İyi okumalar.
***
Evimin önüne geldiğimizde hiçbir şey söylemeden arabadan inecektim ki, Jungkook'un elimi tutmasıyla geri yerime oturdum ve sorar gözlerle ona baktım.
"Birbirimizi iyice tanımak ister misin?"
Sorduğu soruyla gözlerinin içine bakmış, onaylar biçimde başımı sallamıştım. Elimi tutan şekilli parmakları biraz daha sıkılaşırken "Öyleyse, numaranı alabilir miyim?" dedi, flörtöz bir tavırla.
Bildiğin, benimle flört etmek istiyordu.
Uzatmadan "Olur." deyip, uzattığı telefonunu elime almıştım. Elimi bırakmadığı için tek elimle numaramı yazmış, isim soyisim olarak kaydettikten sonra geri alması için telefonu uzatmıştım.
Telefonu cebine yerleştirip, yönünü tamamen bana çevirmiş "Partide yaptığım şey için," diyerek, bakışlarını tuttuğu elime çevirmişti. "Üzgün değilim, sadece biraz kıskanç bir herifim o kadar."
Ardından elimi bir avuç içine almış, diğer elinin işaret parmağıyla da avuç içimde daireler çizmeye başlamıştı.
Bunu yaparken hafifçe tebessüm ediyorken, ten renklerimizin farklı olması üzerine anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu.
Bir süre sonra "Bu gece senden iyi geceler öpücüğü istemiş olsam, çok mu ileri giderim?" diye sorarak sessizliği bozduğunda gözlerimi irice açarak yüzüne bakmıştım.
Elbette onu dudağından falan öpmeyecektim!
Alt dudağını dişlerinin esiri yaptığında başını iki yana sallayıp "Yanağımı kastetmiştim." demiş, beni bu yanlış anlaşılmadan kurtarmıştı.
Boğazını sahte bir öksürükle temizledikten sonra elimi, beyaz teni arasından çekerek, gelen cesaretle uzanıp yanağına hızlı bir öpücük koymuştum.
Hemen sonrasında "İyi geceler." diye, fısıldayıp ve arabadan inerek arkama bakmadan eve doğru adımladım.
Sırtımı, kapadığım kapıya dayayarak derin bir nefes aldım. Onu öylece öpmüş olmak-yanağından dahi olsa-çok garip gelmişti. Aynı zamanda hoş da bir histi.
Numaramı ona verdiğim aklıma nüksettiğinde gözlerimi bir süre yummuş, derin bir nefes alarak geri açmıştım.
Hızlı adımlarla odama gitmeye başladım. Güzel bir uyku çekmeliydim.
...
Sabah alarmdan önce uyanmış ve güzel bir duş almıştım. Ardından en sevdiğim yırtık modelli kazaklarımdan birini ve siyah yırtık kot pantalonumu giymiştim.
Kıyafetlerimde yırtık çok seviyordum -her ne kadar yırtıklardan tenim gözükse de-. Bugün annem ve babam sonunda eve dönüyorlardı, onları çok özlemiştim.
Ayakkabımı ve ceketimi giyip, mavi saçlarımı da düzelterek evden çıkarak okula doğru ilerlemeye başladım. Aklıma dün gecenin anıları dolarken heyecanla dudağımı dişledim.
Ardından geçmişimi düşünmeye başladım, açıkçası fazla yorucuydu. Şu an 19 yaşımdaydım ve geçmişteki bir takım olaylar yüzünden bir yıl boyunca ortalıkta gözükmemiştim ancak ne de olsa artık bir yeminim vardı.
Aslında ben o kadar da masum biri değildim, sadece birkaç şeyin üstünü örtmüş ve kendimi değiştirmeye çalışmıştım. Yine de, olası bir durumda bahsi edilen yeminimi bozmaktan çekinmezdim.
Düşüncelerimden, birinin saçlarımı karıştırmasıyla ayrıldım ve kaşlarımı çattım. Saçlarımın karıştırılmasından nefret ederdim ve buna cesaret eden de kimdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕰𝖘𝖒𝖊𝖗 𝕲ü𝖟𝖊𝖑𝖎
Teen FictionBırak, tenin tenime, nefesin nefesime karışsın. Yorulursan eğer, saçların omuzumda dağılsın. DEVAM ETMEYECEK #smut (içerir) #yetişkin içerik