•18•

6.2K 453 78
                                    

-Cameron-
"Şuraya da bir imza lütfen." Dedi Noter. Gösterdiği yeri imzaladıktan sonra David'e dönüp.
"İşte bu kadar." Dedim.
"Teşekkürler Jason. Gidebilirsiniz."Dedi avukata gülümseyip.
Avukat ve Noter evraklarını çantalarına koyup sakince odadan çıktığında bana döndü. "Sen de çok ince ve derin bir sinsilik var Alexander."
Bana Alexander dedi. BANA ALEXANDER DEDİ. "Bana çekmişsin."
İşte bu kadarı fazlaydı. "Orda dur David." Dedim. "Asla senin gibi biri olmadım."
"Ciddi misin?" Dedi kahkaha atıp. "Bence sen benden de kötü biri oldun evlat."
'Ne gibi?' Dercesine tek kaşımı kaldırdım.
"Maggie," dedi. "Yalan olduğunu biliyorum. Küçük bir kızı yalanlarına alet etmekten utanmıyor musun?"
"Ne yalanından bahsediyorsun?" Dedim tek kaşımı kaldırıp.
Koltuğundan kalkıp dolabına doğru ilerlediğinde sakince onu izledim.
"Maggie Spout. 22 Haziran 1997. Anne adı Elizabeth,baba adı Bob." Elinde tuttuğu dosyayla geri döndüğünde dişlerimi sıktım.
Maggie'yi araştırmıştı... Tahmin etmeliydim.
"17 yaşında bir kız." Dedi bana gülerek bakarken. "Senden beklemezdim."
Hiçbir şey demeden yumruklarımı sıktığımda dosyayı önüme fırlattı. "Tebrik ederim. Güzel işti Dallas."

Oyunu öğrenmişti.. İşte bu kadar basitti.
Yaklaşık bir aydır sürdürdüğümüz oyun burada bitiyordu.
"Akşam Maggie'yi evine yollar mısın yoksa ben mi konuşmaya geleyim?" Dedi babam olacak piç.
"Maggie'ye," dedim hızla ayağa kalkıp. "Dokunursan seni öldürürüm."
"Şimdi de baba katili mi olacaksın Alexander? Tam da sana yakışan davranış." Dedi ve elini omzuma koyarak ekledi. "İşte benim oğlum."
Hızla geri çekilip "Bana oğlum demeyi kes." dedim.
"Oh,peki..." dedi gülerek. "Her neyse konumuza dönelim... Bu akşam o kızı evine ya da herhangi bir cehenneme yollamazsan-" derken sözünü kestim.
"Ne yaparsın? Beni basına mı verirsin? O siktiğimin kamera ordusundan korkmuyorum. "
"Oh,emin ol korkmalısın." Dedi.
"Ne istiyorsun David?" Dedim.
"Öncelikle baba dersen memnun olurum." Dedi işaret parmağını havaya kaldırıp. "Ve istediğim şey..." diye uzattığında "Söyle artık!" Diye bağırdım.
"Hisselerini bana devretmeni istiyorum Cameron."
"Hisselerimi mi?" Deyip güldüm. "Şaka yapıyor olmalısın."
"Şaka yapmıyorum." Dedi tekrar sandalyesine oturup. "Ya hisseleri ver ya da küçük Maggie'ne veda et."

'Küçük Maggie'ne'
Benim Maggie'me.

"Hisselerimi alamazsın." Dedim kararlı bir sesle.
"O zaman Maggie'yi çok rahatlıkla alırım." Dedi.
Derin bir nefes alıp ona baktığımda "Aşkından bu kadar çabuk vazgeçeceğini düşünmemiştim." Diye ekledi.

Vazgeçmemiştim. Bir şekilde Maggie'yi tekrar görebilirdim.
"Ne bokum yapıyorsan yap David." Dedim ve masanın üstünde üstünde kırmızı kalemle "MAGGIE SPOUT." Yazan dosyayı alıp kapıya doğru ilerledim.
Ben tam çıkacakken "Maggie'yle geçireceğin son haftayı iyi değerlendir,evlat!" Diye bağırdı....

-Gece Saat 1'de-
"Cameron," dedi Maggie kapıyı son kez tıklatıp. "Lütfen içeri girmeme izin ver."
"Odana git Maggie." diye bağırdım.

Tam olarak on dakikadır o kapının arkasından bana yalvarıyordu.

"Ama seni merak ediyorum." Dedi umutsuz bir şekilde.
"Odana git." Dedim son kez.
Uzun süre ses gelmediğinde gittiğini anlamıştım.

Kafamı geriye doğru yaslayıp camdan manzarayı izledim.

Onu nasıl bırakabilirdim bilmiyordum ama ona güveniyordum.
O herkese kafa tutan kız bir şekilde beni yeniden bulabilirdi.
Bulmalıydı.

Sakince çalışma masamdan kalkıp kitaplığın önüne gittim.
Elimi birkaç kitabın üstünde gezdirdiğim sırada telefonum çaldı.
Arayan Nash'ti.
"Ne var?" Dedim telefonu açıp.
"İyi misin diye soracaktım." Dedi bıkkın bir sesle.
"Bok gibiyim Grier." Dedim. "Bok gibi."
"Bak dostum biliyorum bu zo-" derken sözünü kesip "Hisselerimi ona vermezsem Maggie'yi benden uzaklaştıracağını söyledi." Dedim.
"Ne dedi, ne dedi?"
"Duydun işte Grier. Maggie'yi benden uzaklaştıracakmış."
"Dostum bu imkansız!" Dedi ve kahkaha attı. "O kızı az da olsa tanıyorum ve seni bırakmayacağına adım gibi eminim. "
"Biliyorum ve ben de eminim," dedim bir kitapta daha elimi gezdirirken. "Sadece içimde bir korku var."
"Ne gibi?" Dedi.
"Maggie," dedim derin bir nefes alıp. "Hassas bir kız."
"Evet?" Dedi.
"David piçi onu psikolojik açıdan bana doldurursa her şey tam tersine döner. "
"Dostum Maggie seni bırakmaz." Dedi. "Bırakamaz."
"Bu kadar emin olmasak iyi olur." Dedim.
"Her neyse. Ben kapamak zorundayım. Bir şey olursa mesaj at gelirim." Dedi Nash.
"Teşekkür ederim dostum." Dediğimde görüşürüz deyip telefonu kapadı.

Kapanan telefonu cebime atıp işaret parmağımı dudağımın üstünde gezdirdim.
Maggie beni bırakamazdı, değil mi?

Düşüncesi bile içimi bir garip yaparken çalışma odasından çıkıp kendi odama doğru gittim.

Odaya girdiğimde Maggie'yi yatağımın üzerinde uyuyakalmış şekilde bulmayı düşünmemiştim.

Yanına yaklaşıp yatağa oturdum. Yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına atıp "Özür dilerim." Dedim. "Böyle olmasını istemezdim."
Yavaşça burnunu yastığa sürttüğünde saçlarıyla oynadım. "Maggie bunu sıkça söylemiyorum ama," dedim. "Seni seviyorum."

Bunları o uyurken söylemek daha kolaydı.

"Senin güçlü bir kız olduğunu biliyorum ve emin ol ki bu hayattaki her şeyin en iyisini hakediyorsun." Dedim saçlarıyla oynamaya devam ederken.
Gülüp devam ettim. "Bunu söylemek zor ama... Sen benden iyisini hakediyorsun."

Yine kafasını yastığa sürttüğünde saçlarıyla oynamayı bırakıp yanına uzandım. "Seni seviyorum Maggie Spout." Dedim sıkıca beline sarılırken. "Güneş'in Ay'ı sevdiği gibi."

"Cameron?" Dedi uykulu sesiyle bana doğru dönüp.
"Maggie?" Dedim.
"İyi misin?" Dedi.
Sakince dudaklarımı alnına bastırıp. "İyiyim." Dedim.
"Emin misin?" Dedi başını göğsüme yaslayıp.
"Eminim,Maggie." Dedim. "Hadi uyumaya devam et."
Hiçbir şey demeden kafasını salladığında derin bir nefes aldım.

Bu kızı nasıl bırakacaktım?

Home | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin