hyunjin gideli 5 ay olmuştu çoktan. jeongin 2 ay önce onu ziyaret etmiş olsada özlemden bayılacakmış gibi hissediyordu. üstelik okulu başlamıştı ve bu yüzdende daha az görüşüyorlardı. hyunjin'in tedavisi oldukça iyi gitsede hala yavaştı ve ihtimal olan 6 ay mecburen 1 yıla çıkmıştı.
jeongin yazdığı notları bir kenara ittirip kafasını masaya yasladı. kalbi sızlıyordu. 1,5 yıl onu sevmiş olsada ne zaman aşık olduğunu anlayamıyordu. hyunjin orda yeni arkadaşlar edinmeye devam ediyordu. jeongin sevgilisi adına çok seviniyordu. kendisine ise üzülüyordu sanırım çünkü eski arkadaş grubu ve beomgyu dışında yeni kimseyle arkadaş olmamıştı. üniversiteli olmak ise çok farklı geliyordu. ne yazık ki hiçbiri ile aynı okulda değildi. gerçi tek kazanan seungmin ve chandı. onlarda aynı okula gidiyordu zaten.
çalan telefonuyla düşüncelerini susturmuş mutlulukla telefonu açmıştı. ekranda gördüğü sevgilisinin saçları yüzünden duraksamıştı.
"jeonginn, saçlarımı boyattım. nasıl olmuş." diye sormuştu hyunjin heyecanla. bir anda ağlamaya başlayan jeongin'le ise donakalmıştı. "sevgilim, neden ağlıyorsun?"
"saçların, papatya gibiydi. neden siyah yaptın ki?" demişti jeongin hıçkırarak ağlarken.
özlem ve diğer şeyler üst üste binince kendini tutamamıştı sanırım.
"aşkımm, ağlama bak üzülüyorum. hem ben hala senin papatyanım." demişti hyunjin. yüzünde büyük bir endişe vardı.
jeongin kafasını sallayıp zar zor ağlamasını durdurdu. "özür dilerim." diye fısıldadı.
"jeonginimm, özür dilemene gerek yok." dedi hyunjin. yüzünde minik bir gülümseme vardı.
"bu arada saçın çok güzel olmuş. ben çocuk gibi ağladım ama gerçekten güzel olmuş."
"sarı saçımı çok yıpratıyordu. ve sürekli dibim geliyordu. bende en sonunda siyaha boyattım işte." demişti hyunjin. saçı daha fazla uzamıştı.
"saçların çok uzamış." dedi jeongin. ağlaması dursada yüzü hala kızarıktı.
"evet baya uzadı. ama seviyorum böyle olmasını."
"bende seviyorum bu halini. toplayınca çok yakışıyor sana." dedi jeongin.
"ee, nasıl gidiyor üniversite?"
"güzel, derslerle uğraşıyorum. sen aramadan önce not yazıyordum."
"bölmedim değil mi?"
"hayır bölmedin bebeğim. bölsende sorun yok."
"yılbaşına iki ay kaldı. seninle ilk yılbaşımızda uzakta olacağız." demişti hyunjin yanaklarını şişirip.
jeongin hyunjin'in yanına gitmeyi düşünsede okulu yüzünden yapamıyordu.
"okulum olmasa orda yanında kalırdım. üstelik yanaklarını şişirmen seni ısırmak istememi sağlıyor." demişti jeongin. hyunjin yanaklarını şişirmeyi bırakıp gülümsemişti.
"innie'm, hiç arkadaş yaptın mı kendine üniversiteden." diye sordu hyunjin.
"hayır yapamadım."
"sevgilim, tek başına çok sıkıcı olur. eminimki herkes seninle arkadaş olmak ister. " demişti hyunjin.
"biraz çekiniyorum. okulda ölü gibi dolaştığım için insanlar korkuyor galiba." dedi jeongin işi şakaya vurarak.
"jeongin, çok kafaya takıyorsun burda olmamı. yemin ederim bende seni çok özlüyorum. ama öyle geçmez hayatın. illaki arkadaş yapman, kendine dikkat etmen lazım."
"ama, seni çok özlüyorum hyunjin. gerçekten çok özlüyorum."
"bende, bende seni çok özlüyorum. bak birtek seungmin ve chan üniversitede. onlarlada derslerin yüzünden görüşmüyorsun. diğerleri öbür sene için çalışıyor ben bile zar zor konuşuyorum onlarla. en azından vakit geçirip kafa dağıtacağın birilerini bul arkadaş olarak. ve beni bu kadar kafana takma. seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
jeongin kafasını salladı. "evet, bende seni seviyorum."
"güzel sevgilim benim. yarından itibaren kendi üstüne çok gitme. okuldada kendine arkadaş birilerini bul. kapatmam lazım. fizik tedavi için beni bekliyorlar." demişti hyunjin.
jeongin öpücük atıp el sallamıştı. gelen bip bip seslerinden sonra telefon kapanmıştı.
jeongin içi rahatlamış hissediyordu.
AAAAA KITAP 1K OLMUŞ SUKURLER OLSUN
ha bide chanlix taginde #1
thank uuu
lana del rey-brooklyn baby