İtiraf

6.5K 444 303
                                    

İyi Okumalar.

Sizi seviyorum.


***

Yoongi hyungun, Jimin'i götürmesinden sonra şaşkınlığımı bir kenara bırakarak sınıfa girmiştim. Yaklaşık on dakika sonra ise Jungkook da gelmiş, ceketini kaskıyla birlikte askılığa asmış ve yanıma oturmuştu. 

Dirseklerimi sıraya yasladığım sıra ''Jimin'i bugün hiç gördün mü?'' diye, sormuştu meraklı bakışlar eşliğinde. Gözlerimi bir-iki kere kırpıştırıp, az önce koridorda olanları düşününce söylememenin en iyisi olacağına karar vermiştim.

''Ah, hayır. Görmedim.''

Anladığını belirtircesine başını sallarken sınıfa hocanın gelmesiyle ikimiz de çantalarımızı aralayıp geometri kitaplarını ve defterlerini çıkararak, hocanın derse başlamasını beklemiştik.

Evet, sayısal bölümdeydik ve bu son senemizdi. Ben, uzay bilimleri okumak istiyordum, Jungkook ise duyduğuma göre mimarlık okumak için bu bölümdeydi.

Defterini araladığı sıra birkaç kez ev tasarımları çizdiğini görmüştüm ve açık olmak gerekirse çok havalı bir yaratıcılığı vardı.

Hocamız konuya kaldığı yerden devam ederken not almak için kalemliğimden kalemimi alacaktım ki, orada olmadığını fark ettim. Elbette bulamıyordum çünkü, dün gece çalışırken masamda unutmuş olmalıydım. 

Derin bir nefes üfleyip saçlarımı karıştırdım. Yanımda yedek kalem taşımazsam tabii böyle olurdu. Herhangi birinden isteyebileceğimi düşünmüş, önümde oturan çocuğun dikkatini çekebilmek için elimi omzuna doğru uzatmamla, bileğim bir başkası tarafından yakalanmıştı.

Şaşkın bakışlarım Jungkook'a döndüğünde birkaç saniye bana bakmış, ardından kalemliğinden siyah ve yeni olduğu belli olan bir kalem çıkarıp bana uzatmıştı.

Elinden yavaşça aldığım sıra ''Bana sorsan olmuyordu zaten.'' diye, mırıldanmıştı kendi kendine. Duymamış gibi yaparak sessizce teşekkür etmiş, hızlıca tahtada yazanları not almaya başlamıştım. 

Ders bitince ayağa kalkıp beklerken, onun da kalkmasıyla yanından geçerek sınıftan çıkmış, bahçedeki çardağın yanına adımlamıştım. Her zamanki gibi Jin hyung hepimizden önce gelmişti ve telefonuyla ilgileniyordu. 

Yoongi hyung ile Jin hyung üniversite okuyorlar ancak üniversiteleri ve okulumuz yan yana inşa edilmişti, ayrıca bahçe de birleşikti. Hatta bazı dersliklerini bizim okulun en üst katında işliyorlardı çünkü, orası zaten üniversitelilere ayrılmış ekstra bir bölümdü.

İki okulun müdürleri kardeş oldukları için böyle bir düzen kurmuşlardı sanırım. Bense, onlar yakınımda olduğu için mutluydum.

Jin hyungun yanağından öpüp yanına oturmuş ve diğerlerini beklemeye başlamıştık. Karşıdan gelen Hoseok ve Yoongi hyungu gördüğümde, telefonundan bana kendi fotoğraflarını gösteren hyungumu dürttüm. 

İkisi de ''N'aber?'' diyerek, yanıma oturmuş, bir süre sonra sohbet etmeye başlamıştık. Jin hyung her zamanki gibi bizi güldürürken, Hoseok kocaman gülüşüyle kendini kucağıma atıp duruyordu. 

O ikisi kendi arasında gülüşürken ben, Yoongi hyunga bakarak başımı biraz omzuma doğru yatırmış ve tek kaşımı kaldırmıştım hafifçe sırıtarak. Jimin ile olan bu kaçamaklarının sebebini merak ediyordum doğrusu.

O ise ilk önce bizimkilere bakmış, ardından kaşlarını hayır dercesine kaldırıp, başını iki yana sallamıştı kısaca. Bu, sakın onların yanında bu konuyu açma demekti.

𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin