"jeongin, gitmek istemiyorum." dedi hyunjin. neden ağlıyordu hiçbir fikri yoktu.
"bebeğim, sen istediğin zaman geliriz tekrar. şimdi gitmemiz lazım." dedi jeongin kucağında ağlayan çocuğa. o ağlayınca içi parçalanıyor gibi hissediyordu. yaşlı gözlerine minik birer öpücük kondurdu.
"ama jeonginn, 1 yıl gelemeyeceğim." dedi hyunjin burnunu çekerek. minik bir çocuk gibi ağlıyordu.
"1 yıl sonra her istediğinde geliriz olmaz mı?" dedi jeongin hyunjin'i arabaya bindirirken. hyunjin dudağını büzüp kafasını sallayınca büzülü dudaklarına bir öpücük kondurdu jeongin. ardından hyunjin'in kemerini taktı.
kendiside sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. yavaş yavaş uzakta kalan eve el sallayan sevgilisine gülümseyip radyoyu açtı.
▪
"ya sikicem changbin ver şunu bana." dedi felix changbin'in üstüne atlayıp telefonunu almaya çalışırken.
jeongin onu eve bıraktıktan bir saat sonra başının belası olan 3'lü gelmişti.
"gerizekalı, kafamı niye ısırıyorsun?" dedi changbin telefonu yatağa fırlatırken.
"yıldım yemin ediyorum yıldım. sussanıza 5 dakika be." dedi seungmin elindeki yastığı fırlatırken.
"hayatım sevgilinim ben senin." dedi changbin dudağını büzerken.
"büzme dudağını milletin içinde öpemem seni." dedi seungmin gülerken.
"ay, çekinmeyin çekinmeyin." dedi felix kamerasını açarken.
"konuşalım mı azcık?" diye sordu hyunjin.
"konuşalım hayatım. sen iste yeter." dedi felix.
"şeyi hatırlıyor musunuz? ortaokulda hyunjin birinden hoşlanıyordu. neydi adı?" dedi changbin.
"hyunjae miydi neydi?"
"he o işte, sevgililer gününde kart göndermişti ama ismini yazmayı unutmuştu salak."
hyunjin yüzünü buruştururken diğerleri kahkaha atıyordu.
"peki şeyi hatırlıyor musunuz? felix sanaldan biriyle tanışmıştı."
"ya açma o konuyu amk. midem ağzıma geliyor." dedi felix kusar gibi yaparken.
"felix çocuğa resmini atsana demişti çocuk nude atmıştı. hala unutamıyorum." dedi hyunjin. bu sefer somurtan felixti.
"bir seferde changbin ve felix disipline gitmişti." dedi seungmin.
"harbi neden gitmişlerdi?"
"salak çocuğun biri hyunjin'le dalga geçiyordu. gittik siktik belasını." dedi felix kaşları çatılırken.
"yani changbin dövdü bayada senden pek emin değilim. çocuğun sırtında kafasını kemiriyordun." dedi seungmin ensesini kaşırken.
"sus be sen. köpüş." dedi felix dil çıkartıp.
"yanlız ne kadar çok şey yapmışız beraber." dedi hyunjin.
"tabii oğlum. 12 yaşımdan beri tanıyorum sizi. 6 yıl olmuş." dedi changbin.
"ben hyunjin'i 8 yıldır tanıyorum. hıh." dedi felix saçlarını savurarak.
"1 yıl yokum. sakın yerime birini bulmayın. döverim sizi." dedi hyunjin.
"senin yerini kimse dolduramaz bebeğim." dedi felix hyunjin'e öpücük yollayıp.
"1 yıl nasıl geçecek sensiz ya." dedi changbin. "doğum günlerimiz, fast food günlerimiz. hepsi ertelenecek 1 yıl."
"sonraki yıl 2 kere yaparız olmaz mı?" dedi hyunjin arkadaşlarını teselli etmek için.
"görüntülü konuşacağız zaten." dedi seungmin. "hem özlemem ben bu salağı." yalan, deli gibi özlerdi hemde.
"ben seni çok özlerim." dedi hyunjin. " ay kapatın şu gitme mevzusunu. yeterince ağladım."
"eniştemiz mi ağlattı seni?" dedi felix göz kırparak.
"terbiyesiz nugget."
off gidiyo resmen bebeğim ühü
kitap bir 1k olana kadar ben