37

351 58 19
                                    

hyunjin-jeongin

inniem:
hyunjin
bi bakar mısın
anladığın gibi değil çünkü

küçük bebeğim:
sorun yok jeongin

inniem:
sorun olduğunu biliyorum
bir dinler misin beni

küçük bebeğim:
gitmem lazım
fizik tedavi

inniem:
işin bitince bana yaz tamam mı
*görüldü

küçük bebeğim çevrimdışı 19:51
inniem çevrimdışı 19:53

inniem:
hyunjin bitti mi işin(23:11)

küçük bebeğim:
bitti
uyumaya hazırlanıyorum

inniem:
beni dinler misin artık

küçük bebeğim:
yorgun hissediyorum

inniem:
hyunjin
lütfen

küçük bebeğim:
peki dinliyorum

inniem:
sen yazdığında dışarıdaydım
çünkü huening kai zorla dışarı çıkardı
gerçekten gitmek istemedim
senin attığın mesajları gerçekten girmedim
internetim kapalıydı

küçük bebeğim:
peki paylaştığın resim

inniem:
ben paylaşmadım gerçekten
lavaboya gittiğimde kai paylaşmış
haberim bile yoktu

küçük bebeğim:
ben sana çok önemli bir şey diyecektim aslında
ama önemi yok şuan

inniem:
hala mı kırgınsın bana
sevgilim gerçekten özür dilerim
hem seninle ilgili her şey önemli

küçük bebeğim:
kırgın değilim
yani öyleydim ama artık değilim
sadece kıskandım sanırım

inniem:
biliyor musun
bende seni beomgyudan kıskanıyordum
en başlarda
ama şimdi biliyorum ki arkadaşsınız
hem kai birini seviyor

küçük bebeğim:
benim sevgilime göz dikmesin yeter :))
hemmm
çok güzel bir şey oldu

inniem:
ne oldu
cok merak ettim ben dünden beri

küçük bebeğim:
arayayım mı

inniem:
ara bakalım

"bebeğim, noldu bakalım?" diye sordu jeongin telefonu açar açmaz.

"oha jeongin. niye çıplaksın sen?" demişti hyunjin. karşısındaki jeongin'in tişörtü yoktu ve köprücükleri olduğu gibi ortadaydı.

"evin içi çok sıcak. ondan tişörtümü çıkardım."

"geri giy. böyle odaklanamam ben." dedi hyunjin. karşı taraftan gelen kahkahayla kaşları çatıldı. "yaa gülmesene."

"peki küçük bebek. geri giyiyorum bekle." deyip telefonu bırakmıştı jeongin. tavanı izlerken gelen hışırtı sesleriyle jeongin'in giyindiğini anlamıştı. birkaç saniye sonra lacivert bir tişört giymiş çocukla rahatlamıştı. "böyle daha iyi."

"ee ne göstereceksin." demişti jeongin. hyunjin onun heyecanına gülümsemiş telefonu biryere yaslamıştı. tüm vücudunun görüneceğine emin olmuştu.

"hazır mısın?" sorusunun karşısında hevesli bir baş sallama almıştı.

ayaklarını yere koyup sandalyesinin kollarını sıkı sıkıya tutmuştu. yüzü zorlandığından buruşmuş ve kızarmıştı birazcık. birkaç dakika içinde ise ayaktaydı. sandalyesine bırakmamıştı.

telefonun öbür ucundaki çocuk ise elini ağzına kapamıştı. gözleri dolu doluydu. "hyunjin'im, ayakta durabiliyorsun."

hyunjin kendini sandalyesine geri bırakırken yorulduğunu hissediyordu.

"evett, daha yeni yapabiliyorum. kaç zamandır deneyip hep düşüyorum ama dün başardım." demişti hyunjin yüzündeki büyük gülümsemeyle. "heyy, ağlama."

"çok duygulandım. off." demişti jeongin elini kendine yelpaze yaparken.

"doktorlar artık daha hızlanacağını söyledi. eğer uğraşırsam 1 aya kadar adım atabilirmişim." dedi hyunjin.

"eminim ki benim sevgilim bunu başarabilir."

"senin sevgilin sen yanında olunca her şeyi başarır."









son satirda aklima sen aklina koydugun her şeyi basarirsin geldi 😐

blackpink-you never know








daisy•hyunin•✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin