Sizi seviyorum.
İyi okumalar.
***
•JUNGKOOK•
Taehyung çekip gittiği an dediklerimden pişman olmuştum. Tam konuşacaktım ki sınıftan çıkmıştı. Saçımı ellerimin arasına alıp, oflayarak çektim.
Ona elbette böyle bir şey söylemek istememiştim ama o it herif resmen ona yiyecekmiş gibi bakıyordu ve ben, inkâr etmiyorum ki, deli gibi kıskanmıştım.
Hele o dudaklarını yalaması... Evet, kesinlikle onun dilini kesecektim! Şimdiyse o piç yüzünden Taehyung'u kırmıştım.
Daha tanışalı kısa bir süre olsa da Taehyung'u önemsiyordum ve ona karşı, abartı olmasa da hislerim olduğunu biliyordum. Açıkçası artık fazla umursamıyordum, oluruna bırakmıştım.
Boş sınıftan çıkıp bahçeye indim ve Jimin'i aradım.
"Efendim Jungkook?"
"Bahçeye inebilir misin? Derse girmeyeceğim, seninle konuşmam gerek."
"Tamam, geliyorum bekle."
Telefonu kapatıp dar kotumun cebime tıkıştırdım, etrafa göz gezdirdikten sonra gördüğüm banklara doğru ilerledim. Jimin'in gelmesini beklerken kaşımdaki piercingle oynamaya başladım. Bunu yalnızca gerildiğim zamanlar yapıyordum.
Yaklaşık birkaç dakika sonra Jimin yanımdaki yerini aldı.
"Bir sorun mu var?"
Meraklı bakışları eşliğinde sorduğu soruyla ona dönmüş ve harelerimi taş zemine dikmiş, mırıldanmıştım.
"Bilmiyorum Jimin, bilmiyorum. Bok gibi hissediyorum."
Başımı ellerim arasına alıp oflarken "Ben böyle hissetmem, böyle kafam karışmaz." dedim, sıkkınca.
Elini sırtıma koyup sıvazlamaya başladı. Ona minnettardım, o ve Namjoon hyung benim herşeylerimdi. Fazla yakın arkadaş edinmezdim, bu saçma ve gereksizdi.
"Konu sanırım Taehyung, ha?"
Dirseklerimi dizlerime dayayıp kollarımı bacaklarımın arasına saldığımda, hafifçe kafamı sallayıp onu onayladım.
"Söyle bana."
Dediği şeyi anlamayarak kaşlarımı çattığımda, göz devirdi.
"Acımasız ve ruhsuz bir Jungkook'u birkaç günde bu hale getiren çocuğa ne hissettiğini söyle. Sadece anlat gitsin Kook, seni tanıyorum."
Anlamıştı işte, ama olmazdı anlatamazdım. Daha önce hiçbir erkeğe karşı böyle hissetmemiştim ve açıkçası bu beni geriyordu.
"Anlamıyorum, Jimin. O, farklı, kesinlikle farklı ve beni kendine hayran bıraktı. Bilmiyorum belki de yanılıyorumdur, daha tanışalı birkaç gün oldu."
Çenesini omzuma yasladığını hissetmiştim, sonra yanaklarını şişirerek derin bir nefes almıştı. "Bu zamana kadar ilk kez böyle bir hisle karşılaştığın için duygu karmaşıklığı yaşaman çok doğal, Jungkook." Bir elini saçıma yerleştirip, okşamaya başladığında "Ancak bu, senin hislerinde yanıldığını göstermez. En azından bir dene bakalım, görelim neler olacak." demişti.
Sonunda derin bir nefes verip pes etmiştim. Dediği gibi deneyecek ve sonuçlarını görecektim. Hem, ne kaybederdim ki.
Anlattıklarımdan sonra bir nebze olsun rahatlarken derince bir nefes verdim. Jimin saçımdaki elini, omzuma yasladığı çenesinin altına koyarak bir süre yan profilimi izlemişti. Benden bir cevap beklediğini biliyordum, bu yüzden "Tamam, deneyeceğim." dediğimde, kocaman gülümsemesini göstermişti bana, ardından kollarını etrafıma dolayıp, sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎
Teen FictionBırak, tenin tenime, nefesin nefesime karışsın. Yorulursan eğer, saçların omuzumda dağılsın. DEVAM ETMEYECEK #smut (içerir) #yetişkin içerik