•Ek Bölüm•

5.3K 346 52
                                    

Y/N: Bu bölümün konusu "Ya Cameron Maggie'nin kıskandığı fotoğraf çekimine gitseydi?". Cameron'un Maggie'ye O MODELLER OLAYI YALANDI dediğini unutup okursanız daha eğlenceli olur -yazar burda modeller de çekimde var demeye çalıştı-
Bu arada +150 ye çok az kalmış! Biraz zorlarsanız geçebileceğinize inanıyorum.

Umarım beğenirsiniz :') -bu arada +50 sınır var haberiniz olsun :3 -

"Cameron," dedim soyunma odasının kapısından içeri girdiğimizde. "Bunu kabul ettiğine inanamıyorum."

Gözlüklü kadın arkamızdan odaya girdiğinde gözlerimi devirdim.

Burdaki tüm kadınlar güzel olmak zorunda mıydı?

"Sadece bir fotoğraf çekimi." Dedi Cameron tek kaşını kaldırıp. "Ne olabilir ki?"

Ona sinirle bakıp kollarımı göğsümün altında birleştiğimde güldü.

Bu kadar güzel gülmeseydi kafasını duvara sürtebilirdim.

"Bay Dallas," dedi gözlüklü kadın garip bir şekilde. "Tişörtünüzü çıkarırsanız -"
"Bekleyin."Dedim aniden araya girip. "Ona ben yardım edebilirim."
Gözlüklü kadın bana bakıp kaşlarını kaldırdığında aynı şekilde kaşlarımı kaldırıp karşılık verdim.
Kadın derin bir nefes alıp "Tamam," dedi. "İlk olarak beyaz gömleği ve kot pantolonu giymesi gerek. Bir de koltuktaki kravatı bağlarsanız sevinirim."

Anladım der gibi kafamı salladığımda kadın gülümseyip odadan çıktı.

"Sana," dedi Cameron cebinden telefonunu çıkarıp "Gerçekten inanamıyorum."

"Neden?" Dedim elindeki telefona bakıp.

"Bu kadar kıskanç olma." Dediği sırada telefondan The Hills çalmaya başladı.

"Cidden The Weeknd mi açtın?" Dedim ona doğru yaklaşıp gülerek.

"Evet."dedi aynı şekilde gülüp.

Kafamı sağa sola sallayıp kenardaki askılığa döndüm. "Hadi tişörtünü çıkar da -"

Arkamı döndüğümde Cameron'un çıplak sırtıyla karşılaşmak beni biraz şaşırtmıştı.

Tişörtünü çıkarması saniyelik bir şey olmalıydı.

"Tanrı aşkına," onun duyamayacağı şekilde fısıldadım. "Sen günün kaç saatini spor yaparak geçiriyorsun?"

Bana dönüp sırıttı. "Neler kaçırdığını şimdi gördün mü?"

Yüzündeki arsız sırıtış bile şuan sinirimi bozamazdı çünkü karşımdaki manzara tek kelimeyle mükemmeldi.

"Her neyse." Deyip omuz silktim ve tekrar askılığa döndüm. "Önce beyaz gömleği giyecekmişsin."

"I only fuck you when it's half past five..." diye mırıldandığında derin bir nefes aldım.

Sanırım şuan iyi değildim.

Beyaz gömleği askıdan alıp ona döndüğümde masaya yaslanmış beni izliyordu.

Alt dudağını ısırıp güldüğünde öksürdüm. "Öhöm.."

"Ne oldu?" Dedi tek kaşını kaldırıp.

"Hiçbir şey." Dedim.

Çok şey oldu,Cameron. Çok şey.

Arkada çalan şarkıyı umursamamaya çalışıp yanına yaklaştım ve gömleği uzattım. "Hızlı giyinsen iyi edersin. "

Gülüp gömleği aldı ve üstüne geçirip "Düğmeleri kapamama yardım eder misin?" Dedi.

Tamam, amacı çok belliydi.

Home | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin