Sabah başımın ağrısı ile uyandım. Öyle böyle bir ağrı değildi ne vardı o kadar içecek güneş. Belime sarılı bir el var ama ben neredeyim ki? Etrafıma baktığımda tanıdık gelmedi. Belimdeki kola baktığımda hala aklıma bir şey gelmiyordu. Belime sarılan kolu çekmeye çalıştığımda daha da sıkı sarılıyordu.
"Güneş yat geri"
Batuhan?
What?
Sen ne alaka ben biz?
"Batuhan?"
"He güzelim He"
"Benim burada ne işim var?"
"Gece çok içtin olduğun yerde uyuya kaldın. Bende bana getirdim seni"
"Yanıma neden yattın?"
"Tek başına uyumaktan korkarsın sen ondan yattım"
"Eskiden Di o şimdi öyle bir şey yok kolunu belimden çek eve gidicem"
Ağzını açıp bir şeyler söyleyeceksen çalan kapının zili ile ayağa kalktı. O kalkınca bende kalkıp peşinden gittim. Kapıya gittiğinde ben arkasından ona bakıyordum.
"Oğluşum"
Mehtap hanım. Elinde telefonu ile Batuhanı çekiyordu.
"Çek şu telefonu suratımdan anne"
Telefonu kapatıp eline aldığında gözü benimle kesişti. Beni gitmeye zorlayan kadın.
"Senin ne işin var burada küçük fare? Ne oldu yolacak birini bulamayınca oğluşumamı dadandın.benim sizin gibi fakirlere harcayacak tek kuruşum yok sokak süprüntüsü seni"
Sözleri çok ağırdı ben bunları hakedicek hiçbir şey yapmadım ona.
"Sınırınızı bilin Mehtap hanım sustuğum için söylediklerinizi kabullendim zannetmeyin susuyorsam size olan saygımdan"
"Ay sümüklü saygıdan bahsediyor Oğluşum duyuyor musun? Ay bir saniye bu anı sosyal medyaya atmam gerekiyor"
Eli çantasında ki telefonuna uzandığı sırada Batuhan elini tuttu.
"Güneş ile böyle konuşamazsın anne haddini bil"
"Ay Oğluşum bu sidikli senin beynini yıkamış. Sen değil miydin düne kadar Merve ile evlenmek istiyorum diyen. Hem yarın nişanınız var sizin anlıyorum kafan yoğun diye bu süprüntüyle gününü geçirdin ama hadi nişanlının yanına git"
Batuhanın gözlerine baktığımda hiç bir şey söylemedi. Nişanlanıyor muydu yani? Dün akşam bana aşkla bakması uyuduktan sonra hayal meyal duyduğum seni seviyorum sözleri yalan mıydı?Yanıma doğru geldiğinde elimle durdurdum akan gözyaşımı elimle silip gülümsedim.
"Özür dilerim Batuhan bey rahatsız ettim sizi. Ben de tam gidiyordum şimdi. Size mutluluklar bir daha karşınıza çıkmayacağıma emin olabilirsiniz"
Yukarıdaki odasına çıkıp üstümdeki tişörtü hızlıca çekip çıkarttığım da dün akşam üzerime giydiğim bluzu geçirdim yeniden. Hayır güneş ağlama küçük düşme onun gözün de hala seviyorsun zannedicek. Sevmiyor muyum sanki? Odanın kapısından çıkarken Batuhan girdi.
"Güneş yemin ederim yalan söylüyor kendi kendine kuruyor kimseyle nişanlı falan değilim. Olmayacağım da"
"Açıklamanı duymak istemiyorum Batuhan ALSANCAK."
Onu odada bırakıp hızlıca aşağıya indim annesi koltukların birine kurulmuş oturuyordu. Yanına gidip içimi döktüm.
"Sen varya hayatımda tanıdığım en acımasız en zalim kadınsın senden iğreniyorum mehtap Alsancak. Kendinden başka kimseyi düşünmeyen bencil sürtüğün tekisin. Anne bile değilsin ki sen kendi çocuklarını başkaları büyüttü şimdide onların hayatında söz sahibi olmaya çalışıyorsun. Bu yaptıklarını asla yanına bırakmayacağım. Bir gün kendi ayağınla kapıma gelip benden özür dileyeceksin . Bunu o küçük beynine yaz "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANTEL //+18 TEXTİNG
Teen FictionAlev :Dantellenmiş Geceler Alev:Kan kırmızı Ojeler Alev:Kesik kesik cümleler... Alev:*fotoğraf* Alev :Şarkıyı değil sözlerini yaşamalıyız Batu. Alev:Şarkının ritmiyle sırtına çizikler atmalıyım. Alev:Ah çok fenayım yanıyorum şefim... BATU :Hay sik...