hyunjin-jeongin
inniem:
hyunjin
bi bakar mısın
anladığın gibi değil çünküküçük bebeğim:
sorun yok jeongininniem:
sorun olduğunu biliyorum
bir dinler misin beniküçük bebeğim:
gitmem lazım
fizik tedaviinniem:
işin bitince bana yaz tamam mı
*görüldüküçük bebeğim çevrimdışı 19:51
inniem çevrimdışı 19:53inniem:
hyunjin bitti mi işin(23:11)küçük bebeğim:
bitti
uyumaya hazırlanıyoruminniem:
beni dinler misin artıkküçük bebeğim:
yorgun hissediyoruminniem:
hyunjin
lütfenküçük bebeğim:
peki dinliyoruminniem:
sen yazdığında dışarıdaydım
çünkü huening kai zorla dışarı çıkardı
gerçekten gitmek istemedim
senin attığın mesajları gerçekten girmedim
internetim kapalıydıküçük bebeğim:
peki paylaştığın resiminniem:
ben paylaşmadım gerçekten
lavaboya gittiğimde kai paylaşmış
haberim bile yoktuküçük bebeğim:
ben sana çok önemli bir şey diyecektim aslında
ama önemi yok şuaninniem:
hala mı kırgınsın bana
sevgilim gerçekten özür dilerim
hem seninle ilgili her şey önemliküçük bebeğim:
kırgın değilim
yani öyleydim ama artık değilim
sadece kıskandım sanırıminniem:
biliyor musun
bende seni beomgyudan kıskanıyordum
en başlarda
ama şimdi biliyorum ki arkadaşsınız
hem kai birini seviyorküçük bebeğim:
benim sevgilime göz dikmesin yeter :))
hemmm
çok güzel bir şey olduinniem:
ne oldu
cok merak ettim ben dünden beriküçük bebeğim:
arayayım mıinniem:
ara bakalım▪
"bebeğim, noldu bakalım?" diye sordu jeongin telefonu açar açmaz.
"oha jeongin. niye çıplaksın sen?" demişti hyunjin. karşısındaki jeongin'in tişörtü yoktu ve köprücükleri olduğu gibi ortadaydı.
"evin içi çok sıcak. ondan tişörtümü çıkardım."
"geri giy. böyle odaklanamam ben." dedi hyunjin. karşı taraftan gelen kahkahayla kaşları çatıldı. "yaa gülmesene."
"peki küçük bebek. geri giyiyorum bekle." deyip telefonu bırakmıştı jeongin. tavanı izlerken gelen hışırtı sesleriyle jeongin'in giyindiğini anlamıştı. birkaç saniye sonra lacivert bir tişört giymiş çocukla rahatlamıştı. "böyle daha iyi."
"ee ne göstereceksin." demişti jeongin. hyunjin onun heyecanına gülümsemiş telefonu biryere yaslamıştı. tüm vücudunun görüneceğine emin olmuştu.
"hazır mısın?" sorusunun karşısında hevesli bir baş sallama almıştı.
ayaklarını yere koyup sandalyesinin kollarını sıkı sıkıya tutmuştu. yüzü zorlandığından buruşmuş ve kızarmıştı birazcık. birkaç dakika içinde ise ayaktaydı. sandalyesine bırakmamıştı.
telefonun öbür ucundaki çocuk ise elini ağzına kapamıştı. gözleri dolu doluydu. "hyunjin'im, ayakta durabiliyorsun."
hyunjin kendini sandalyesine geri bırakırken yorulduğunu hissediyordu.
"evett, daha yeni yapabiliyorum. kaç zamandır deneyip hep düşüyorum ama dün başardım." demişti hyunjin yüzündeki büyük gülümsemeyle. "heyy, ağlama."
"çok duygulandım. off." demişti jeongin elini kendine yelpaze yaparken.
"doktorlar artık daha hızlanacağını söyledi. eğer uğraşırsam 1 aya kadar adım atabilirmişim." dedi hyunjin.
"eminim ki benim sevgilim bunu başarabilir."
"senin sevgilin sen yanında olunca her şeyi başarır."
son satirda aklima sen aklina koydugun her şeyi basarirsin geldi 😐
blackpink-you never know