•1•

15.1K 768 548
                                    

"Dallas mı?" dedim yutkunarak. "Cameron olan Dallas?"

Kaşlarını kaldırıp anlamamış gibi baktı.

"Evet.. Eğer istemezsen-" derken sözünü kestim.

"Hayır, istiyorum. " dedim gülerek. Belki şu Dallas dedikleri çocuk anlattıkları kadar kötü değildir?

"Ah,iyi.. Ve Maggie," dedi kapıya doğru yürürken. "Kendini üzecek bir şey yapma."

------------------------***********----------------------

Taksideydim, yeni işime gidiyordum. İçimden bir ses tahmin ettiğimden daha zorlu olacağını söylese de en iyisini düşünmeye çalıştım.

"Cameron biraz.. Garip biridir. Fazla hareketli bir hayatı vardır." dedi yanımda oturan Matt. "Onu severim ama..." Yanaklarını şişirdi. "Bazen garip olabiliyor."

Garip mi?

"Eve yaklaşıyoruz." Gülümsedim "Herneyse, onun bir dediğini iki etme ve sana dediğim gibi; sadece emirlere uy, ona değil."

Kafamı anladığımı belirtecek şekilde salladım. Bu ne demekti bilmiyordum ama zamanla anlayacağımı düşünmüştüm.

Eve doğru yaklaştıkça içimden "Tanrım,lütfen bana iyi davransın." Tarzında dualar ediyordum.

Sanki dualar beni kurtarabilecekti...

___*******___

"Aç şu lanet kapıyı Cameron!" diye bağırdı Matt kapıyı yumruklarken. Neden açmıyordu ki?

"Hadi, Cameron!" diye bağırdı ve son kez kapıya vurdu.

Gerçeği söylemek gerekirse kapı açıldığında karşımda yarı çıplak bir Cameron görmeyi planlamıyordum.

"Sonunda!" Matt Cameron'u ittirip içeri girdi.

İçeri girerken soğuk bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Eh, aslında ben de utanmasam ona bakardım.

Bilirsiniz işte o vücut...

Ah, ne diyordum ben!

"Kız bu mu?" dedi amerikan tipi mutfak tezgahının üstündeki çerez tabağından fıstık alarak.

"Evet ve unutma Cameron." Matt sinirle gülümsedi. "Kız sadece evin ihtiyaçları için, seninkiler önemli değil."

"Hey, ağır olun beyler! Neler oluyor?" Anlamadığımı belirten bakışlarla ikisini de süzdüm.

Gerçekten anlamamıştım.

"İlgimi çeken bir tarafı yok. Sadece..." dedi ve vücudumu baştan aşağı süzdü. "Fiziği düzgün. Ama dediğim gibi, ilgimi çekmiyor." Omuz silktiğinde gözlerimi devirdim.

Güzel, çok güzel, çok çok güzel! İlgisini çekmiyormuş.

"Güzel." Matt derin bir nefes aldı ve koltuktan kalktı. "Şimdi tanışabilirsiniz."

"Maggie, bu Cameron. Cameron, bu Maggie. " tokalaşın der gibi bir hareket yaptığında Cameron elini uzattı.

Aynı şekilde elimi uzattım. Benim minik elimi sıkıca kavrayıp garip bir tavırla yukarı aşağı salladı.

"Bazı şartlarım olduğunu söylemişsindir umarım?" dedi hâlâ elimi tutup Matt'e bakarken.

"Hayır," Matt omuz silkti. "Onları söyleme gereği duymadım."

"Şart şarttır." Tek kaşını kaldıran Dallas'ı süzüp yutkundum.

"Neden bahsettiğinizi sorabilir miyim?" dedim. Neden elimi bırakmıyordu ki?!

Home | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin