Hatalarım varsa affedin lütfen, birazcıcık yoruldum çünkü ehe ☺
İyi okumalar.
***
Söylediği cümle zihnimde dolanıp duruyor, hâlâ ne dediğini doğru duyup duymadığımı düşünüyordum.
Kocaman olmuş gözlerim yavaşça normal hâlini alırken alt dudağımı ısırmış ve karnındaki ellerimi yakalarına çıkarmıştım.
Bakışlarıma mahmurluk eklerken, bir yandan da boynundaki dövmenin çizgilerini parmaklarımla takip ediyordum. Önce boynundaki elime, ardından yüzüme bakmış ve kaşlarını kaldırmıştı, hafifçe yan sırıtarak.
"Sen çok arsız bir adam oldun!"
Kulağına yaklaşıp ciddiyetle fısıldadığımda, söylediklerimin aksine kıkırdamıştım. Belimdeki eliyle beni iyice kendine çekerken, önce çenemi koklayıp sonra da bir öpücük kondurmuştu. Ardından aynı şekilde burnum ve dudağım arasını da öpmüştü. Bu öpüşüyle gözle görülür şekilde titrerken, bu sefer o kıkırdamıştı.
"Bir öpücüğümle titreyen kişi mi söylüyor, bunu?"
Kaşlarım hızla çatılırken, hemen savunmaya geçtim.
"Sevgilimden çok etkileniyorsam, ben ne yapabilirim?"
"Hmm, öyle miymiş?"
Başımla onu onaylarken, boynundaki duran parmaklarımı tekrar oynatmaya başladım. Yüzüme yaklaşmaya başlayınca, gelecek olan öpücükle gözlerimi yavaşça kapadım.
"Cezalısın, bebeğim."
Kapadığım gözlerimi serilikle açmış ve ne demek istediğini kavramaya çalışmıştım.
Dişlerini göstere göstere gülüyordu resmen!
"Ne demek, bu?"
Dudaklarını yalayıp biraz geri çekilmiş ve ellerini de belimden çekerek, göğsünde bağlamıştı. Kaldığım boşlukla, havada kalan kollarımı indirmiş ve anlamayan gözlerle ona bakmıştım.
"Şu demek oluyor ki, benden habersiz bir işe kalkıştığın ve bana bu konuda yalan söylediğin için,"
Eliyle üç işareti yapmış, sözüne devam etmişti.
"Üç gün boyunca öpüşmek yok."
"Ne?!"
Sesimin volümünü ayarlayamadığım için, şaşkınlığın getirgesiyle bağırarak sordum. Şaka falan yapıyor olsa gerekti! Siktiri boktan bir saç boyama işi yüzünden, sevgilimi öpemeyecek miydim şimdi!
Omuzlarını silkip "Onu, bunu habersiz yapmadan önce düşünecektin. Şimdi, aşağı iniyoruz." demiş ve kapıyı açtığı gibi odadan çıkmıştı.
Ciddi ifadesine bakılırsa gerçekten de kızmış olmalıydı ama üzülmeyeyim diye bir şey dememişti. Oflayıp odadan çıkmış, aşağıya inmiştim.
Salona asık suratımla girdiğimde ilk Jimin görmüştü beni. "Oh, ölmemişsin." Başka zaman olsa dediğine gülerdim ama sevgilimi üç gün öpemeyecek olmak koyuyordu. Jimin'in de gülen yüzü solarken, kaşları çatılmış bir bana bir de bacak bacak üstüne atmış, sohbet eden Jungkook'a bakmıştı.
Onu umursamayıp Jin hyungun yanına oturmuş ve ona sırnaşmıştım. Namjoon hyung da bir şeyler olduğunu anlamış olacak ki bana ses etmemişti. Jin hyung "Tae, iyi misin?" deyip, sıkıca sarılmıştı. Omuzlarımı indirip kaldırırken, kısık sesle "Jungkook üç gün öpüşme yasağı koydu. Belli ki kızmış bana." dedim. O da 'hmm' layıp sırtımı sıvazlamış ve "Benim bildiğim Taehyung bu işin üzerine giderdi ve istediğini almadan da durmazdı." demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎
Teen FictionBırak, tenin tenime, nefesin nefesime karışsın. Yorulursan eğer, saçların omuzumda dağılsın. DEVAM ETMEYECEK #smut (içerir) #yetişkin içerik