Yanlış Anlaşılma

6.6K 452 277
                                    

İyi okumalar.





***

TAEHYUNG

Tüm gün Jungkook'un gözleri üzerimden ayrılmamıştı. Ayrıca ne zaman bizimkilerin dışında biriyle yakınlaşsam, kötü kötü bakıyordu. Tamam, belki biraz bu davranışları hoşuma gidiyordu ama yani bir yere kadar.

Şu an ise yine bana bakıp duruyordu ve bende sabredecek güç kalmamıştı.

"Jungkook, şunu keser misin artık?"

İyice yanıma yanaşıp tek kaşını kaldırdı. Bilerek yapıyordu.

"Neyi keser miyim?"

Resmen benimle dalga geçiyordu ama bunu ona ödetirdim, evet kesinlikle yapardım. Ellerimi omuzlarına getirip ittirirken konuştum.

"Şunu işte, hemen kes. Sabahtan beri peşimde koşturuyorsun ya da gözlerini üzerime dikiyorsun ve bu sinirimi bozuyor."

Umursamaz harelerini bana çevirip "Yani?" dedi. Ben ise derin bir nefes vererek, uğraşmamayı seçtim.

Sessiz kalmış olmamla parmağıyla omzumu dürtmüş, yine de ondan yana bakmıyor oluşuma karşı tekrar dürtmüştü. Gözlerimi yumup sakin olmayı amaçlarken, bu sefer omzumu delecekmiş gibi dürtmesiyle sinirle elini iterek "Siktir git, Jungkook!"diye, bağırdım.

Sınıfta, kendi hallerinde sohbet eden öğrenciler bize doğru döndüğünde bakışlarımı Jungkook'a çevirmiş ve çatık kaşlarıyla karşılaşınca derince yutkunmuştum. Çünkü, şu an beni öldürecek gibi bakıyordu.

Hafifçe gülümseyip ayaklananarak yanından geçmiş, gözleri üzerimden ayrılmazken "Yani şey, öyle demek istememiştim." demiştim, kıçımı toparlamayı umarak. Ancak bakışları hâlâ öyle sertti ki, çareyi koşarak kaçmakta bulmuştum.

Sınıf kapısından çıktığım an "Taehyung, buraya gel!" diye, kükremesiyle arkamdan geldiğini anlamış fakat tabiki durmak gibi bir hata yapmamıştım.

Lanet olsun! Ne vardı ağzımı kapalı tutsaydım.

Şu an deli gibi bahçede koşturuyorduk ve herkes bize 'bunlar neyin kafasını yaşıyor?' adlı bakışlarını yolluyorlardı. Koşmaktan neredeyse ciğerlerim patlayacaktı ama bu Jungkook öküzü hâlâ deli danalar gibi beni kovalıyordu.

"Jungkook özür dilerim. Bak gerçekten ağzımdan bir an öyl- Ahh!"

Lafım, Jungkook'un beni yakalayıp sırtına almasıyla kesilmişti. Bir de şu an onun poposuyla bakışıyordum.

"Sevdin galiba orayı."

Kıkırtısıyla sözünü bitirdiğinde, gözlerimi devirdim.

"Sevmek mi? Şu an bu manzarayı görmemek için gözlerimi kapıyorum."

Beni hızlıca sırtından indirip, ne zaman arkamda olduğunu anlamadığım duvara sıkıştırmıştı. Ben ise sanırım nefes almayı unutmuştum. Cidden ondan bu kadar etkileniyor muydum?

Bana iyice yaklaştı ve ellerini iki yanıma koydu. Vanilyalı kokusu burnuma geldiği an çok hoş koktuğunu düşünmüştüm.

"Kaşınıyorsun biliyorsun değil mi, Taehyung?"

Bakışları öyle yoğundu ki, ne diyeceğimi bilemedim. Evet, belki de şu an ters bir cevap vermem gerekti ama veremiyordum. O tam ağzını açmış birşey söyleyecekti ki, bir anda nereden geldiğini anlamadığım yumruk suratında patlamıştı.

Gözlerim kocaman açılırken hemen bunu yapana döndüm. 

"Tanrı aşkına, Hoseok! Ne yapıyorsun sen?!"

𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin