10

556 104 23
                                    

"bak şimdi ben bu diktirdiğim şeyi giyeceğim. ilk setimiz böyle diye düşün." dedi jeongin elindeki poşetten bembeyaz bir örtü çıkartarak. hızlıca üstüne giyinip hyunjin'e poz verdi.

"çok komik duruyor." dedi hyunjin kahkaha atıp.

"sus bakayım. arkadaşa denmez öyle." deyip köşeye geçti. hyunjin'de kamerasını çıkartıp hızlıca çekti resimleri.

"çektim. vayy, havalı gözüküyor." dedi hyunjin.

"tamam aynısından bir tanede camın önünde." dedi jeongin hyunjin'i boydan boya cam olan yere götürüp. cama sırtını yaslayıp hyunjin'in çekmesini bekledi. "bu da güzel çıktı."

"tamam o zaman. şimdi silgilerin zamanı." dedi jeongin. hyunjin kafasını sallayıp sırt çantasının ön gözünden bir torba silgi çıkarttı.

"yere yatabilecek misin?" diye sordu jeongin silgileri yere bırakıp.

"biraz yardımınla neden olmasın."

jeongin ise onun dediğiyle hyunjin'i kucağına almıştı. "çok hafifsin."

"emin misin?" dedi hyunjin gülerken.

jeongin yavaşça yere bıraktı hyunjin'i. "rahat mısın?"

"evet evet. ne yapmam gerekiyor." diye sordu hyunjin.

jeongin onun önüne renkli silgileri bıraktı. "kule falan yap, oyna işte."

hyunjin onun dediği gibi silgileri üst üste dizdi. eğlenceliydi. silgiler sürekli devriliyordu ama jeongin birkaç güzel şey çekmişti. hyunjin'in yüzünü de çekmişti birkaç resimde.

"eh,yeter bugünlük bu kadar. çok yormayayım seni." dedi jeongin hyunjin'i sandalyesine geri koyarken.

zaten hava kararmaya başladığı için onayladı hyunjin. "dinlenmek ister misin? bir şeyler mi yapalım?"

"bilmem. sohbet edebiliriz" dedi hyunjin omuz silkip.

"kahveye var mısın peki?" dedi jeongin.

"asla hayır demem."

elindeki sıcak kahve ile şöminenin önünde durmak biraz terletsede hep izlediği bir sahneyi yaşamak hoşuna gitmişti.

"hoş değil mi?" diye sordu jeongin.

"evet çok hoş. çok klişe aslında biliyor musun?"

"tam klişe olması için yanında sevgilin falan olması lazım." dedi jeongin. bir anda dökülmüştü laflar ağzından.

"bilmem pek anlamam aşktan meşkten jeongin. çoğu insan bacağım yüzünden garip bakıyor bana." dedi hyunjin kahvesinden bir yudum alıp.

"hiçbirinin aklı olduğuna inanmıyorum. umarım onları takmıyorsundur."

"takmıyorum takmıyorum da... bak daha 1 gün geçti beni ordan oraya taşıyorsun. yük oluyor gibi hissediyorum." dedi hyunjin dudağını büzüp.

"hyunjin saçmalıyorsun şuan. asla yük olmuyorsun. seninle ilgilenmek hoşuma gidiyor yemin ederim. oradan oraya kucağımda taşımak çok şirin geliyor. benden uzun olsanda küçücük gözüküyorsun." dedi jeongin. aşık olduğunu söylemiş kadar olmuştu.

"ah, öyle mi?" dedi hyunjin. yüzü hafiften kızarmıştı. "teşekkür ederim jeongin."

"doğruları söylüyorum hyunjin. ve emin ol arkadaşların veya annene de yük olmuyorsun. bu senin suçun değilki." dedi jeongin.

hyunjin kafasını salladı. "şey jeongin, bana sarılır mısın?"

ardından olan ise vücuduna dolanan sıcak kollardı. gözleri hafiften dolmuştu ve ağlamamk için kendini sıkıyordu. boynuna hafifçe değen burun onu hafifçe huylandırıyordu. kendisinin burnuna dolan koku ise papatyaydı.

"çok güzel kokuyorsun hyunjin. vanilya gibi."



ehehehe :))

bu kitabi çok seviyorum ama biraz erken yayınladım galiba aşırı az okunuyor ühü yayımdan kaldırmalı mıyım

bu kitabi çok seviyorum ama biraz erken yayınladım galiba aşırı az okunuyor ühü yayımdan kaldırmalı mıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu kadar bebek olup sahneye çıkınca mezarımı kazmaları haksızlık

Daddy issues(tiktok remix)

daisy•hyunin•✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin