"ee hangi kulübü seçeceksiniz." dedi changbin kolunu seungmin'in omzuna atıp.
"ben chanla aynı kulübe giriyorum. basketbol." dedi felix.
"cücük boyunla mı?" dedi seungmin gülüp.
"dalga geçmeyin çocukla. changbin daha kısa." dedi felixi koruyan hyunjin.
"öyle olsun hyunjin. bil ki kırıldım." dedi changbin küsmüş gibi yaparak.
"tamam küsme eşşek." dedi hyunjin.
"ben yüzmedeyim." dedi seungmin.
"hayatta olmaz. vücudunu çıplak görecekler." dedi changbin kıskançlıkla.
"he changbin he. sen neydesin?"
"spor heralde."
"hyunjin sen neye gideceksin." diye sordu felix.
hiç düşünmemişti ki. "fotoğraf veya resim galiba."
"fotoğrafa gitsene." dedi changbin.
"bencede. jeonginde oraya gidiyormuş." dedi felix sırıtırken.
"ne alaka jeongin." dedi seungmin sorarak.
"o alaka."
"takılmayın şu salağa konuşuyo mal mal."
▪
bahçenin öbür ucundaki uzun saçlı çocuğu izlerken kendine seslenen arkadaşlarını duymamıştı.
"sikicem jeongin. dinlesene beni." dedi jisung koluna bir tane geçirip.
"noldu?"
"niye gidiyon fotoğrafa. salak gitsene voleybola." dedi minho.
"sizene dostlarım. benim belki ilgim var." aynen fotoğrafa ilgi. bir sarışına değil.
"aynen fotoğrafa ilgi jeongin. felixin arkadaşına değil." dedi chan sırıtıp.
"ya sizi sayıyla mı veriyolar. yok öyle bir şey unutur musunuz?" dedi jeongin bıkkınlıkla.
arkadaşları bilmiyordu 1,5 yıldır hyunjin'i sevdiğini. birtek annesi biliyordu. ona anlatmıştı bitek.
"yine gidecek misin seraya." dedi jisung minho'nun kucağına oturup.
"evet gidiyorum. menekşelerim yavaşça çıkmıştır. onlarla ilgileneceğim. papatya tacı yaptıracağım anneme." dedi jeongin.
"kime yaptırıyorsun şu taçları. birini versen felixime verirdim."
"olmaz. üstelik kimseye değil. öylesine."
"aynen kardeşim öylesinedir." dedi jisung'un karnını okşayan minho.
"kalkın felixlerin yanına gidelim." dedi chan ayağa kalkıp.
▪
"tanıştırayım bu minho, jisung ve jeongin." dedi bir anda masalarına gelen chan.
birkaç memnun olduk mırıltısından sonra felix konuştu. "changbin, seungmin ve hyunjin."
"hyunjin, saçlarını öreyim mi?" diye sordu jisung gözlerini büyüterek.
"sen benimkileri ör." dedi minho onu ensesinden kendine çekerek.
"sevgili misiniz?" diye sordu hyunjin ikisine ithafen.
ikiside donup kalırken hyunjin gülümsedi.
"yoo ne alakası var."
"jisung kardeşim benim."
hyunjin kafasını anladım der gibi sallamıştı. gözleri hepsinin arkasında duran mavi saçlı bedene kaydı.
"jeongin, otursana." dedi yüzünde bir gülümsemeyle.
jeongin birkaç saniye acaba başka birine mi dedi diye bakındıktan sonra kendisi olduğunu anlayıp hyunjin'in yanına oturdu.
"aşkım, siz hangi kulüplerdesiniz." diye sordu chan'ın saçıyla oynayan felix.
"jisung ve minho beraber tiyatrodalar. jeonginde fotoğrafta."
"aa hyunjinde fotoğrafta." dedi seungmin.
chan ve felix birbirine gülümseyerek baktıktan sonra konuştu. "tamamen tesadüf."
fotoğraf kulub severiz
4 bolum atmisim bugün yarin 1 tane atarim heralde ama benim isim belli olmaz
çok aşıklar <3
Frou Frou- A new kind of love