Garip Hisler

7.5K 541 138
                                    

Sonunda geldim. Fazla bekletmemişimdir umarım...

İyi okumalar.


***

"Ne demek seni biri itti, Taehyung? Kimmiş o canına susayan piç?!"

Jin hyungun ettiği küfürle neye uğradığımı şaşırmıştım. Genelde küfür eden biri değildir çünkü. Diğerlerine baktığımda onların da benimle aynı tepkileri paylaştıklarını görmüştüm.

"Lütfen şu konuyu kapatalım hyung. Konuşmak istemiyorum. Oldu ve bitti."

Hoseok tam ağzını açacakken, gözlerimle onu susturmuş ve beni yalnız bırakmalarını istemiştim. Her ne kadar itiraz etseler de bir şekilde onları göndermiştim. Bir de benim yüzümden derslerinden geri kalmalarını istemiyordum. Derin bir nefes alarak kafamı sıraya koymuş ve kendimi uykuya hapsetmiştim.


JUNGKOOK•

Maçımız bittiğinde Jimin'le dinlenmek için banklara oturduk. Gözlerimi, isminin Taehyung olduğunu öğrendiğim çocuğa çevirdim.

Topu eline aldığında potaya doğru yürümeye başlamıştı. Tam zıpladığı sırada ayarladığım çocuk Taehyung'u tüm gücüyle itmişti.

Ancak bir şeyler tersti, çünkü o sikik herife fazla sert olmamasını özellikle söylemiştim. Amacım sadece Taehyung'un gözünü korkutmaktı, yaralanmasına sebep olmak değil.

Taehyung'un acı çığlığıyla kendime gelirken dayanamamış ve ayağa kalkmıştım. Kalkmamla, Jimin'in kolumdan tutması bir olmuştu.

"Taehyung'u itmesi için çocuğu ayarlayan sendin. Şimdi ne diye yanına gitmeye çalışıyorsun? Yüzsüz müsün?"

Jimin'in sinirli bakışlarıyla karşılaşırken geri yerime oturmuştum. Ne diyebilirdim ki? Çok haklıydı.

"Bu kadar sert olacağını düşünmemiştim. Oysa ki, onu uyarmıştım."

Jimin de buna karşılık olarak elini çenesine atmış ve olduğu yeri hafifçe kaşımıştı. Kaşlarımı çatarak, bir anlık öfke ile ayarladığım aptal çocuğa çevirmiştim bakışlarımı. Dilim çoktan ağzımın içinde dolanmaya başlamışken, bir anda kendimi suçlu hissetmiştim.

O sırada, Taehyung'un hep etrafında olan yeşil saçlı çocuk, sağlam bir yumruk geçirmişti o çocuğun yüzüne. Açıkçası içim rahatlamıştı. Cidden bazen Jimin'in de dediği gibi yüzsüz olabiliyordum.

"Gidiyorlar."

Jimin'in sesiyle kendime gelirken bana bakan bir adet Taehyung görmüştüm. Ben de hafifçe gülümsemiştim. Ama bu öylesine bir gülüş değildi. Her ne kadar pişman olsam da bana bulaşmasının cezasını çekmesi gerekti.

Ona gülmemle hemen gözlerini yere çevirmişti, acı çektiği her halinden belli oluyordu. Bu pişmanlık duygumu biraz daha arttırırken bir yandan da kendime sinirlenmiştim.

Jimin elini omzuma koyup "Yanlış anlamalı mıyım, Kook?" demişti, kaşlarını kaldırırken. Alayla sorduğu soruya karşı kaşlarımı çatmış ve hemen cevap vermiştim.

"Saçmalama Jimin. Öyle bir şey olmayacağını çok iyi biliyorsun."

Ardından omzumdaki elini kavrayıp indirirken "Ayrıca bana şöyle hitap etme, sakın." dedim, dişlerim arasından. Bu hitap şeklini sevmiyordum, çünkü küçüklüğümde çok dalga geçilirdi.

O ise "Kim bilir, Kook..." demişti, uyarımı hiçe sayarak. Bu ismin bende çok tatlı durduğunu söyleyip duruyordu ve tabiki kesinlikle ona katılmıyordum. Kardeşim gibi olduğu için de fazla sesimi çıkaramıyordum.

𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin