kendin olman Maggie. Üstünde olmak istemen saçmalık. " dedi arabanın kilidini açıp. "Ben seni böyle seviyorum."
Ben seni böyle seviyorum.
BEN SENİ BÖYLE SEVİYORUM.
BEN
SENİ
BÖYLE
SEVİYORUM
Ön kapıyı açıp binmem için beklediğinde donmuş gibi suratına baktım. "İyi misin?" Dedi tek kaşını kaldırıp.
Rahatsızca öksürerek "İyiyim" dedim ve koltuğa oturdum.
Kapımı kapatınca güldü ve arabanın önünden dolaşıp sürücü koltuğuna geçti.

O takım elbiseyi üstünde yakasım geliyordu.

Anahtarı takıp çevirince eli vitese uzandı. Tam kafamı cama doğru çevirecekken elimi kavradı ve vitesin üstüne yerleştirerek güldü.
Şuan benim elim vitesin üstünde onun da eli benim elimin üstündeydi. Aman ne hoş(!)
Yavaşça vitesi değiştirdiğinde elimi çekip çekmemek arasında gidip geldim.
Elimi çekersem tüm yol boyunca suçluluk hissedecektim. Ama çekmezsem de hissedecektim.
Anı yaşayan biri değildim ama o anda bunu yapmak daha mantıklı gelmişti.
"Günün nasıldı?" Dedi aynayı kontrol ederken.
"Dar, sıkı ve nefes alınamayacak derecede sıkıcıydı." Dedim gülerek.
"Oh," dedi ve elini elimin üstünden çekip iki elinide direksiyona sabitledi. "Elbise düşündüğümden daha iyi durmuş."
Viteste kalan elimi çekip tırnaklarımla oynadım. "İçinde nefes alsam her şey daha güzel olurdu." Dedim gülerek.
"İçinde nefes alamasan bile," dedi ve bana yan bir bakış atıp ekledi "Üstünde güzel durmuş."
Gülüp kafamı sağa sola sallayarak "Sen istedin diye bu elbiseyi giydiğime inanamıyorum." Dedim.
"Neden ki?" Dedi. "Ben istedim diye şuan yanımdaysan, ben istedim diye de bu elbiseyi giyebilirsin."
Ben istedim diye.
BEN İSTEDİM.
O İSTEDİ.
O.
İSTEDİ.

Ne diyeceğimi bulamayınca konuyu değiştirmeye çalıştım."Kırmızıyı seviyor musun?"

'Konuyu ne güzel değiştirdin öyle Maggie.' Dedim kendi kendime.

"Kırmızı mı?" Dedi ve bana dönüp üstümdeki elbiseyi süzdü. "Sanırım kırmızıyı sevmeye başladım."

Bana öyle bakmazsan sevinirim takım elbiseli çocuk.

"Takım elbisemi mi süzüyorsun?" Dedi kırmızı ışığa geldiğimizde.
"Evet." Dedim.
O böyle oynamak istiyorduysa biz de oynardık. Değil mi?
"Güzel." Deyip kafasını salladı.

Home | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin