•6•

10.9K 578 198
                                    

Sabah gözümü masanın karşısındaki çift kişilik koltukta, üstümdeki battaniye ile açtım.

Cameron kafasını masanın üstüne koymuş ve küçük bir çocuk gibi uyumuştu. Yavaşça ayaklarımı koltuktan sarkıttım ve battaniyeyi üzerimden attım. Yavaşça Cameron'a doğru yürüdüm.

Önündeki dosyalar ve bilgisayar açık kalmış, gömleğinin kollarını katlamış bir halde masada uyuyakalmıştı.

"Cameron." dedim yavaşça onu dürtüp.

Sesini çıkarmayınca tekrar dürttüm. "Cameron." dedim.

Yine ses yoktu. Gülüp tekrar denedim. "Cameron koş kolumu kırdım!"

"Hı! Ne! Noluyo!" dedi ve yerinden sıçrayıp kolumu tuttu. "Se-sen iyi misin? Kolun iyi mi?!"

Gülmeye başladım. Cidden kanmış mıydı?

"Ben iyiyim şapşal.Uyanman için yaptım."

"Uh." dedi ve kolumu bırakıp kendini sandalyesine attı.

"Sırtın ağrır.. Koltuğa geç" dedim kolundan çekip kaldırmaya çalışırken.

Birden ellerini koluma kenetleyip beni kendine çekti. Üstüne düşecek kadar yakın duruyordum.

"Eve gidelim mi?" dedi gözleri kapalı şekilde. Yutkunup kafamı salladım.

Üstünden çekilip kalkması için elimi uzattım. Elimi tutup yavaşça kalktı.

"İyi uyudun mu?" dedi koltuğa doğru bakıp yüzünü ekşiterek.

"Evet. Ama sen-" derken uzanıp yanağımı öptü.

"Uyku şimdilik önemli değil."

Yanağımdaki dudağını hissetmek.. Garipti.

Yavaşça güldüm.

"Artık eve gitmek ve yatağımda uzanmak istiyorum." dedim.

"Ve bana sarılmak. Lütfen o ayrıntıyı atlamayalım." göz kırptığında sabah sabah formunda olduğunu anlamıştım.

"Uh, peki." dedim gülerek.

"Sen asansöre git ben masayı toplayıp geliyorum."

Kafamı sallayıp odadan çıktım.

Vücudumun her noktası ağrıyordu. O koltukta uyumak pek rahat değildi. Hem, ben oraya nasıl gitmiştim?

"Geldim" dedi elini belime koyarak. Gülümseyip asansörün yukarı çıkmasını bekledim.

"Başım fena halde ağrıyor." dediğinde elimin tersini alnına yasladım.

"Ateşin var gibi" dedim ve güldüm. Belimdeki ellerine baskı uygulayıp beni kendine doğru çekti. "Ben iyiyim."dedi yüzüme doğru eğilip.

Sanırım beni öpmeye çalışmıştı.. O an asansörün sesini duyunca küçük bir çocuk gibi cırladım "Ah, bak! Asansör!" dedim ve kızaran yanaklarımı belli etmemeye çalışıp asansörün içine girdim.

Asansör aynasına dönük bir şekilde birbirimize bakıyorduk. En sonunda uykulu bir şekilde güldü.

"Dün olanların hepsi için özür dilerim."

"Aslında, ben unutmuştum. Her neyse." dedim ve aynı şekilde güldüm.

Birkaç olayı saymazsak güzel bir gündü.

Şu lanet asansör en sonunda giriş kata indiğinde elimi tuttu. Elimi tuttuğunu gelen güvenin tarifini yapamazdım.

Danışmadaki bayanları selamladıktan sonra hızla kapıdan çıktık ve otoparka doğru yürüdük.

Home | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin