2 saat sonunda bunu yapanın kim olduğunu bulmuşlardı. Batuhan. Yapmıştı bunu ona ayrı hesabını soracaktı güneş ama önce oğzuahan gidecekti. Gerçek fotoğrafları çıktı yapıp eline aldı.
"Onur beni evime götürür müsün?"
"Olur götürürüm"
Evden hızlıca çıktılar güneş iki göz iki Çeşme ağlıyordu. Çok sinirliydi, üzgündü, kırgındı ona inanmamıştı böyle biriyle evlenmek şöyle dursun hayatında dahi olmasını istemiyordu güneş. Evine gelir gelmez bavulunu alıp 1 saatte bütün eşyalarını topladı hastane için de istifa mektubu yazdı imzaladı. Bavulu ile birlikte aşağıda bekleyen onurun yanına indi.
"Havaalanına götürür müsün?"
"Birlikte gidiyoruz seni tek bırakmam Güneş"
"hayır kendim gidicem kimseyi istemiyorum"
"Bende gelicem diyorum bitti."
Kısa süre sonra havaalanına varmıştık onur ile birlikte. Yarım saat sonra uçağımız vardı bu arada yemek yemiştik iki üç lokma yiyip doymuştum.Düşündükçr gözümde daha da küçülüyordu kalbimde acının tarifi yoktu bana güvenmemişti sormaya bile tenezzül etmemişti. Gözünde bir fahişeden farkım yoktu o zaman niye sevdi yada niye sevdirdi niye evlenmek istedi aklım almıyordu. İntikam mı alıyordu onu da anlamıyordum Batuhan ile ön sevişmeden ötesine hiç gitmemiştik ki onu sevdiğimi zannediyordum meğer isem sadece bir takıntım onu kolayca unutabilmiştim ama Oğuzhan beni gecenin bir vakti tek başına bırakıp gidebilecek kadar şerefsiz bunların hepsini yüzüne vurmak için sabırsızlanıyordum. Gözyaşlarımı silip uçağa doğru ilerledik onur ile birlikte gece 12 de bindiğimiz uçaktan sabah saatlerinde Şanlıurfaya iniş yapmıştık. Onur oğuzhanın evini biliyordu. Kapısının önüne geldiğim çde kocaman bir konak karşıladı. İçeriye girmek istediğinizde kapıda ki nöbetçiler ismimizi sorup içeriye haber vermişti. Bahçeye girdiğimizde gözyaşlarım durmuyordu. Aşağıya oğuzhan indiğinde sinirle bana baktı.
"Senin ne işin var burda küçük kahpe yetmedimi yaşattığın duygu?"
Güneş kendini tuttu çantasından fotoğrafları çıkartıp oğuzhanın yüzüne fırlattı.
"Bana inanmayan bir adamla daha fazla yola devam edemezdim sakın yaklaşma Oğuzhan beyim malum sen beysin bense küçük bir kahpe işin olmaz benim gibi kahpelerle."
Parmağımdaki yüzüğü çıkartıp bahçenin orta yerine attığımda bütün konak dışarı çıkmıştı.
"Bir daha ne yüzünü görmek nede sesini duymak istiyorum bitti. Benim sadece sevgiye ihtiyacım vardı sen severim dedin yaralarımdan öptün sardın bırakmam dedin inandım sana yine birine inandım ve yine üzülen ben oldum. Evlenelim dedin hayatımda ilk defa gelinlik hayali kurdum ben sevdiğim adamla aynı evi paylaşmanın düşüncesi bile mutlu etti beni ne parada ne pulunda gözüm vardı istediğim tek şey sevgiydi ama sen daha ilk engelde beni bırakıp gittin. Söylediklerin çok ağır Dı Beyim bundan sonra ben yokum hadi sana eyvallah "
Onurun koluna tutunarak kapıdan çıkmaya çalışıyordum. Kolumu tuttu.
" Özür dilerim bebeğim ben kendimi kaybettim ne olur affet beni "
Kolumu elinde hızlıca çektim.
" Bana acıma Oğuzhan bey bunca zaman sensiz yaşadım bundan sonra da yüreğimdeki yeni bir acı ile yaşarım."
Onura döndüm sonra.
"Ne olur götür beni burdan kurbanın olayım Onur"
Onur bir anda kucaklayarak kapıdan çıkardı beni. Arabaya gidene kadar Oğuzhan peşimden ayrılmamıştı. Arka koltuğa beni yaptırdıktan sonra onur oğuzhana bir şeyler söyleyerek arabaya bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANTEL //+18 TEXTİNG
Teen FictionAlev :Dantellenmiş Geceler Alev:Kan kırmızı Ojeler Alev:Kesik kesik cümleler... Alev:*fotoğraf* Alev :Şarkıyı değil sözlerini yaşamalıyız Batu. Alev:Şarkının ritmiyle sırtına çizikler atmalıyım. Alev:Ah çok fenayım yanıyorum şefim... BATU :Hay sik...