Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1.901 beğeni
daisyj sanırım bu attığım son post olacak çünkü ben başardım aylarca bahsettiğim papatya sonunda toprağını buldu hyunjin beni fark etti, sevdi ve biliyor musunuz tam gülüşünden öptüm onu ben en mutlu sona ulaştım hwang hyunjin'e çok aşığım @jinnie
usera gözlerimden akan şey gözyaşı mı yoksa
usert bu çocuğun sevgisi beni öldürecek
usero mutlu hissediyorum
▪
1 ay sonra
"ya hyunjin, benimle ilgilen azıcık." deyip kendisine sırnaşan çocuğu umursamamaya çalıştı.
"sevgilim, çalışıyorum." dedi hyunjin. ardından bir öpücük kondurdu başının üstünde. saçları artık kahverengiydi jeongin'in.
ilişkileri yeniydi ve mükemmel ilerliyordu. 1 ay sonra girecekleri sınav biraz geriyordu onları.
"hyunjinn, çok özledim seni. 2 gündür doğru düzgün görüşemiyoruz." diye mızmızlandı jeongin. hyunjin en sonunda onun tatlılığına dayanamamış önündeki kitabı kapatmıştı. jeongin'in yüzünü elleriyle sıkıştırıp dudağına bir öpücük kondurdu.
"bende seni özledim. çok özledim hemde. sadece sınav için fazla gerginim." dedi hyunjin sarıldığı jeongin'e.
"eğer öyle kıkırdamaya devam edersen öperim seni. küçük bebek." dedi jeongin hyunjin'in burnunun ucunu öpüp.
"öp o zaman." dedi hyunjin dudaklarını büzüp.
jeongin'de onun dediğini yapıp hyunjin'in dudaklarını kendinin dudaklarıyla birleştirdi.
"bende diyorum arkadaşlarım açtır, çağırayım yemeğe gidelim. onlar burda birbirlerini yiyormuş zaten." dedi sınıftan içeri giren jisung.
resim sınıfını ele geçirmişlerdi hyunjin ve jeongin.
"ya jisung, tam gelecek zamanı buldun. git sende yapış sevgiline." dedi jeongin oturduğu yerden kalkıp.
"gelin hadi. yemek yiyeceğiz."
▪
"bişey diyeceğim bana odaklansanıza." dedi hyunjin çatalını elinden bırakarak.
"olum ciddi ciddi bakmayın. geriliyorum ben." dedi felix geriye yaslanarak.
"ciddi bi konu felix." dedi hyunjin. belki arkadaşları kızacaktı, belki üzülecekti ama artık söylemesi gerekiyordu. masanın altından bileğini okşayan sevgilisine gülümsedi.
"ben gideceğim. yurt dışına." söylemişti işte.
"ne? ne zaman?" dedi seungmin. kaşları çatılmıştı.
"mezuniyetten hemen sonraki gün." dedi hyunjin ensesini kaşıyarak. "tedavi için ingiltereye gideceğim. en kısa süre 5 ay en uzun 1 yıl." sesi hafiften titremişti.
çaprazından gelen hıçkırık sesiyle oraya baktığında ağlayan felix'i görmüştü. "gidiyor musun yani. 1,5 ay sonra." demişti felix ağlarken.
"hep konuşuruz lixie. seni unutur muyum sanıyorsun." deyip kollarını açtı hyunjin. felix anında gelip sıkı sıkı sarıldı.
"sizde gelsenize." dedi hyunjin changbin ve seungmin'e. seungmin dolu gözleriyle hızlıca gelip sarıldı hyunjine. changbin ise ikisinide kenara ittirip sarılmıştı hyunjin'e.
"orda başka kanka bulursan döverim seni." dedi felix hyunjin'in saçlarını çekip.
"hiç seni bırakır mıyım yongbokie'm." deyip saçlarını karıştırdı arkadaşının.
"sen boşver bu aptal nugget'ı. geri döndüğünde dans etmeye gideceğiz." dedi seungmin gülümseyerek.
"sen bir şey demeyecek misin?" diye sordu hyunjin kendisine sıkı sıkı sarılmış changbin'e. changbin ise ağzını açtığı an hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.
"orda sana bulaşan biri olursa haber ver bana olur mu?" dedi hıçkırıkları arasından.
"vereceğim. ilk sana haber vereceğim merak etme." dedi hyunjin.
"ay ne ağladınız be. gidecek gelecek bitecek hemen." dedi jisung kasvetli havayı dağıtmak için. ama hyunjin biliyordu ki o da üzgündü.
"merak etme sen yokken jeongin'e ev hapsi yaşatacağım ben. bakamaz kimseye." dedi minho.
"birine bakarsa keseriz boğazını." dedi chan minho'ya destek çıkıp.
"sanki benim gözüm sarışınımdan başka birilerini görüyor." dedi jeongin gülümseyerek.
ilk bölüm 50 okunma diğerleri 25 30larda ilk bölümü okuyup bune aq mu dediler acaba
