Deli Cesaretler

2.9K 159 93
                                    

Böyle bir giriş yapmak istemezdim ancak SON KEZ söylüyorum, kurgudaki hiçbir karakterime ağır küfür yazdıldığını görmek İSTEMİYORUM. Zaten belirli bir seviyedeki argolara karışmıyorum, onlar makul.

Saygılı bir şekilde yorum yapmayı bilmiyorsanız, rica edeceğim terk edin sayfamı.

Her neyse, şimdi panoma güzel şeyler yazan güzel insanlar için konuşmak istiyorum. Ben de sizi seviyorum, gönül rahatlığıyla yazabilirsiniz.

Artık bunu kaçıncı defa söyleyeceğim bilmiyorum ama satır arası yorumların HEPSİNİ okuyorum ve önem veriyorum. Çoğu zaman güldürüyorsunuz beni, mutlu oluyorum.

Bir daha bunu da belirtmeyeceğim, yapan yapar yapmayan yapmaz artık.

İyi okumalar.







***

Bakışmalarımız bir süre daha devam etmiş, hyunglarımın seslenmesiyle onlara dönmüştük. Çoktan bir film seçmişler ve yerlerini almışlardı. Ben de, ortamın loşluğu eşliğinde sırtımı sevgilimin göğsüne yaslamıştım.

Anında sol kolu belimi sıkıca sarmış ve elini serbestçe kasıklarımın üstüne bırakmıştı. Ekranın anlık beyazlığıyla hepimizin yüzleri aydınlanmıştı. Filmin introsu bittiğinde, tamamiyle filme odaklanmış durumdaydım.

...

İki buçuk saatlik sürenin sonunda önümüzdeki masa, abur cubur ve içeceklerle birlikte dağılmıştı. Tek fark, Jimin hâlâ kâsede kalan son cipsi yiyordu ve açıkçası duracak gibi değildi.

Sonunda Yoongi hyung duruma el atıp kâseyi elinden almıştı. Jimin'in, cipsin baharatından dolayı kirlenmiş dudakları büzülmüştü. Civciv işte.

Ben onlara bakıp güldüğümde, Jungkook da yüzüme doğru eğilmişti. Ona gülümseyip son kez Jimin'lere baktığımda, hyungum peçeteyle sevgilisinin dudaklarını temizliyordu.

Jin ve Namjoon hyung ise koltukta uyuyup kalmışlardı ve aşırı güzel bir çifttiler. Üşüyebilirler düşüncesiyle ayağa kalkmış, giderken de uyuklayan Hoseok'u çekiştirmiştim.

Üst kattaki battaniye ve yastıkların olduğu odaya girdik. Arkamda bekleyen Hoseok'un eline bir yastık, bir de polar verdim. Kendim de elime gerekli şeylerden alıp tekrar aşağıya indik.

Salona ulaştığımızda Jungkook'un son bir bardak kadar kalan sojusunu içtiğini gördüm. Daha fazla içmemesi için önünden şişeleri kapıp çöpteki yeriyle buluşturdum.

Geri dönüp uyuyan Namjoon hyung'u hafifçe dürttüm, uyanması için. Birkaç mırıltı bırakarak yavaşça uyandı. Uykusunun ağır olmamasına sevinip "Hyung, size koltukta yer yapayım. Sen de Jin hyung'u yatır, olur mu?" dedim, elimdeki yastığı gösterirken.

O da kısılmış gözleriyle usulca başını sallayıp Jin hyung'u nazikçe kenara çekmişti. Çabucak yastıkları geniş koltuğa yerleştirdim ve uzanmaları için bekledim. Namjoon hyung'a biraz yardım ederek, Jin hyung'u uyandırmadan yatırmayı başarmıştık. Sonunda ikisi de yattığında üzerlerini güzelce örttüm.

Doğrulduğumda, belime tutunan el ve başıma kondurulan öpücükle gülümsedim. Sonrasında arkamdan çekilip lavabonun olduğu yere doğru gitti.

Masayı toplamaya giriştiğimde Yoongi hyung kolumdan tutup durdurmuştu beni. "Sabah hep birlikte hallederiz. Sadece git ve uyu." Omzumu sıkıp elinden tuttuğu Jimin ile odasına gitmişti. Giderken Jimin kocaman gülümsemişti bana.

𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin