"Teşekkür ederim Shawn," dedim bana getirdiği yorganı alıp kenara koyarak. "Matt ve Brent gelirse hemen gideceğim zaten."
"Gitmene gerek yok," dedi bir kolunu omzuma atıp gülerek. "İstediğin kadar durabilirsin Maggie."
Gülüp sehpanın üstündeki çay fincanını aldım. "Cameron'a ne oldu anlamadım." Dedim çaydan bir yudum alarak.
"İlaçlarını verdin mi?" Dedi kolunu çekip.
"Verdim..." Dedim. "Onlar sakinleştiriciydi değil mi?"
Shawn hiçbir şey demediğinde gözlerimi devirdim. "Cameron'un bunu bana söylemediğine inanamıyorum."
"Aslında söylememesi normaldi," dedi ve koltukta geriye yaslandı. "Onu sakinleştiren kişi sendin ve bunu haberin olmadan yapabiliyordun. Haberin olsaydı ona nasıl davranırdın düşünsene? Her gün sinirlerini bozmadan durmaya çalışacak, onu kızdırmadan her istediğini yapacaktın."
Dudaklarımı büzüp kafamı salladım. "Ama ona yardım edebilirdim. Yani en azından ona karşı bu kadar inatçı olmazdım."
"Emin ol inatçılığın sayesinde onu sakinleştiriyordun Maggie," dedi ve güldü. "Sizin o küçük atışmalarınız bile sizi izleyen bir insanı sakinleştirebilirken Cameron'u nasıl sakinleştirmesin ki?"
"Tanrım," dedim fincanı tekrar sehpaya bırakıp. "Ben berbat bir insanım."
"Değilsin," dedi Shawn. "Sadece çevrene dikkat etmiyorsun."
Anlamsız bakışlarımı ona yönelttiğimde "Cameron'un sana olan bakışlarına hiç dikkat ettin mi Maggie?" Dedi.
"Şu bazen iğneleyici olan bakışlarından mı bahsediyorsun?" Dedim kaşlarımı kaldırıp.
"Bak işte," dedi. "Kafanda sana gıcık olan bir Cameron portresi çizdiğin için sana olan sevgisini bile farketmemişsin."
Gözlerimi devirdiğimde devam etti.
"Cameron," dedi. "Biraz gariptir. Duygularını içinde yaşar. Kolay kolay ağlamaz hatta gözleri bile dolmaz,kimseye acımaz ya da hakedenler dışında kimseye acımaz mı demeliydim?" gülüp derin bir nefes aldı. "Ama sen onun için farklıydın Maggie."
"Ben farklı değildim Shawn." Dedim. "Sanırım sadece hisleri farklıydı."
"Hisleri mi?" Dedi Shawn gülüp. "Cameron'un hisleri mi farklı olacak? Cidden mi?"
Aynı şekilde gülüp omuz silktiğimde "Bak şuan onun yanına gitmezsen anlarım ama onun seni çok sevdiğini bilmen gerek." Dedi.
Kafamı sallayıp kollarımı açarak ona sıkıca sarıldığımda aynı şekilde karşılık verip "Ben her zaman burdayım. " Dedi. "Beni hayranı olduğun bir ünlü olarak değil de arkadaş olarak gör olur mu?"
Dediği şey karşısında gülüp kollarından çıktım. "Tanrı aşkına! Ben hâlâ senden imza alamadım!" Dedim.
Gülüp "İstersen sana gömleklerimden ya da tişörtlerimden birini vereyim? Daha güzel olmaz mı?" Dediğinde elimi alnıma koyup bayılıyormuş gibi yaptım "Tanrım! Shawn Mendes bana kendi kıyafetlerinden verecek!"
Kahkaha atıp ayağa kalktı ve elini uzattı "Hadi gel sana rahat bir şeyler bulalım."
Elini tutup koltuktan kalktım ve beraber üst kata çıktık.
-Cameron-
"Shawn'ın yanında olduğuna emin misin?" dedim Nash'e dönüp.
"Eminim Cameron," dedi bıkmış bir şekilde. "Shawn aradı zaten."
