18

478 76 8
                                    

"inanamıyorum sevgili olduklarına." dedi hyunjin telefonun öbür ucundaki çocuğa.

"değil mi? aslında oldukça yakınlardı. biz anlamadık sanırım."

"kesinlikle öyleydi. seungmin'in de itiraf etmesini beklerdim."

"neyi?" diye sordu jeongin.

"ah, şey. seungmin uzun süredir hoşlanıyor changbinden."

"oha, hiç beklemiyordum."

"seninle çok iyi dedikodu yapılıyor yanlız." dedi hyunjin.

"öyle miymiş hyunjin bey." dedi jeongin. ses tonu yavaş yavaş 'şuan seninle flört ediyorum.' ses tonuna dönmüştü.

"ses tonun değişti yanlız." dedi hyunjin kıkırdayarak.

"off yüzünü girmem lazımdı şuan. minicik görünüyorsundur kesin."

"bana minik muamelesi yapma yang jeongin. hatırlatırım sen benden daha kısasın." dedi hyunjin. yalandan trip atıyordu. jeongin'in ona bebeği gibi davranması hoşuna gidiyordu.

"hiç trip atma hwang hyunjin. hoşuna gittiğini biliyorum."

"seninde hoşuna gamzelerini öpmem gidiyormuş. oysaki her öptüğümde itiyordun beni."

"kalbimin sesini duyma diyeydi o."

"öylemiymiş innie."

"öyleymiş jinnie'm. isimlerimiz ne kadar uyumlu görüyor musun?"

"görüyorum görüyorum. bu arada tatlı konuşmamızı bölmek istemezdim ama sınava 2 ay kaldı."

"off açma konuyu yaa. herkes aynı şeyi söylüyor zaten."

"çok gerginim bende jeongin. ya yapamazsam."

"senin kazanacağına eminim. hiç gerilme tamam mı? o kadar çalışıyorsun. eminim ki çok iyi bir öğretmen olacaksın."

"gergin olduğum konu o değil. kazanacağıma eminim ve kendime güveniyorum. sadece son zamanlarda bacağım beni zorluyor gibi hissediyorum. tedavi olmak için bir sürü şey var ama hepsi yurt dışında." dedi hyunjin. sesi biraz titriyor gibiydi. şimdilik yanında arkadaşları ve jeongin vardı, annesi vardı ama üniversitede olmayacaktı çoğu yanında.

"güzelim, bunca zaman gitmemen hata."

"masraflar çok pahalı jeongin. ve annem uzun zamandır bunun için uğraşıyor. yurt dışına gitmem gerekli. seni göremeyeceğim hiç." gözünden bir damla yaş aktı.

"yanına geleceğim ve orda konuşacağız." dedi jeongin. ardından birkaç hışırtı duyulmuştu. büyük ihtimalle giyiniyordu.

dizine uzanıp saçlarını okşayan çocukla biraz daha iyi hissediyordu hyunjin.

bu tedavi mevzusu uzun süredir düşündüğü bir şeydi aslında ama konusunu hiç açmamıştı jeongin'e.

"bebeğim, güzel papatyam benim." diye fısıldadı jeongin hyunjin'in saçlarına bir öpücük kondururken.

"sizi bırakmak istemiyorum." dedi hyunjin. boğazında yeniden o aptal düğüm oluşurken.

"güzelim, sen bizi bırakmıyorsun ki. hep ararsın bizi, görüntülü konuşuruz. her tatilde gelirim yanına." dedi jeongin hyunjin'in yanağını okşayıp.

"ama ya daha ordayken daha fazla masraf çıkarsa, annem kaldıramaz ki bu yükü." dedi hyunjin. jeongin ile parasal konular konuşmak hoşuna gitmiyordu aslında.

"ben varım hyunjin'im. ben karşılarım tedavini. annene destek olurum."

"ama kabul edemem ki."

"şöyle düşün güzelim. sen benden borç aldın ve geri ödeme yöntemin de beni sevmek." dedi jeongin.

hyunjin olduğu yerde doğruldu. jeongin onu kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.

"seni çok seviyorum biliyor musun? hoşlanmak veya ilgi duymak değil. seviyorum seni jeongin. papatyaları sevdiğin kadar olmasada çok seviyorum seni." dedi hyunjin.

jeongin duyduklarıyla kalbine ağır gelen duyguya daha fazla dayanamamış hyunjin'i kendine çekmiş ve ikisinin dudaklarını birleştirmişti.

hyunjin dudaklarıyla buluşan pespembe dudaklar ile hiç olmadığı kadar sevildiğini hissetmişti. dudaklarında hissettiği tuzlu tada kadar ağladığını fark etmemişti. gülümsedi o anda. jeongin ise tam gülüşünden öptü onu. belki kimse fark etmeyecekti ama jeongin onun öptüğü yere papatya tohumlarını dikmişti sanki.








cuss en sevdiğim bölüm bu

sabahtan beri iş yapıyorum yorgunluktan bayilicam valla

choi yeonjuna çok vuruldum🤤

(G)I-DLE-HWAA

daisy•hyunin•✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin