𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎

Seni Özledim

Herkese selamlar canlar. Bir hastane serüveninin ardından tekrar sizlerleyim, son sınıf olmanın getirdiği sorumluluklar da cabası ancak sizi çok özledim ve bunu bu bölümle telafi edebileceğime eminim.

Yavaşça ve hissederek okumanız dileğiyle, yorumlarınızı mutlaka okuyorum ve de bekliyorum.

İyi okumalar.

!smut!

***

"Sana gerçekten inanamıyorum, Taehyung!"

Dudaklarımı büzüp ellerimi bağdaş kurduğum bacaklarıma koydum. Tahmin edilir şekilde Jungkook'tan azar işitiyordum.

"Hadi o koca götlü Jimin'i anlarım, peki ya sen?"

Hafif nemli saçlarımı gözümün önünden çekerek "Sadece verecek olduğun tepkiyi merak ettik." demiştim, kısık çıkan sesimle. Gözlerimi büyütüp bakmayı da ihmâl etmiyordum.

Göğsünde bağladığı ellerinden birini havaya kaldırmış "I-ıh, hayır. Bana öyle bakamazsın!" demişti, bir yandan işaret parmağını olumsuz şekilde sallarken. Sonra kaldırdığı kaşlarını çatarak "Ha, eğer bu iç çamaşırı eski sevgilinin olsaydı, sana daha neler yapmazdım." deyip açıkça tehdit etmişti beni.

Jimin'in arkasından çıktıktan sonra onu yakalamış ve saçlarını yolmuş, bir miktar da bahsettiğimiz koca kıçını tekmelemişti. Yoongi hyunglar geri dönmeseydi elinden biraz zor alırdık.

Tüm bunlar evde yaşanırken Jungkook'un altımı çıplak bırakması nedeniyle kalkıp, fırlattığı çamaşarı giymiştim. Bir süre sonra da geri odamıza gelmişti.

Kıskanması hoşuma gittiğinden yatakta dizlerim üzerinde doğrulmuş, ayakta duran bedenin boynuna kollarımı dolayarak kendime çekmiştim.

Ensesindeki uzun saçlarla oynarken "Hm, neler yapardın mesela?" diye sormuştum, meraklı bir tavırla. Çözdüğü elleri direkt kalçalarıma ulaşıp sıktığında "Bu güzellikler elimin altında çok can çekişirdi." dedi. Dudaklarımın arasından bir kıkırtı kaçtığında dibimdeki kırmızılıklarına uzandım. Yarı yolda beni karşılayıp üst dudağımı emmişti, kalın olan alt dudağının tadını çıkarıyordum ben de.

Kalçalarımdaki elleri sayesinde beni kucağına almış, bir süre bu pozisyonda öpüşmüştük. Parmak uçları, baldırlarımdan geçerek çamaşırımın içine daldığında dolayısıyla kumaş da yukarı sıyrılmıştı.

"Mmhh."

Çıkardığı mırıltıdan sonra beni kucağından yavaşça indirip sıyrılan çamaşırımı aşağıya çekiştirerek düzeltmişti. "Altına bir şeyler giyip aşağıya gel. Hep birlikte top oynarız." İçimden geldiği için boynuna kokulu bir öpücük bırakarak başımı sallamıştım.

O odadan çıktıktan sonra bordo renk bir şort giymiş, terlik giyeceğim için çıplak ayaklarla diğerlerinin yanına gitmiştim. Namjoon ve Jin hyung dışarıda masa tenisi oynuyordu, gerisi de içeride bir şeyler ile meşguldü.

"Şimdi hepimiz top oynayacağız, baştan söyleyeyim itiraz kabul etmiyorum."

Jungkook sözünü bitirdikten sonra herkesi kaldırmış, elimi tutup dışarı çıkarmıştı. Jin hyungları da bilgilendirip evin önündeki büyük yeşillik alanda toplandık. Jungkook'un talimatlarıyla bir yuvarlak oluşturmuş, Jimin'in gelirken eline aldığı topu işaret ederek "Başlayalım!" demişti, yüksek sesle.

Jimin'in ilk pası Hoseok'a olurken, Hoseok cıvıl cıvıl olan ses efektleriyle topu bana paslamış, ben de Yoongi hyunga atmıştım. O da güzel bir pas attığında Namjoon hyung topa vurmuş ancak kendi üzerine attığı için panikleyerek bir kez daha vurmuştu.